Balkan tarihi, kültürel çeşitliliği, gelişen olaylara göre toplumların birbirleriyle iletişimi harika bir biçimde anlatılmış. Kitapta Drina köprüsü tanık ettiği her olaylara rağmen dimdik durduğu vurgulanmış, bu vurgulamayı Drina’da yaşayan milletlerin birbirleriyle sağlam ve mesafeli ilişkilerine benzetiyorum.
Kitabı okurken aklımdan Bosna savaşı, Srebrenitsa soykırımı geçti, acaba İvo Andriç o günleri yaşasaydı kitaba ekleme yapar mıydı…
Ama Mostar köprüsü isminde yeni bir kitapta hepsini yine yazardı.
Birleşmiş Milletler Barış Gücü bünyesinde görev yaptığı sırada Mostar'da yaşıyordu Vassaf, ve bu dönemde tuttuğu notları kitaplaştırdı.
Neretva Nehri'nin kıyısında, iki farklı kültürün buluştuğu bir şehirde, Mostar Köprüsü'nün hikayesiyle başladı her şey. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan, 16. yüzyılda inşa edilmiş bir
Bu acı hatıraları biraz dağıtmak için ondan Mostar'daki çocukluk anılarından birini anlatmasını istiyorum. 2004'te Mostar Köprüsü açılışında Prens Charles'ı görmüştüm ve o güne kadar bir prensin yaşlı olabileceğine hiç ihtimal vermemiştim, diyor. Yine gülüyor ve kederi uzaklaştırıyoruz aramızdan. Sevdiği Türkçe kelimeleri soruyorum ona, biraz düşünüp sıralıyor: "sabretmek, özlemek, sensizlik ve gönül." Peki ya Boşnakça'da? "Ne anlama geldiğini tam anlatamadığım 'sevdah' kelimesi, Boşnakça'da en çok onu severim" diyor. Evet bu kelime, hepimizin bildiği sevda kelimesi, Arapça, siyah safra anlamına gelen sözcük aşkın hasreti ve azabı manasıyla Türkçeden Boşnakçaya geçmiş ve böyle derinden benimsenmiş bu topraklarda. Bir müzisyen olan Ömer Pobriç, 'sevdah' için insanın etrafını çeviren görünmez bir auradır, diyordu.
Sayfa 78 - KİPAT H. Salih Zengin/ Bir Günlük, İki KitapKitabı okudu
Savaş öncesini, savaştan 10-15 yıl önceki durumu hatırlıyor musunuz? O zamanlar artık Ahmed, Muhamed, Salih gibi isimlere rastlamak zordu, birtakım suni, plastik isimler revaçtaydı, burada o isimleri anmayacağım. Biz, bize ait güzel isimleri reddedip çocuklarımıza garip garip isimler vererek galiba onların arkasına saklanmayı ve kökenlerimizden