Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öne çıkanlarınız batsın!
Bu siteyi yaklaşık 3.5 senedir severek kullanıyorum. Bunun sebebi de diğer sosyal medya uygulamalarına benzemiyor olmasıydı. Yani Facebook gibi morukların ilişki peşinde koşmadığı, Twitter gibi ergen isyanlarının olmadığı ve İnstagram gibi anı yaşamaktan habersiz özel hayat nedir kavramını insana sorgulatan bir uygulama olmadığı için kullanmak
Şak Şak Şak (Tekrarı Gerektiren Hallerden Mecburen)
Nedir 1K? Kalkıp da sitede “Okur musun , yazar mısın? Okuduğunu anlatabilen , popüler olma derdinden ziyade paylaşımların ile bilgilendirici misin sen?” diye sorsam, bir çok üyenin “dalga mı geçiyorsun, tabi ki öyleyim.” diyeceğine adım gibi eminim. Peki, sıra geldi şimdi ikinci soruya: “sitede bulunma amacın nedir, açıklar mısın bana?” -
Reklam
Lütfen "Takipler" sekmesini okurlara özel alan olarak bırakın!
Sevgili
1000Kitap
1000Kitap
1000Kitap Destek
1000Kitap Destek
, Onca eksik ve aksaklıklarına rağmen bu mecrayı yıllardır severek kullanıyorum. Uygulamanın geliştirilmesi için yapılan yenilikleri de destekliyorum. Ancak bunlardan bazıları var ki beni iyice köşeye sıkıştırılmış hissettiriyor. Birçok hesabı sırf karşıma çıkmasın diye engellemek zorunda kalıyorum. Benim gibi
Van'da deprem oldu devlet millet el ele oraya koştu. Kimse bunlar Kürt ve HDP ye oy veriyor demedi. İzmir'de deprem oldu devlet millet el ele oraya koştu. Kimse bunlar CHP seçmeni ölsünler oyları azalır demedi. Diyarbakır HDP nin kalesi 10 ile yardım edelim de oradakiler gebersin biz yardım etmeyelim diye kimse düşünmedi. Hatay'da
Bay D’nin Bir Günü | Ocak Ayı Hikâye Etkinliği
Hafta içi her zaman olduğu gibi Bay D yine sabahın köründe (daha karga botunu giymeden) dijital saatin klasik müzikli alarmıyla (Mozart’ın Son Zart’ıyla) uyanıp yatağından ivedilikle kalktı. Alelacele yaptığı sağlıksız bir kahvaltı sonrası ışık hızıyla sokağa fırladı. Hava buz gibiydi. Zemheri soğukları hüküm sürmekte, dışarıda bir yerlere
Herkese iyi akşamlar 1k ailesi. Bulunduğum şehirde benim de dahil olduğum muhteşem bir aile var minik çocuklar grubu o grupta okuduğum şehirde yani Bingöl de köy okullarındaki çocuklara kışın bot ve mont yazın ise oyuncak ve kırtasiye yardımı oluyor okulların açılmasıyla birlikte faaliyetlerimiz de tekrar ivme kazanmış olucak. Ayrıca bu güzel ailemizin bir de sosyal medya hesabı var şeffaf olarak dekont ve alınan ürünler ve elbette o çocuklarla geçirdiğimiz muhteşem anılarımızı paylaşıyoruz reklam yapmak gibi düşünebilirsiniz bunu ama ne yazık ki herhangi bir kurum veya sendika desteği vs yani daha doğrusu sponsorumuz olmadığı için içinden gelen hayırsever arkadaşlarımız ve yardımsever olan gönlünden kopan insanların elinden geleni yaptığı bir grup sizlerden isteğim ricam da şu dünyada her şey gelip geçici ama yaptığımız güzel şeyler hep bizimle her düşünüşte insanın içini ısıtan bir gülümseme her şeye bedeldir eğer sizde yardımcı olmak isterseniz bana burdan ulaşabilir veya aşağıya grubun instagram adresini de ekleyeceğim dilerseniz ordan takip edip bizzat kulüp hakkında veya işlevselliği konusunda bilgi alabilir ve gönlünüzden ne koparsa yardımcı olabilirsiniz bağlantı olarak eklemeye çalıştım lakin olmuyor yardımcı olmak isteyenler özelden bana ulaşmak isterse sizi grubun instagram adresine yönlendirebilirim herkese huzurlu geceler 🌸
Reklam
10 Mart 2018 “…Bırak bu kitap çarpsın okuyanını. Sarsılsın ve kendilerine uzun zaman gelemesinler. Okuyanlar, “Dayanamıyorum okumaya, şüpheci biri oldum çıktım, bu nasıl iş anlamadım!” diyor. Her yerlerine şüphe bulaşsın bırak! Uykuları kaçsın, rahatsız olsun, yaşantılarından keyif alamasınlar bir süre…” diyor. “Kardeşini Doğurmak” kitabının
1K git gide daha da çekilmez olmaya başlıyor!
Hani bir sosyal medya platformuysak da, bir edebiyat ve kültür platformu olarak düşünülmek, görülmek ve buna uygun reklamlarla muhatap olmak biz okurlara daha bi' uygun gelirdi düşüncesindeyim. Sağdaki reklam yerine, birkaç kitap satış reklamı daha makul olurdu be 1K! Mevcut reklam: resimyukle.io/r/ndlunOd6uk
Sevgili 1K neden? ( ilgilisine)
Geniş zamanla kurulan kesinlikle ifade etmemesine rağmen kesinlik varmış gibi algılanan sloganvari cümleleri neden çok severiz? Bir süredir dikkatimi çeken bir durum var özellikle kitap temelli platformlar ve sosyal medya sitelerinde gerek bir kitap alıntısı, gerek bir durum ya da motivasyon bazen de olumsuz bir durumu ifade eden birçok cümle
Doğa mütevazıdır, insan ise kendini haykırır.
Soru çözerken karşıma çıkan bir paragrafı buraya eklemek istiyorum. Çünkü paragraftaki betimlemeler, benzetmeler ve buz gibi gerçeklik, oldukça etkileyici. “Günümüzde pek çok insan; kendi mükemmelliğini ve benzersizliğini, yaptığı işin önemini ve zorluğunu abartmaya şevkle sarılmış bir reklam şirketi gibi davranıyor. DOĞA MÜTEVAZIDIR, İNSAN İSE KENDİNİ HAYKIRIR. Üstelik bunu asırlardır yapıyor. Sosyal medya hesapları üzerinden sürekli olarak “En güzel, en mutlu, en başarılı benim!” diyen çağımız insanının “öz propaganda hastalığı”na yeni yakalandığını düşünmek yanlış olur. Narcissus, sabah uyanır uyanmaz göle öz çekim yapmaya gideli binlerce yıl oluyor.”
Reklam
Ülkenin en büyük edebiyat odaklı sosyal medya platformu egemen siyasi partilerin reklam panosu olmuş.
VERİLERLE (İNSANLARLA) OYNAMAK
#136938897 Eylül Ayı Öykü Etkinliği “İlk defa bir temizlik görevlisi için yapılan iş görüşmesinde hem şirket patronun hem insan kaynakları müdürünün hem şirket müdürünün yer aldığını görüyorum. Camın arkasında başkaları da var mı? Sanayi ve Teknoloji Bakanımız da burada mı?” dedi Fikret gülerek. “Fikret Bey, biz de
1000kitap eleştirisi
Reklamlara karşı değilim sonuçta hiçbir site hayrına hizmet vermiyor, bu çarkın dönmesi için para gerekiyor hak veriyorum. prnt.sc/IukSB5sJyGS3 Bu tarz bir reklam görmeye de asla itirazım yok ama takip etmediğim bir kişinin gönderisini takip ettiklerim sekmesinde reklam olarak görmek gerçekten sinirlendiriyor. Özellikle de şöyle bi
Mr. Robot
Gerçek bir şey var mı ki? Şuna bak. Bak! Fantezi üzerine inşa edilmiş bir dünya! Hap adı altında yapay duygular. Reklam adı altında psikolojik savaş. Gıda adı altında akılla oynayan kimyasallar. Basın adı altında beyin yıkayan seminerler. Sosyal medya adında kontrol altındaki soyutlanmış baloncuklar. Gerçek mi? Gerçeklik hakkında mı konuşmak istiyorsun? Bu yüzyıl başladığından beri hiçbir şeye yakın yaşayamadık. İnsanlığın kalıntılarını sürekli genişleyen çöplüğün içine atarken her şeyi kapattık, pillerini çıkardık ve GDO'lu poşetinin içine attık. Şirketlerin bir aşağı bir yukarı inip çıkan kutuplu numaraları olan dijital ekranlarında markalaştırdığı evlerde yaşıyoruz. Bizi insanlığın görüp görebileceği en derin uykuya dalmamız için hipnotize ediyor. Gerçek bir şey bulmadan önce epey derinine inmen gerek evlat. Bir saçmalık krallığında yaşıyoruz.
Saçmalama
Bir insana ne zaman deriz “saçma sapan” konuşma veya “saçmalama diye? Saçma kelimesi dilimizde akla uygun olmayan, aykırı, yersiz söz anlamına gelmektedir. Yani saçma sapan ve saçmalama derken, aklımıza uyduramadığımız, topluma uygun olmadığını düşündüğümüz sözleri kastediyoruz. Peki bir kişinin sözleri hep akla mantığa, toplum esaslarına
256 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.