-pekala.. içeri giriniz de bir misket şarabı içiniz. -teşekkür ederim. benim acım ve ıstırabım susuzluğumdan fazladır.
10
Çocukluğunda arkadaşlarına birkaç âdi misket kaptırdı diye mide spazmları geçiren birinin rüyaları çalındığında ne hale geleceğini düşünsenize.
Sayfa 209 - İletişim Yayınları, epubKitabı okudu
Reklam
"Madem bana güveniyorsun," dedi, "sana bir şey daha soracağım. Bir şarkıdan bahsettin. Hani şu tango. Söylediğin şarkının anlamını biliyor musun?" "Sana yalan söyleyecek değilim. Tam bilmiyordum. Öğrenip ezberlemiştim, çünkü ben her şeyi öğrenirim. Çok da güzel bir şarkıydı. Anlamını hiç düşünmemiştim... Yine de babam bana öyle çok vurdu, öyle çok vurdu ki, Portuga... Ama olsun..." Uzun uzun burnumu çektim. "Olsun, onu öldüreceğim." "Ne diyorsun evladım sen, babanı mı öldüreceksin?" "Evet, öldüreceğim. Çoktan başladım bile. Öldürmek derken öyle Buck Jones'un tabancasını alıp dan diye öldürmeyi kastetmiyorum. Öyle değil. Kastettiğim onu kalbimde öldürmek. İyiliğini istemekten vazgeçmek. Derken bir gün ölüp gidecek." "Küçücük kafacığın ne hayallerle dolu..." Böyle dese de içindeki huzursuzluğu atamadığı belliydi. "Sen beni de öldüreceğini söylemiyor muydun?" "Başta söylemiştim. Sonra seni tersinden öldürdüm. Seni kalbimde doğurarak öldürdüm. Dünyada sevdiğim tek insan sensin, Portuga. Tek arkadaşım sensin. Bana kart, gazoz, şekerleme ya da misket veriyorsun diye değil... Yemin ederim, doğruyu söylüyorum."
Sayfa 145 - CANKitabı okudu
Suskunluğum Glória'yı kaygılandırıyordu. Bizzat yanıma bıraktığı kartlarıma, misket dolu keseme bazen elimi bile sürmüyordum. Canım ne sinemaya gitmek istiyordu ne de ayakkabı boyamak. Doğrusunu söylemek gerekirse, içimdeki acıyı bir türlü dindiremiyordum. Sebepsiz yere zalimce sopa yemiş savunmasız bir hayvan gibiydim... Glória hayallerime ne olduğunu soruyordu. "Artık yoklar. Uzaklara gittiler..." Kastettiğim elbette Fred Thompson ve diğer dostlarımdı. Fakat Glória içimde gerçekleşen dönüşümden habersizdi. Aldığım kararı bilmiyordu. Film değiştirme vaktim gelmişti. Kovboy Kızılderili filmleri artık rafa kalkmıştı. Bundan böyle sadece aşk filmleri izleyecektim, büyüklerin verdiği ad buydu. Bir sürü öpüşme ve sarılma içeren, herkesin birbirini sevdiği filmler. Madem dayak yemekten başka işe yaramıyordum, en azından filmlerde başkalarının sevgiyle kaynaştığını izleyebilirdim.
Sayfa 140 - CANKitabı okudu
“Pekâlâ... İçeri giriniz de bir misket şarabı içiniz.” “Teşekkür ederim. Benim acım ve ıstırabım susuzluğumdan fazladır.”
"Çünkü biz, zihinleriyle misket oynayanlar, beyinlerini uçurtma niyetine uçuranlar, toprağın yiyemediği plastikler gibiyiz. Herkes ölür, biz kalırız. Ne ölü, ne diri. Mutluluğu tanıyamayız. Görsek bile tanımayız... Doğuştan efkârlı adamlar!"
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.