Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mevlana' dan bir söz
" Kendini okyanusta bir damla sanma. Bir damlanın içindeki koca okyanusun ta kendisisin. "
Sayfa 172 - E PUB - Lapis YayıncılıkKitabı okuyor
Tam da başardığımı zannederken ... lkincil sebepler öylesine gözlerimi kör etmiş ki, kalemi tutan eli hala göremiyorum. Elektrik geldiği için gerçekten başardığımı mı düşündüm? Sonra sadık yol ar­kadaşım Hz. Mevlana'dan bir bölüm okuyorum: "Çünkü insanlar ikincil sebeplere bakıyor. Fakat velilere ayan oldu ki, bu ikincil sebepler perdeden başka birşey değil. .. Böyle birşey gördüklerinde biliyorlar ki, ikincil sebepler bir bahane, gerçek sebepler başkadır ... ikincil sebepler, avamın bunlarla uğraşması için perdelerdir ... Tüm bunlan neden unutu­ yorsun? (FmF, MEB, s. 1 08) Niçin bunları unutuyorum? Bir kez daha başardığımı düşün­ müştüm. Ne anlamsız!
Reklam
Mevlana, Moğollar'dan para alıyordu
Öte yandan Mevlânâ'nın mektuplarının büyük bir kısmı, (144 Mektup) belli bir kişinin himaye edilmesi veya birilerinin belli bir tekke, zaviye ve medreseye tayin edilmesine dairdir. Ahilerden alınan iş ve hizmet yerlerinin Mevlânâ'nın gösterdiği kişilere verildiği anlaşılmaktadır.Tacü'd-din Mütez'in Aksaray'dan Mevlânâ'ya yedi bin dirhemi bir mektupla gönderdiğini mektubunda bu paranın cizyeden geldiğini onun için helal olduğunu yazdığını, bir başka zaman gene cizyeden gelen üç bin dirhem gönderdiği ni Eflakî nakletmektedir. Hatta Eflaki Mevlânâ'nın bu paralan yemekte tereddüt ettiğini, fakat sonradan o da bu paralların helâl olduğuna kanat getirdiğini söylüyor. Cizyeden geldiği bildirilen mallar, Türkmen ve Ahilerin müsadere edilen mallarıdır. Bir başka zaman Moğollar'ın Hazineden (Hazinedar-i Sultan) Şerefü'd-din-ı Mavsilî'nin Mevlânâ'nın bağlılarına harcanmak üzere iki bin dinar getirdiğini gene Eflâkî yazmaktadır”. Bütün bunlar Moğolların Mevlânâ ve çevresini nasıl himaye ettiklerini açık olarak göstermektedir.
Mevlânâ'dan Nasreddin Hoca'ya eşcinsellik iddiası
Öte yandan Mevlânâ, bu düşmanını köse, hadım, kadın görünümlü ve kadın tabiatlı ve muhannes (eşcinsel) olarak vasf etmekte birkaç yerde cinsi sapıklıkta meful durumunda göstermektedir. Vakia Eflaki de "Mesnevi"deki bu anlatımlara dayanarak bu Mevlânâ düşmanını yanı Şeyh Nasirü'd-din'i cinsi sapıklıkta meful durumunda göstererek onun ahlaki çöküntü içinde bir adam olduğunu anlatarak Mevlana'ın "Mesnevi"sinde adını vermediği şahsın adını vererek onun kimliğini deşifre etmektedir.
Mademki iki ben bir arada olmaz... Şehzade Mustafa ...
Ama en korkunç krizi benlik bahsinde oldu. "O'nun yanına iki ben sığmaz," diye okuyordum. "Sen, ben diyorsun. O da ben diyor. Ya sen öl, ya O ölsün ki bu ikilik kalmasın. Fakat O'nun ölmesi imkânsızdır. Bu ne hariçte ne de zihinde mümkün olur. Çünkü O ölmeyen bir diridir. O kadar lütufkârdır ki imkân olmuş olsaydı senin
Doğan KitapKitabı okudu
Ahi ve Türkmenler Moğollara ve işbirlikçi Selçuklu devlet adamlarına karşı 1261 yılında Kırşehir'de ayaklandılar. 133 Konya'da Moğol karşıtı devlet adamlarının Alıncak Noyan tarafından katledilmesi olayından birkaç ay sonra Kırşehir'de başlayan bu Ahi ayaklanması Nureddin Caca tarafından çok kanlı bir biçimde bastırıldı. 1 Nisan 1261 tarihinde ay tutulmasının olduğu bir gecede yaşanan bu Ahi kıyımında , Ahi Evran ve Konya'dan onunla birlikte gelip Kırşehir'e yerleşen Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi de katledildiler.
Reklam
1 Nisan 1261 tarihinde ay tutulmasının olduğu bir gecede yaşanan bu Ahi kıyımında Ahi Evran ve Konya'dan onunla birlikte gidip Kirsehir'e yerleşen Mevlana'nin oğlu Alaeddin Çelebi de katledildiler.
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
"İstanbul'a Batı'dan falan düşünür geliyor, filan yerde konferans verecek haberini alınca, giriş ücreti bin dolar gibi yüksek bir rakam olmasına rağmen, gidip dinledim. İki saat süren o konferansta elin o anlı şanlı düşünürü bize ne anlattı bilir misin? Hz. Mevlâna'nın Fîhi Ma Fîh'ini... Ne Mevlâna'nın adını andı, ne de eserinin. Fakat bütün dedikleri o eserden derlenmiş, allanıp pullanıp bize sunulmuştu."
Sayfa 7 - Sufi KitapKitabı okudu
Herhangi bir kimsede,gizli bir aşk derdi yoksa , o yaşıyormuş gibi görünse de onun gönlü ve canı yoktur.O adeta gezen,dolaşan bir ölüdür.Eğer aklın varsa git de Hakk'dan dert iste! Mevlana
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.