Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Metamodernist

72 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Aporetik Eflatun
Bu kitapla birlikte Platon'un gençlik dönemi eserleri ya da Sokratik diyaloglar ismiyle anılan Sokrates'in Savunması, Kriton, Euthyphron, Lakhes, İon, Protagoras, Kharmides, Gorgias, Küçük Hippias, Büyük Hippias ve nihayet Lysis'i okumuş bulunduğum için bu incelemeye Savunma ve Kriton haricindeki tüm bu dramatik yapıda çözümsüzlükle sonuçlanan
Lysis
LysisPlaton (Eflatun) · Say Yayınları · 2013629 okunma
Reklam
323 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Most likely, the most detailed study on Pythagoras and everything might be related to him and his followers. As though Aristotle, Plato and even Socrates usually did not mention him by name, even they needed to analyze his sayings by referring to his "group". The book says that Pythagoras is called as "shaman" and that's why
170 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kara Mizah Dostoyevski
"Hikâyeye adını veren timsah ile iktidarı sembolize eden Dostoyevski, “kocaman bir boş çuval” olarak gördüğü timsah için “yalnızca keskin dişlerle donatılmış kocaman bir ağız; ağızdan sonra da kocaman, uzun bir kuyruk” der ve ekler: “İşte hepsi bu aslında.” En önemli özelliği “insanları yutmak” olan timsahın bunu gerçekleştirebilmesi için
Timsah - Gülünç Bir Adamın Düşü - Uysal Bir Ruh
Timsah - Gülünç Bir Adamın Düşü - Uysal Bir RuhFyodor Dostoyevski · Sosyal Yayınları · 2002428 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
128 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Sevgiyle, saygıyla.. Seni öldürende yoktur din, iman... Kitaptaki öykülerin hepsi birbirinden güzeldi ama biri vardı ki senelerdir yaşadığım ve bir türlü tek bir kelime ile dahi kimseciklere tarif edemediğim hatta bende artık kemikleşmiş, hayatımın bir parçası olmuş enteresan bir vakıanın renklendirdiği 'Uyku' hikâyesi. Bu hikayede Yıldızeli'nden Sivas'a bir yolculuk var. Ben o yolu 13 senedir giderim ve her defasında öncesinde ne kadar dinlensem de 45 dk sürüyor deseler de Ankara'dan da gitsem, İstanbul'dan da, Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinden de .. farketmeksizin o arada tüm yol uzar, uzar, uzar; beni bir uyku tutar ve kesinlikle uyurum. Yol düz (Sabahattin Ali'nin anlattığı yolun aynısı muhtemelen) yani kıvrımlı, eğri büğrü Divriği yolu ya da Antalya-Bucak yolu gibi değil. Fakat işte bu Uykudaki şoförün 3 günlük uykusuzluğu gibi bir uykusuzluk, tuhaf bir hâl musallat olurdu bana hep... Sabahattin Ali'ye dönecek olursam; bunca uykusuz kalınarak verilen emeğin ardından parasını dahi alamayacak hâle gelen; alsa dahi adeta cansız hale gelen bedeninin ayaklarının altına serilen paranın, herhangi bir kağıttan ne farkı vardır ya da diyebiliriz ki o kadar temel bir ihtiyacı dahi gidermek için bu kağıt olmazsa olmazımız mıdır?
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202127,3bin okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Çehov'un Silahı.. Çehov kuralının işlediği bir eser daha. Nedir Çehov kuralı? Sahnede silah göründüyse kesinlikle patlamalı. "Eğer ilk perdede duvarda asılı bir silah varsa, o silah ikinci veya üçüncü perdede mutlaka patlar."
İvanov
İvanovAnton Çehov · Bilgi Yayınevi · 1967160 okunma
Reklam
163 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Donna İtalyanca bir kelime olup kadın manasına gelir. Ma yani Mia, my; Benim Kadınım.. Ben Sabahattin Ali'nin bu ismi hiç de rastgele seçtiğini düşünmüyorum..ve dua edelim de bu bir hatıra değil baştan ayağa kurgu olsun... Raif efendiye kalsa susup kitabın ruhumda neden olduğu hiçbir şeyi açık etmemeliyim fakat ben belki de tam olarak bu sebeple hikayenin tümü nedeniyle söylemek istiyorum: Ağlamaktan tam manasıyla helak olarak okudum. Kim romantik bir tezahür der buna kim bilmem ne açıdan yorumlar kim Ontolojik bir sorgulama bilmem ne diyerek kafa şişirmek isterse buyursun. Bu kadar yoğun, manalı ve tek bir noktalama işaretinin dahi eksik yahut fazla olmadığı bir kitap için ne desem eksik ne desem fazla. Hem zihinsel hem de duygusal olarak sarıp sarmalıyor Maria..Mary..Meryem ana..
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021316bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Üniversite sıralarındayken aynı bölümde olmamıza rağmen diğer sınıfın okuduğu bizim sınıfın okumadığı Cherry Orchard için tamamen geç kalmamışım en azından.. Öncelikle ortak kanaate göre bu kadar büyük bir bahçe hikayenin geçtiği zamanın Rusyasında mevcut olamaz. Olsa bile nasıl olur da kendi kendini döndüremez? Buna da hikayede kaybolan vişne reçeli tarifi ile cevap veriliyor. Evet, vişne reçeli tarifi; kaybolan, unutulan... Hikayede semboller olduğunu düşünecek olursak bizim vişne bahçesi aslında hatıralardır.. Diyebiliriz ki hatıralarımızı verimli bir şekilde pişiremezsek artık onları edinmiş olmamızın bı faydası olmaz üstelik ayrılmak zorunda kalırız.. Ve hikayenin doruk noktası -ki Çehov'un durum öykücüsü olmasını göz ardı etmeden bunu okumak gerekir- bahçenin satılması oluyor ama devamında genç kızımız Varya'nın ayrıl(ama)ması veya daha doğru bir deyişle çiftliğin satılmasıyla tırmanan sulu gözlülüğü alışılagelmiş olanla bağları koparmanın bireyler üzerindeki tesirini irdeliyor gibi. Öte yandan başka bir okumayla, feodaliteyi kanla kusan bahçenin yeni sahibinin sözleri, her hikayesinde çocukken şiddet gördüğü babasını bir şekilde hikayeye entegre eden Çehov'un belki bu defa hiyerarşik zincirleme şiddeti idrakinin sızıntısıdır: "Vişne bahçesi artık benim! Benim! Tanrım, vişne bahçesi benim! Söyleyin bana. Sarhoş deyin! Deli olduğumu, bütün bu şeylerin düş olduğunu söyleyin! Ben büyükbabamın ve babamın köle olduğu, mutfağına bile giremediği çiftliği satın aldım!"
Vişne Bahçesi
Vişne BahçesiAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201615,9bin okunma
102 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Aslında izliyorum. Duymayanlar varsa hâlâ.. #GencoErkal müthiş mütercim #MinaUrgan ın Türkçeleştirdiği #MaxwellAnderson'ın #YalınayakSokrates tiyatro oyununu halka açtı YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
Yalınayak Sokrates
Yalınayak SokratesMaxwell Anderson · Adam Yayınları · 198520 okunma
56 syf.
6/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitap bitince kendimi Oscar Wilde'dan "The Ballad of Reading Gaol" ın ülkemizde Tuncel Kurtiz ile meşhur olan kısmını okurken buldum. Yet each men kills the thing he loves.. Oysa herkes öldürür sevdiğini. Oysa herkes öldürür sevdiğini Kulak verin bu dediklerime Kimi bir bakışıyla yapar bunu, Kimi dalkavukça sözlerle, Korkaklar öpücük ile öldürür, Yürekliler kılıç darbeleriyle! Kimi gençken öldürür sevdiğini Kimileri yaşlı iken öldürür; Şehvetli ellerle öldürür kimi Kimi altından ellerle öldürür; Merhametli kişi bıçak kullanır Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Zeplin Kitap · 201967,6bin okunma
100 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Bir Kalbiniz Vardı
Dostoyevski'yi biyografik veya edebi şahsiyeti açısından değerlendirme gafletinde elbette bulunmayacağım. Bu hikayenin kendisinin beklenmedik bir şekilde beni duygusal anlamda ne denli kendine çektiğini, bana ne kadar dokunduğunu da izah edebileceğimi sanmıyorum. Ne diyor İsmet Özel: "Boşa çıksın reislerin, kahinlerin, şairlerin kuvveti Güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın!" Nihayet, yere batsın yasalarının, kanunlarınız, ağız ucuyla yapılmış her ne varsa batsın yere anlamında haykırma zorunluluğu hisseden bir adamın mecburi eşi, uysal kız. Uysal olmak zorundasınız. İtiraz eden kadın ata erkil tüm söylemlerde cehennemliktir. Aa bi dakika ya, itiraz etmeseniz bile ya cadı diye yakarlar ya insan mısınız diye tartışırlar ya da peşin hükümle burada yakamayınca sizi zebanilerle anarlar... Neyse, ne diyorduk; Batsın yere!
Uysal Kız
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Mütena Yayınları · 20148,3bin okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Meta'dan Katarsis'e
Eylemlerin dahi isimlere dönüştürülerek nesneleştirilmesi, eylemleri sahiplenilebilir kılmak içindir diyor Erich. 'Benim seviyorum' diyemezsiniz mesela fakat 'Benim sevgim' demeniz pekâlâ mümkündür. Oysa, sevmek akışkan, değişken ve zamana yayılan bir fiildir o hâlde onu katı, somut ve donuk kılmak onu mumyalamak, depolamak, saklamak, kasalara
Sahip Olmak ya da Olmak
Sahip Olmak ya da OlmakErich Fromm · Say Yayınları · 20153,516 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Tam anlamıyla bir zaman kaybı. Freud'tan daha önce Grup Psikolojisi ve Ego kitabını okumuştum. Ondan sonra ilk defa Freud okumaya kalkıştım, üniversite sıralarında eğitim derslerinde kulağımıza çalınmışlığı ve Psikanalist bir Psikoseksüel olması bilgisinin Freud hakkında bilinmesi gerekenler hanemde yeterli olduğu kanaatine bir kez daha vardım. Bilemiyorum ki hangi kitabı 'safsata'lar üzerine kurulu denmeye daha layık. Avustralyalı yerlilerin belki de sırf kabileyi korumak adına gruptaki herkesi anne baba ve kardeş olarak görebilmesi için kendi içinde evliliği yasaklamış olması, Freud'a ve kitapta üzerine yorum yaptığı bilgileri alıntıladığı isimlerden biri olan Frazer'e göre grup üyelerinin hepsinin aynı atadan geldiklerine ve bu atanın da toteme dönüşmüş bir hayvan olduğuna dair inançlarından kaynaklı. Ancak ne ilginçtir ki Freud da Frazer de bu totemin kimi zaman cansız bir nesne veya bitki olabildiğini de aynı cümlede aktarıyor. E tabi, minareyi çalan kılıfını hazırlar. Acaba bir ben mi böyle garipsedim diyerek incelemelere bakınca yalnız olmadığımı da gördüm. Hakikaten işgalci aydınlanmış Avrupa mantığı bu. Size medeniyet, demokrasi, özgürlük, refah getirdik diyebilmeleri için öncelikle sizin aşağılık olduğunuza siz de dahil olmak üzere herkesi ikna etmeleri gerek.. İsmet Özel'in çok sevdiğim bir tümcesiyle kapatıyorum incelemeyi: "Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler, bizden ne aldığını da açıklasınlar." Bizden bir şey alabilmek için bize bir şey vermeye, o verecekleri şeye de ihtiyacımız olduğuna inanmamıza ihtiyaçları var.
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Say Yayınları · 20166bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
youtu.be/6X_YRb8t7Go Hayati İnanç videosu ne alâka demeyin, anlayacaksınız beni biliyorum. Bu okuduğum sanıyorum ki 9. Kafka kitabı. Hiçbiri beni bu kitap kadar etkilememişti;dürüst olmak gerekirse Dönüşüm'deki gibi gayet temellendirici bir kurgu dahi benim için bu kitabın yanında çok ama çok sönük kaldı. Edebi dil açısından da çevirinin katkısını akılda tutarak belirtmeli ki Babama Mektup alıp başını gitmiş bir eser. Sartre okurken varlığımızın maruz kaldığı pres makinasının tadıyla Brecht okurkenki aşırı özgüvenli duruşumuz ve Camus okurkenki vurdumduymazlık(!) arasında bir yerde ama her nasılsa bir şekilde tam kıvamında. Kalbimin içerik karşısında merhametle makul miktarda kaynaması yanında , bu kadar güzel ifadeler sayesinde Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde üst sıralara doğru yükseldikçe yükseldim. Ancak trajik bir şekilde bu da bana Çorlulu Ali Paşa'nın emriyle evi yıkılan Nâbi'nin, bu olayın acısıyla yazdığı müthiş şiirden aldığım hazzı anımsattı. Edebiyat acı çekenlerin, biz de en iyi edebiyattan zevk alma peşinde olan merhametli Sadistler (çok oldu biliyorum) gibiyiz...
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Can Yayınları · 201940,7bin okunma
118 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
(Spoiler) Kitaba dair yorumum Bert'e dair olacaktır... Okurken kelimenin tam anlamıyla heyecan duyduğum nadide isimlerden olması yanında bu hisse maksimum düzeyde kapıldığım kişi olması ve Epik tiyatronun kurucusu olmasının arasını birleştirmek de aslında zor. Brecht, tiyatro oyunlarında oyunun içinde kaybolup yitmemizi değil, bunun bir oyun olduğunun bilincinde olarak ve daha çok eleştirel bir yaklaşımla izlenmesini(okunmasını) umar eserlerinin. Öte yandan 1937'de İspanya İç Savaşını Faşizm çerçevesi içerisinde ele alan bu oyun zannediyorum ki Brecht'in en Aristotelesçi oyunu. Carrar Ana'nın son sözleri ve üstelik eylemi katarsis değil de nedir mesela ? Öyle ya da böyle Brecht faşizm vs. anti-faşizm ekseninde rahipten farklı olarak bir taraf elbette tutuyor ve Franco'ya da evin küçük oğlunun dilinden radyonun sesini açan komşu üzerinden selamlar gönderiyor. "Bir suçu başka bir suç işleyerek mi önleyeceksin?" sorusuna da yine kendisi Ana'yı Juan yerine silahlandırarak cevaplıyor. Savaşa karşıyız ama ya savaşa karşı olup olmadığını bilemeyecek kadar dahi dünyadan bihaber olanların canına kıyılırsa, evet buradaki cevap bir tiyatro oyunu izlemeden de kendi katarsisimi vermiyor mu bana?
Carrar Ana'nın Tüfekleri - Denize Giden Atlılar
Carrar Ana'nın Tüfekleri - Denize Giden AtlılarBertolt Brecht · De Yayınevi · 198414 okunma
210 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Me-Ti, tam adıyla aslında Me-Ti Tarihte Diyalektik, Brecht'in merkeze İ.Ö. 3.-4.yy.'da yaşamış Çinli filozof Me-Ti'yi koyarak kendini, Marx'ı, Lenin'i, Hitler'i, Rosa Luxemberg'ı, Stalin'i, Hegel'i, Engels'i, Troçki'yi vb.ve hatta ülkeleri ve daha fazlasını Me-Ti ismine uyumlu bir şekilde yeniden isimlendirdiği; tarihi, tarihsel olay ve olguları diyalektik içinde kendi karakterine uygun olarak uygulamaya yönelik bir şekilde değerlendirdiği her konu üzerine konuştuğu mini denemeler bütünü olarak görebiliriz. Yer yer kişisel alanına girmemize de müsaade ediyor elbette. Brecht'e karşı istikrarlı bir şekilde olumlu bir tutum sergilemekten kendimi alıkoyamıyor olduğum için kitabı tavsiye etmek dışında bir şey söyleme alternatifim yok açıkçası. Zevkle okuyacağınıza eminim sevgili 1k!
Me-ti
Me-tiBertolt Brecht · Kaldıraç Yayınevi · 201153 okunma
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.