O dönemde bugünkünden iki katı büyüklükte olan Meksika,1810'da İspanya'ya karşı ayaklandı ve 1821 Cordoba Anlaşması ile bağımsızlığı tanındı. O zamandan itibaren, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika'ya sahip olmayı hedefleyen bir siyasete atıldı: İngiltere Iturbide imparato­ru'nu destekledi; Amerika Birleşik Devletleri ise, 1823'te zafere
Monroe doktrini/Truman doktrini
Amerika’nın var olan küresel üstünlüğü, ortaya çıkışının hızlılığı, dünya çapındaki faaliyet alanı ve uygulanış biçimiyle diğerlerinden ayrılır. Tek bir yüzyıl içerisinde Amerika kendini, Batı Yarıküre’de oldukça soyutlanmış bir ülkeden dünya çapında örneği görülmemiş bir erişim ve kontrol gücüne sahip bir ülkeye dönüştürmüş ve aynı zamanda uluslararası dinamikle dönüştürülmüştür.
Reklam
Deniz aşırı yayılma yeni bir düşünce değildi elbette. Meksika ile savaştan da önce güneye ve Karayipler 'den öteye gözünü diken Monroe Doktrini zaten ABD'yi Pasifik Okyanusu'na taşımıştı. Latin Amerika ülkeleri İspanya'dan bağımsızlıklarını kazanırken, 1823 yılında ilan edilen Monroe Doktrini, Latin Amerika'nın ABD'nin etki alanı içinde olduğunu Avrupalılara açık bir şekilde söylüyordu.
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dünyanın başının belası emperyalizm ve acımasız kapitalizm. İnsan onurunu hiçe sayan güçlerin bitmeyen rezilliklerini bulabileceğiniz bir kitap. Emperyalist güçlere cesurca kafa tutan Mustafa Kemal, Türkiye'yi yeni ve çağdaş bir ülke haline getirmeye çalışmış ve bu uğurda ödünsüz dimdik durmuştur. Bugün hala tartışıladursun Lozan Anlaşmasından sonra bize bilenen Amerika, İkinci Dünya Savaşı sonunda ülkeyi güdümüne almayı başarmıştır. Marshall Yardımı, Truman Doktrini, Monroe Doktrini sayesinde , anlaşma ve yardım adı altında az gelişmiş ülkere sızmak için yaptıklarından biz de payımıza düşeni aldık. Dönülmez yola girdiklerini farkedemeyen yöneticiler debelendikçe de batmaya devam ettiler. Büyük ekonomik güçlerin çıkarlarına hizmet eden emperyalist Birleşik Devletler, kurallarına uyan yönetimlere destek vererek sömürüye devam etmiş, toplumsal faydalara hizmet eden ve kendilerine başkaldırmaya çalışan hükümetleri de IMF vasıtayla alaşağı etmeyi sağlamıştır. Ülkeyi 12 Eylüle götüren süreci planlayıp hızlandırarak son hamlesini gerçeklestirmiştir. İşte bu kitapta emperyalizmin güdümüne nasıl ve ne şekilde girdiğimiz, dayanakları ve kaynaklarıyla açıklanmış. Hacimli olmasına rağmen akıcı bir şekilde tamamladım. Daha çok kişiye ulaşmasını sağlamakta fayda olduğu için birkaç cümle yazmak istedim. Yakın siyasi tarihimize ışık tutan bir eser. Herkesin okumasını isterim. Tavsiye ederim...
Oltadaki Balık Türkiye
Oltadaki Balık TürkiyeM. Emin Değer · Kilit Yayınevi · 2012717 okunma
Kendi Kabuğuna Çekilmek
Tarih okurken Monroe Doktrini diye bir başlık ile karşılaştım. Bu, 19.yy. da Amerika'nın Avrupa işlerine karışmayıp kendi içinde güçlenmesi anlamına geliyor. Bunu yalnız bir devlet değil; zaman zaman ben de yapmalıyım diye düşündüm. Diğer insanların işlerine, hayatlarına karışmayarak kendi içimde güçlenmek...
1898 Amerika-İspanya Savaşı sonunda Pasifik'te ve Uzakdoğu'da kazandığı topraklarla Birleşik Amerika, Kuzey Amerika kıtasının sınırlarını aşarak Uzakdoğu'ya ulaşmış ve bu suretle, Monroe Doktrini ile çelişkili bir şekilde, milletlerarası politikada bir "Global devlet" olmaya, yani dünya politikasının içine girmeye ilk adımlarını atmış olmaktaydı. Denebilir ki, 19. yüzyılın sonlarında, milletlerarası politikanın en önemli olayı budur.
Sayfa 715 - Timaş Yayınları, 17. Baskı (2017)Kitabı okudu
Reklam
36 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.