Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

esra uludağ

esra uludağ
@misbehave
13 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Eğer fabl türünde yazılmış bu kitabı okumaya karar verdiyseniz, okuduğunuz boşa gitmesin, sonrasında yine bir George Orwell romanı olan 1984'ü de okuyun ve bu distopik roman okuma serüveninizi zirvede bırakın derim. Hayvan çiftliği`nin konusunu birkaç cümle ile özetlemek gerçekten çok zor. ve ben de zaten içinde bu kadar güzel sistem eleştirisi
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,1bin okunma
Reklam
327 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-yetişkinliğinizden beri kendinizi hep aynı kısır döngünün içinde bulduğunuz oldu mu? -ne yaparsanız yapın her seferinde dönüp dolaşıp geldiğiniz nokta hep aynı mıydı? Örneğin; ilişkileriniz hep kısa süreli ve karşınızda her yönden farklı birileri olsa da sonu hep aldatılma, terk edilme, maddi manevi sömürülmeyle mi sonuçlandı? -Bir şekilde tüm
Zor Bir Ailede Büyümek
Zor Bir Ailede BüyümekCraig Buck · İletişim Yayınevi · 20181,956 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Freud‘un erkeğin fonksiyonel yetersizliğinden, kadının cinsel soğukluğuna, erkeğin nesne tercihinden, bekarete verilen öneme, kısacası cinsellik konusundaki bütün tabuları birbirine düğümleyerek anlattığı 4 makalesinin toplandığı kitabıdır. Şimdi, okuduğunda üzerine düşünecek milyon tane konu hediye eden bu kitabı tek bir cümleye indirgeme saçmalığına düşmek istemiyorum. Fakat şu cümleyi okuduğumda “ohaaa acaba bunun altını nasıl dolduracak, bir bakalım” diye küçümseyerek başladığım kitabı, Freud’dan utanarak ve “psikanalizin babası” olduğunu bir kez daha hatırlayarak bıraktım. Cümleye gelince; Erkekler sevdiklerinde arzulamazlar, arzuladıklarında ise sevmezler. Şahsen ben buna ikna oldum, aksini iddia eden karşısında beni bulur. Yani psikanalize gönül vermiş biri olarak kitapla birlikte beni bulur...
Aşkın Psikolojisi
Aşkın PsikolojisiSigmund Freud · Cem Yayınevi · 20181,572 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Açıkçası benden 1 yaş küçük Amerikalı bir bloggerın kendi deneyimlerinden yola çıkarak, biraz da etrafını gözlemleyerek edindiği bu bakış açılarını derlediği kitabı okurken biraz utandım çünkü günlük yaşantım içinde sürekli aynı kısır döngüye ve sarmala nasıl da bile bile tosladığımı tokat gibi çarptı suratıma her cümlesiyle. Aslında bir kişisel gelişim kitabı olsa da, diğerleri gibi “pollyanna ol” ve “pollyanna olsa ne yapardı” gibi düşün, öyle de davran yaklaşımından çok uzak. Bugüne kadar okuduğum bütün kişisel gelişim kitaplarında verilen tek bir mesaj vardı: içinde bulunduğun koşullara ve duygulara teslim olma, kabul etme ve sonuna kadar savaş yani eller hep yukarıda ve tetikte olmalı ama “ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı” “önce o eli bir indir” ve “çabalamayı bırak” diyor. Sonra da ekliyor, hayat her zaman sana iyi davranmaz ve zaten hayat dediğin şey adil de değildir, önce bunu kabullen, içinde bulunduğun koşullara ve alternatiflere göre en iyi seçimleri yap ve artık bu seçimi yapıp uygulayıp yaşadıktan sonra sürekli geriye dönüp o anı yaşamaya devam etme. Bir de değmeyecek şeylere gerçekten kafayı takma ve kafayı takacağın şeyleri seçmekte zaten senin elinde yani bu seçim gücünü doğru kullan, gerçekten değmeyecek şeylere kafayı takmamayı tercih ettiğinde bak göreceksin hayatın daha yaşanabilir hale gelecek.
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713,2bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kimsenin tavsiye etmesini beklemeden, okuyun dediğim kitaptır. Lise yıllarındayken okumuştum ilk kez, şimdi de uzunca bir tatile çıkmış olmanın verdiği rahatlıkla yeniden okumam gerekenler listemde görünce aldım elime tekrar. İlk okuduğum yıllarda hep iyi niyetli olan ama sürekli kendini kötü şeyler yaparken bulan yarım akıllı ve saf Lennieye takılmıştı aklım, bir de kitabın son sayfasına kadar George‘a hayran kalmıştım. Şimdi ise zenci Crooks‘un yalnızlığı, dışlanmışlığı hatta ve hatta bunu çoktan kabullenmiş oluşu işledi içime. Bahsedince okuyanlar hatırlayacak; Crooks her zamanki gibi ahırda yalnız başına çekildiği köşesinde yatağına uzanmıştır ve ahırın içinde bulunduğu çiftlikte onlarca işçi çalışmaktadır ve fakat Crooks o kadar yalnız ve dışlanmıştır ki, sızlayan kamburunun acısını biraz olsun dindirmek için sürmesi gereken kremi sırtının yarısına uzanıp sürerek, bir kısmını da ıskalayarak ama asla merhemi sürecek bir başka insan dahi bulamayarak kendi yarasına kendi merhem olmaya çalışır. Şimdi hatırladığımda beni etkileyen bir sahne daha vardı Crooksla ilgili. saf Lennie ve ihtiyar Candy , George‘un bütün uyarılarına rağmen dayanamayıp bir gün çiftlik sahibi olacakları hayalini Crooksa anlattıktan sonra, bir an için Crooks da o hayalin içinde olmak ve yaşamak ister hatta ücretsiz, karın tokluğuna çalışmayı teklif eder fakat bir beş dakika sonra zenciliğini ve kamburluğunu öyle bir hatırlar ki, vazgeçer hayali bir çiftliğe ortak olmaktan bile. Son anda istemiyorum, unut söylediklerimi derken beni nasıl üzdün bir bilsen Crooks!
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,6bin okunma
Reklam
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında japon felsefesinde "sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey" anlamına gelir ikigai. bugün bir sevdiceğin olduğu için yaşama tutunursun, yarın bir başkasına iyilik yapabilme umudu seni mutlu eder, bir sonraki yıl işinde yakaladığın başarılar tüm yaşam kaynağın olur, 1 ay sonra aile kurarsın ya da ne bileyim bir yazlık almak istersin ve bu düşünce motive eder seni uzunca bir süre. Ama sonuç olarak hayatını tam, sağlıklı ve bütün bir birey olarak devam ettirebilmek için bir amaca ihtiyacın vardır temelde. İşte bu kitap günlük yaşamda kendini motive eden (seni harekete geçiren) şeylerin yanında, başarılı da olduğun, insanlara fayda da sağlayabileceğin ve aynı şekilde para da kazanabileceğin şeyleri düşün ve hepsinin kesiştiği nokta senin bu hayattaki yaşam amacındır diyor. Bunu bulduğunda da dengede olursun ve gerçekten çok doğru bir kesişim yaparak bulduysan yaşam amacını, hayat boyu emekli olmayı da düşünmezsin diyor. son olarak sağlıklı beslenmeyi de başarabilirsen uzun yaşamanın sırrına erdin demektir. Kitapta özellikle Okinawa adasında yaptıkları araştırmada adanın yerli sakinlerinin en yaşlısının 110 küsürün üzerinde olduğunu, 80 li yaşlardaki kişileri ise "daha çok genç" diye çağırdıklarını hatırlıyorum. Temelde baktığında, çok uzun seneler yaşamaktansa, kendine ve çevrene faydalı ve sağlıklı bir birey olarak yaşamak çok daha tercih edilebilir diye düşünüyorum. Kendi adıma kitaptan aldıklarım bunlar, kendiniz okuyup görün bu kitabın size ne vereceğini.
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı
Ikigai - Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam SırrıFrancesc Miralles · İndigo Kitap · 202019bin okunma
120 syf.
4/10 puan verdi
Çizgi roman tadında, beklentimin biraz altında kalmış Murat Menteş eseri. Kitabın takdim kısmında, ilk etapta Murat Menteş tarafından bir roman olarak tasarlandığı, hatta hafife alma isimli nev-i şahsına münhasır, yaşlı ve fazlaca konuşkan bir kadının ansiklopediden rast gele isimler seçip, o isimlerin yanına giderek damadından ya da ondan bundan çene çalıp içini dökeceği ve bu şekilde musallat olduğu ünlü kişilerle bizleri de bir araya getireceği bir roman olacağı yazıyor. Ancak menteş bundan vazgeçmiş. Vazgeçmese daha mı iyi olurdu bilmiyorum ama bunu düşünmeden de edemiyorum çünkü şu haliyle kitap içerisinde 11 sohbetten en çok beğendiklerim Orhan Veli ve Charles Bukowski oldu. Aslında birçoğu yavan ve yüzeysel geldi. beğendiğim bir diğer şey ise, kapak tasarımı oldu. Baktıkça zamanda bir yolculuğa çıkmışım hissi veriyor. Genel olarak fikir çok güzel, hatta Hakan Karataş‘ın illüstrasyonları gerçekten şahane ve yine üzerinde uzun uzun düşünmeye değer harikulade tespitler ve absürt fikirler var fakat üzülerek söylüyorum ki, ortaya çıkan sonucu çok beğenmedim. Son olarak Hüseyin Rahmi Gürpınar sohbetindeki şu tespiti defalarca okumaya ve okutmaya değer bulduğumdan şuracığa bırakmak isterim: Murat Menteş “şu halde kadınların kimilerince küçümsenmesinin sebebi ne sizce?” diye sorar. Hüseyin Rahmi “gayet basit. kadınlar din, iffet, namus gibi gerekçelerle baskı altında tutuluyor. sonra da toplum, bu minvalde şekillendirdiği kadını beğenmiyor. Haksızlığın dikalası!” şeklinde cevaplıyor. Ne çelişki ama!!
Derde Deva Randevu
Derde Deva RandevuMurat Menteş · April Yayıncılık · 20193,240 okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Murat Menteş’in aforizma zehirlenmesine maruz kalabileceğiniz aşırı sürükleyici ve eğlenceli romanı. Özellikle okurken Ruhi Mücerret'in mezar taşına yazdırmak istediği cümlelerden en az birini sevecek, Civan Kazanova'nın icat etmeyi defalarca içinden geçirdiği ancak çoktan keşfedildiği için çaresiz kaldığı keşiflerden en az ikisi için siz de hayıflanarak tüh, aklıma geleydi, ben icat ederdim aslında diyeceksiniz. Ben mezar taşıma yaşamak ölülerin de hakkı yazdırabilirim Ruhi Mücerret misali. “ruhunun selameti için çaresizce kendini kandırmak“ diye bir şey olmasaydı, ben icat etmek isterdim tıpkı Civan Kazanova gibi.
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315,4bin okunma
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Avustralya-ABD'li ünlü psikanalist ve psikiyatrist Wilhelm Reichin bir manifesto şeklinde yazdığı ve okuduğunuzda dayak yemiş hissi uyandıran kitabının adı. Yazık ki, kendisini de kitabını da pek bilen yok sanırım.(umarım yanılıyorumdur) Kendisi aynı zamanda Sigmund Freud'un öğrencisidir ve özellikle Freud'un cinsellik temelli çözümlemelerine
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Araf Yayıncılık · 201213,1bin okunma