Hepimizin güzel bir kaderi vardır. Ve mutlaka o kader ile yollarımız kesişir. Ama bazen, belki de çoğu kez ısrarcı olduğumuz hatalarımız güzel kaderlerimize mani olur, bu yüzden yanımızdan geçer gider..
"-Gözden ırak, gönülden de ırak olur mu efendimiz?
-Hayır Olric.
Yüreğinde bir yer açıp oraya oturttuğun her kimse, seninle birlikte gider her yere..."
"İki hafta boyunca kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, hayal kurmak, rahatsız edilmeden uzun uzun okumak, iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak, bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum."
Bir gün Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın bir şekilde seslenir:
-"Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin bir şekilde kadına döner ve lafı yapıştırır:
-"Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."
Stefan Zweig "Kitap okuyan insanlar, dünyayı yalnızca kendi gözleriyle değil, sayısız insanların ruhsal bakışlarıyla görebilir." diyor. Ve Martin ekliyor: "Kitap okuyan biri, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan ise sadece bir hayat."
"Affetmeyin. Varsın kibirli desinler. Gaddar, kötü desinler varsın nefret etsinler. Ama kalbinize inen şeyleri affetmeyin. Onlar yaparken sorun yoktu da siz affetmeyince mi kötü olacaksınız. Bırakın kötü bilsinler. Bizim yolumuz insanlıktan geçer."
En güzel reçeteyi Sait Faik yazmış:
Tek ihtiyacım olan şey; bir deniz kıyısında sabah kadar oturup, olan biteni gözden geçirdikten sonra kafasında her şeyi aşmış bir insan olarak kalkıp gitmek.
Bir erkeğe nazik davrandığı da korkak, bir kadına nazik davrandığı da aşık olduğunu ya da asıldığını düşünüyorlar. Sartre'in dediği gibi: "Toplum, tedavisi olmayan bir hastalıktır."
Eskilerden, hayata dair muhteşem bir öğüt, "Çok muhabbet tez ayrılık getirir. Bir şeyi az anarsan unutursun, çok anarsan çürütürsün. Bir çiçeği az sularsan kurutursun, çok sularsan çürütürsün."