Sadeliğin insanı çeken bir yanı olduğuna inanırım hep. İnsanda, özde, sözde. Hele bir de içtenlikle kuşanmışsa...
Bu eser sözün en sade haliyle ve içtenlikle öze dokunanından.
Memleket esintisi ile gençliğin o tanıdık ekranı aynı anda açılıverdi sanki önüme. Ortak bir dönem diliydi okuduğum, bir dönem evinde bangır bangır Ferdi çalanların ortak dili... Gülümsedim bir yandan, içimde oluşan o buruk tada aldırmadan.
On dört kısa öyküyü zaman içinde hatırlayamayacak olsam da hissettirdiklerini , 80'ler dönemine açılan pencerelerin o bizi bize hatırlatan tadını anımsayacağım mutlaka. İyi ki anlatacakların içinde kalmamış Mahir Ünsal !..