Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
99 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşüş; bir roman gibi gözükse de zaman zaman kapalı anlatımın olduğu düşünsel yoğunluğu yüksek bir bireysel eleştiri kitabı. Öyle ki hem toplum içerisinde bulunan, her gün dirsek temasında bulunduğumuz bireylerin eleştirisi hem de anlatıcının kendisine sert bir şekilde dalarak yaptığı özeleştiri mevcut kitapta. Soru işareti koyduğum çokça paragraf ve algılamak için tekrar tekrar okuyup mücadele ettiğim bölümleri mevcuttu. Kesinlikle sakin kafa ile aceleye getirmeden usul usul okunması gerektiği kanaatindeyim,ben kitaba derinlemesine hakim olamadım. Yine de birşeyler söylemek gerekirse, eleştiri temelini çok geniş bir yelpazeden şekillendirmiştir. Bir varlık olarak insanı her yönden aşağılamış, aile kavramına sistemli örgütleme benzetmesi yaparak bireyi eriten bir kurgu olarak görmüştür. Köleliğin kabuk değiştirerek modern köleliğe dönüştüğü şimdiki zamanda insanların ikiyüzlülükleri,yalanları,masumiyet algıları ve yargılanmaları üzerine sert çıkarımlarda bulunmuştur. En önemli yakaladığım yanı ise aslında tüm kitap boyunca yapmış olduğu yargılamanın yani kişinin kendi kendisini batağa iterek batmasını isteyebilmesidir. Genel olarak ise, hem kendisine hem toplum içerisindeki bireye belden aşağı vurmuştur. Özetle; kısa ve ince olan kitabın hacmi düşük olsa da düşüncelerin kütlesi sebebiyle özgül ağırlığı oldukça yüksektir. Meydan okuyarak okunmalıdır.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,1bin okunma
572 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Viktor HUGO; Sefiller de, Bir İdam Mahkumun da ve bu eserinde de izlediğim şu ki: Yaşadığı dönemin ve çok daha öncesinden Orta Çağın hukuk, yargı, yaşam, toplum düzenini bir hikaye etrafında mükemmel bir yargılamaya yatırıyor. Bu eserini 1831 de yayımlamasına karşıt 1400 lü yılların gerek Fransa nın gerek Avrupa nın hukuk düzenini mükemmel
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma
Reklam
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez! Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor. Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
207 syf.
·
Puan vermedi
2000'den beri Kutlu'nun hangi kitabını okusam hep Uzun Hikaye ile mukayese ediyorum. Ona en çok yaklaşan ( hatta belki de geçen ) Beyhude Ömrüm idi. Sonrasında (bence) yine iyi işler yapsa da Uzun Hikaye hep müstesna kaldı. Nur da öyle... Kutlu, kitapta modern şehir hayatı, tabiri caizse dünya debdebesi içinde bunalan bir huzur arayan Nur adlı genç bir mimarı konu almış. Aslında bir 'arayış hikayesi' yazmış. İntisap edecek bir şeyh arıyor Nur kendisine. Zengin bir kız, temiz yürekli... Hatta Kutlu onu yatılı olarak koleje gönderiyor ve kendi yaşadıklarını ona yaşatıyor. Her gece kitap bitirmeler, kimsenin telkini olmaksızın endi kendine namaza başlamalar falan bizim gibi Kutlu okurlarının tarihçe-i hayatına dair bildiğimiz şeyler. Nur sürekli bir arayış içinde ve bu süreçte hikayeye girip çıkan bir başka mimar Sinan var. O ise dini eğitim almış, mütedeyyin ve efendiden bir genç Hikayede Sinan'ın aile efradı ile Nur'un anne ve babası da yer buluyor. Kutlu'nun kendine has sürükleyici dili burada da var. Sıkmadan okutuyor kendisini. Daha önceki kitaplarından Sır'ı andıran bölümler var; tasavvufi epeyce şey de... Gelelim bence olumsuz taraflara. Zaman kavramı delik deşik edilmiş görünüyor. Hikayede yaşanan dönüşümler ve oluşturulan tipler biraz Ahmet Günbay Yıldız romanları gibi olmuş; basit ve sathi. Bir de olmaz olsun böyle sonlar arkadaş!
Nur
NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,023 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın kapak kısmı olmasa ve doğrudan hikayeyi okumaya başlasak bile emin olun daha onuncu sayfada "bu eser Mustafa Kutlu'nun!" derdik... Çünkü beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama Kutlu, modern Türk hikayeciliğine kendince bir tarz getirmiştir ve bu kitapta da o tarzın izlerini fazlasıyla görebilirsiniz. Ben bu uzun hikayeyi okuduğumda küçük bir kasabada öğretmenlik yapıyordum ve yerel seçimlerden biraz önce idi. İşte o zaman bu hikayede Kutlu'nun bizim kasabayı anlattığına yemin edebilirdim. Zaten artık ne zaman bir berber koltuğuna otursam aklıma hep kasabanın dedikoducu berberi gelir..
Tufandan Önce
Tufandan ÖnceMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20061,335 okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,4bin okunma
Reklam
Sözgelimi, iki değişken birbiriyle neden sonuç ilişkisi içindeyse, bir değişkendeki sürekli bir girdinin her zaman diğerinde bir sonuç yaratacağını düşünürüz. Duygusal donanımımız doğrusal nedenselliğe göre tasarlanmıştır. Örneğin her gün çalıştığınız takdirde, calışmanızla orantılı oranda öğreneceğinizi düşünürsünüz. Bir ilerleme olmadığını hissettiğinizde, duygularınız moralinizin bozulmasına yol açacaktır. Fakat modern gerçeklik bizlere nadiren tatmin edici, doğrusal ve pozitif bir ilerleme imkanı sunar. Bir problemi bir yıl boyunca düşünüp hiçbir şey öğrenemeyebilirsiniz; fakat sonra, sonuç alamadığınız için cesaretinizi kırılmamışsa ve vazgeçmemişseniz, aklınıza bir şeyler geliverir.
Sayfa 121
ÇOK GÜZEL BİR AŞK HİKAYESİ KESİNLİKLE OKUNMALI.... Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti
Sayfa 190Kitabı okudu
Mekanların tuvalet aynalarında A5 büyüklüğündeki telefonlarla fotoğraf çekip (telefon suratı kaplamış dudaklar büzük) yer bildirimi yapmakta 21. Yüzyıl da modern görgüsüzlük oluyor sanırım. İnanın yiyip içtiklerinin resimlerini paylaştıkları için eleştirdiğimiz insanları arıyoruz. Tuvaletler ne zaman ortalık malı oldu böyle, oldu olacak ... yani neler söyletirsiniz insana. O tuvaletlerde belli ki akıllarınızın üstüne sifon çekmişsiniz. Lütfen ellerinizi yıkayınız!!
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.