Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bismillahirrahmanirrahim İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir. - Bakara 177. Ayet
Sayfa 26
Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet eden, tüm peygamberlere, kitaplara, meleklere, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inandıklarını iddia eden bu kimselerin iradeleri, Allah'ın şeriatı haricinde bir hükme müracaat etmeye yönelecek olursa veya Allah'ın şeriatına ve Hz. Peygamber'in hükmüne başvurmalarına rağmen, Rasûlullah'ın verdiği hükme, içlerinde hiçbir darlık duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, onu gönül huzuruyla kabul etmedikçe, şehadetlerinin hiçbir anlam ve değeri olmaz, bununla mü'minler safına dahil olmaz, iman vasfını kazanmazlar.
Sayfa 339 - BekaKitabı okudu
Reklam
﴾12﴿ O sırada rabbin meleklere şunu vahyediyordu: Şüphesiz ben sizinle beraberim, iman edenlerin sebatlarını pekiştirin. Ben inkâr edenlerin kalplerine korku salacağım, artık boyunlarının üzerinden vurun, onların bütün parmaklarına vurun.
Hem meleklere imanın saadet-i dünyeviyeye medar cüz’î bir numunesi şudur ki: İlmihalden iman dersini alan bir masum çocuğun, yanında ağlayan ve masum bir kardeşinin vefatı için vaveylâ eden diğer bir çocuğa: “Ağlama, şükreyle. Senin kardeşin meleklerle beraber cennete gitti; orada gezer, bizden daha iyi keyfedecek, melekler gibi uçacak, her yeri seyredebilir.” deyip feryat edenin ağlamasını tebessüme ve sevince çevirmesidir.
Hz. Adem'e secde etme emri sadece Adem'in şahsını değil, onun şahsında bütün insanlığı kapsamaktadır. Adem yaratılmadan önce bu emrin verildiğini, yaratılınca da meleklerin ona secde ettiğini gösteren başka âyetler de vardır: "Hani bir zamanlar Rabbin meleklere şöyle demişti: 'Ben kuru çamurdan, işlenebilen özlü bir balçıktan insan yaratacağım. Ona en uygun şekli verip içine Kendi ruhumdan üflediğim zaman, onun önünde hemen secdeye kapanın." (Hicr 15/28-29; Sâd 38/71-72). Âdem'e yapılacak secdenin anlamı onu selâmlamak ve kendisine saygı duyduğunu göstermektir. Bunun, Allah'a ibâdet için yapılan secdeyle bir ilgisi yoktur. Resûl-i Ekrem'in haber verdiğine göre mahşerde insanlar güneş tepelerine dikilip de sıkıntı ve kederden iyice bunaldıkları zaman, şefaat etmesi için ilk defa Hz. Adem'e başvurduklarında ona âyette zikredilen özellikleriyle hitap ederek "Ey Adem! Sen insanların babasısın. Seni Allah kudret eliyle yarattı. Sana Kendi ruhundan üfledi. Meleklere sana secde etmelerini emretti, onlar da secde ettiler. Seni Cennet'e yerleştirdi. Rabbine varıp bizim için şefaat et" diyeceklerdir (Buhârî, Enbiya 3, Tefsîr 17/5; Müslim, Îmân 327).
Sayfa 22
Salâvatı Şerife'nin faydaları
"Hadaiku'l-envâr fi's-salâti ve's-selâmi ale- 'n-Nebiyyi'l-Muhtar" isimli kitapta, bir kulun Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) e salevât getirerek kazanacağı faydaları ve devşireceği meyvaları beyan eden, "Beşinci Hadîka"da kırkiki fayda açıklanmıştır: 1- ~Allâh-u Teâlâ'nın, Rasûlüllâh
Reklam
Bakara
‌ ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara 2 ‌ اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak
Yolcusu olduğun doğru yolda sana destek olacak uygun arkadaş seç. Çünkü îman cevherinin incisi olan bir kişi, mümin kardeşinin yardımıyla güçlenir. Hakikat ehlini tanımayan, sevmeyen ve senin fikrine ve hakçı mesleğine karşı ve yabancı olan kimsenin dostluğundan sakın ve her hâlükârda sana doğruyu, doğru yolu ve doğru izi göstere cek bir olgun önder (mürşid-i kâmil) ara ve bu arayışta dosdoğru davran. Çünkü doğruluk, müride, yolun başlangıcındakilere ait ve mahsus bir şiardır. Şu bir hakikattir ki, bir mürid hak yolunda doğruluktan ayrılmadıkça, Mutlak Hidayet Erdiricisi Rab, onu bir mürşid-i kâmile rastlatır ve şeytanları bile ona hayrı ilham edici meleklere çevirir. Doğruluk bir büyük iksirdir ki, neyin üzerine konsa onu arıtır ve bakır üzerine konsa onu altın yapar.
2/Bakara Suresi
177. Yüzünüzü doğu ve batı tarafına çevirmeniz birr değildir. Ama birr: Allah'a, Ahiret Günü'ne, meleklere, kitaplara ve nebilere iman etmek; malını sevdiği halde onu yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yol oğluna, yardım isteyenlere, rikab olanlara vermek; "salatı ikame etmek, zekat yapmak ", söz verdiği zaman sözünü yerine getirmek, sıkıntıda, zorlukta ve felakete uğrama durumunda sabretmektir. İşte bunlar, sadık olanlardır. Ve işte bunlar, takva sahibi olanlardır.
Bakara Süresi 177. Ayet
Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.
Altınpost YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Bakara Sûresi, 177’
“ Yüzlerinizi bazen doğuya, bazen de batıya doğru çevirmeniz iyilik değildir. Ancak iyi, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip akrabalara, öksüzlere, biçarelere, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal veren, namazı kılan, zekâtı verendir. Bir de anlaştıkları vakit, ahitlerini yerine getirenlerdir. Hele sıkıntı ve hastalık hallerinde ve savaşın şiddetli anında sabredip dayananlar, işte bunlardır söz ve davranışlarında doğru olanlar. ”
لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir. Bakara 177
Bir zamanlar Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Melekler, “A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediler. Rabbin, “Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu. Amerikalı matematik profesörü Jeffrey Lang, 80’lerin başında Müslüman oldu. Onun hikâyesi düşünme ve sorgulama ile başladı. Lang’e göre Kur’an, onu iman etmeye mecbur bırakmıştı. Ancak rasyonel, entelektüel ve manevi açıdan tatmin edici bulabildiği bir dine inanabilirdi ve o dinin İslam olduğuna kanaat getirdi. İslam: düşünen insanın dini. Yazarın, okuyucusundan istediği bir şey var: sormaktan ve sorgulamaktan kaçmaması. Çünkü bir kanaati dogmalaştırmak, hakikatin önünün kesilmesidir. Ve Allah’a son derece yakın olan melekler bile sorar.
İmanın en sevdiğim şartı meleklere iman.
430 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.