Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sor hadi!" diye bağırdı bana. "Ona neden Medusa dediklerini sor bana." Artık eminim kesinlikle şizofren bu kız çünkü ruh hali sık sık değişiyordu. Ben sormadan pes etmeyeceğini bildiğim için mecburen ona istediğini verdim. "Anneme neden Medusa dediklerini biliyor musun?" "Çok korkunç olduğu için olabilir mi?"
Binaları böylesi korkunç yüksekliklerde inşaa et­mek ve bahçeleri de tepelerine yerleştirmek zorunlu hale gelmişti, çünkü yeryüzünün düzayak kısmı mec­buren tarıma ayrılıyordu. Dünyanın nüfusu o kadar çok artmıştı ki kıtlık tehlikesi karşısında boşta kalan her köşeciğin saplı meyvelerin yetiştirilmesine ve ka­saplık hayvanların beslenmesine adanması gereki­yordu.
Reklam
Mecburen işe gidiyorum tabii, kapitalizmde ayrılık izni diye bir izin yok.
Acaba bugün kalbimizde hissettiğimiz şey Yağmur çoktan dindiği halde,şu tepemizdeki ıslak yapraklardan üstümüze düşen yağmur damlaları gibi bir şey mi? acaba anılarımız olmayınca aşkımız da mecburen solup gidecek mi?
Bir Emir Nasıl Yazılmalıdır?
Seferiyye Nizamnamesi'nde açıkça anlatıldığı gibi (madde 49), emirler kısa, açık, kesin ve emri alanın iktidar derecesi ve bilgisiyle orantılı olmalıdır. 1. Kısa: Pek uzun emirler, onları alanları sıkar ve uygulanmasında gevşekliği doğurur. Bir emirde çok ayrıntıya girişildi mi, esas noktalar pek çabuk kaybedilir. Bir de, emirlerde tabii olan hususlardan bahsedilmemelidir. Mesela, "Süvari keşfe devam edecektir" gibi. Çünkü bunun mecburen yapılan bir hizmet olduğunun bilinmesi lazımdır. 2. Açık: Malumdur ki, bir emirdeki ifadeler bile muğlak olursa, o emir daima yanlış yorumlanır. Anlaşılır olmaktan uzak abartılı ifadelerin -ki emri uygulanamaz hale getirir- doğurduğu sakıncalar büyüktür. 3. Kesin: Emir veren, ne istediğini tamamen biliyorsa, kesin emirler verir ve böyle emirler kemali şiddetle uygulanır. Yarım kararlar, tamamlanmamış tedbirler daima tehlikelidir. Dolayısıyla, emir veren, muharebe tarzını ve maksadını tamamıyla kararlaştırmalı ve vereceği emirde, açık bir şekilde, bir taarruz muharebesi mi, yahut bir işgal muharebesi mi uygulayacak, yoksa ciddi bir hareketten mi kaçınacak, yahut kesin bir muharebeye mi girişecek, bildirmesi lazımdır. Meşhur bir taktikçi bu hususta şöyle diyor: "Durmak istiyorsan sağlam dur; yürümek istiyorsan çabuk yürü!"
Sayfa 29 - Emirlerin YazılmasıKitabı okuyor
"Bir insanı özlemekle bir yeri özlemek çok da farklı artan, kavuşma sırasında en yoğun anina ulasan duygular değildi. Ancak özlem, özlenenin yokluğunda hasretin kardeşi, ayrılığın kötü ortağıydı."
Reklam
"insanlar küçük yerlerin hikâyelerinin de küçük olduğunu düşünür. Oysa bir yer ne kadar küçükse, hikayesi de bir o kadar büyük olur."
İnsanlar hayal kurmayı sever
İnsanlar hayal kurmayı sever. Kimi zaman yaşayamayacağı bir hayatın tam merkezine yerleştirir kendisini, kimi zaman yarım kalan hikâyeleri devam ettirir düş gücüyle...
Hayali bir göbek kordonu ile uzay meki­ğinden ayrılan astronota benzer doğan çocuk. Anne her zaman evdir o zaman. Yahut korunak. Ötelere gitsen de gerisingeriye döneceğin. İsteyerek veya mecburen sığındı­ğın, sığındığın zaman başarısızlığınla sınandığın yer.
Sayfa 237Kitabı okudu
Sıradan hakikatler dünyasında ne kötüler cazalandırılıyor ne de iyiler ödüllendiriliyordu. Başarı güçlü olana veriliyor, başarısızlık mecburen zayıfa kalıyordu. Hepsi buydu.
Reklam
"Sen hiç liselere giriş sınavına hazırlanan bir bizon gördün mü? Bizonun tek gayesi yaşamaktır, o da her şeyi yaşamak için yapar. Ama biz ölene kadar 'Nasıl yaşamak?' sorusuna cevap bulmak zorundayız. Bunun cevabını arayan herkes mecburen karmaşıktır."
Bende de öyle olmadı mı? Bir zamanlar ahaliden insanları severdim, pek çok insanı sevdim; neye yaradı? Sonra küçüklüklerini, basitliklerini, hıyanetlerini, ikiyüzlülüklerini göre göre... Bu ikinci üçüncü sınıf haller hareketler karşısında insan sevgisinden mecburen vazgeçtim.
Sayfa 514Kitabı okudu
Ah o her şeyi gören fakat sessizlik yemini etmiş gibi susan duvarlar... Bir konuşabilseler, anlatabilseler gördüklerini... O vakit ne sırların hükmü kalırdı, ne mecburen uydurulan yalanlar, ne de inkâr dolu riyakâr dudaklar.
Bu iki dünya arasında muhtemelen hiçbir zaman bir denge kuramadım. Oysa birinden birini kerteriz almam gerekirdi, mecburen.
"Herkes gibi davranan, kendisi gibi davranmayana 'mecburen' kızar." (Andre Gide)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.