Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

m.ertan

m.ertan
@msimurg
lisans
36 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
" Oturduğumuz evler, sürdüğümüz konforlu arabalar, gidebildiğimiz lokanta ve eğlence mekânları, aldığımız ıvır zıvır, çalışma köleliğimizi meşrulaştırır. Ama ya onlar da ruhumuzdaki sızıyı dindirmiyorsa? Ya bunlara sahip olmak için ortaya sürdüğümüz şey, yani ömrümüz, bizim için daha kıymetliyse? Hayat geri gelmiyor. İnsan, ruhunu özgürleştirmeyen, kendisine bir ifade imkânı sunmayan, kendisini gerçekleştiremediği işlerle tatmin bulmuyor"
Reklam
"Çocuklarımızı ve gençleri oyunların başından alıp onlarla uzun uzun konuşmamız gerekiyor. Telaşla değil, zamanı içlerine çekerek, zamanın genişliğini doyasıya tadarak, usul usul büyümek onların doğal hakkı. İşe, çoktandır çocuk ve gençlerimizin yeteneklerini törpüleme vazifesi edinmiş okullarda konuşma ve sohbeti diriltilmekle başlayabiliriz. Bir genç ancak konuşmak ve kendini ifade edebilmekle sağlıklı bir benlik duygusu geliştirir."
"Hakk'a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.Tam tersine böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır,emin bir beldede yaşar"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sabretmek;öylece durup beklemek değil ileri görüşlü olmak demektir.Sabır;dikene bakıp gülü,geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir."
"Ey bir avuç topraktan ibaret kullarım ! Dünyada guzel olsun,çirkin olsun ,meydanda olsun ,gizli bulunsun ne varsa hepsinin yerine koyacak bir sey bulursun ,yalnız benim yerime koyacak bir şey bulamazsın,bana eşit ve benzer yoktur. Mademki benim yerime koyacak bir şey yok;bensiz olma,canıni üzme ! Senin canına canân olarak ben kâfiyim!"
Reklam
"Sakın ola ki hidayet nimetini kendine ait zannetme ,hidayeti kalbinde garanti görme.Kalpler eğrilebilir,kayabilir"
"Onu yaratana rakip sıfatıyla araya girme hakkını versin ve ki kulları O'nu bırakip ta aşk'a tapmasın diye aşk'ı ve dahi onu kalbinde taşıyacak olanların tümünü yaratan, kuşku yok ki ; aşıklar gerçek aşkın mahiyetini ve kaynağını önünden bulutlar çekilen dolunay gibi fark etsinler diye aşk'ı bitimli kılmıştı."
"Suyun kokusu olsaydı bütün kokular birbirine karışırdı.Hele yağmurdan sonra!Suyun kokusu olmadığı için yağmurdan sonra duyulan toprağın kokusu oluyordu"
"Giydiği onu değil ,O giydiğini güzel gosteriyordu"
"Düşünsenize yıllardır liselerde kâr-zarar ilişkisi problemleri çözdürüp duruyoruz ögrencilere ama bu ilişkiyi en iyi anlatacak bir esnafı sinifa davet etmiyoruz.Aynı şekilde ilkokulda her sene canlılar dünyası işleyip, bu dünyanın bitki ve hayvanlarını inceleyen alan uzmanları sınifa gelmiyor.Ortaokulda ögrenciler bilim fuarlarına yalıtım konusunda proje hazırlarken okulun yanında yalitım işi yapan ustayı sinıfa davet etmiyoruz"
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
"Çocuklar yeni öğrenmelerini bir dağınıklık içinde değil eski bilişsel örüntülerine kancalar atarak sürdürüyorlar.Özellikle şematik düşünme biçiminde öğrenmede belirli bir düzen hakim. Zihni gardırop olarak düşünürsek öğrenilenlerin belirli bir düzenle yerleştirilmesi kullanımı da kolaylaştıracaktır.Kışlığın,yazlığın,pantolonun çorabın,elbisenin,yastığın aynı çekmecede olması karmaşıklık dışında bir işe yaramayacaktır.Dağınık bir dizilim yerine bir referans noktasının belirlendiği bir dağılım,öğrenmenin daha kaliteli olmasinın da önünü açabilir."
Sayfa 141Kitabı okudu
"Özel okullarda velilere, "bakın ne kadar zengin ders programimız var" demek için programa eklenen derslerin,çocuğun doğalında olan bütünselliği bozacağı kimsenin sorunu değildi.On dört farklı öğretmen on dört farklı tutum ve on dört farkli dil demekti. Ögrenciler bu yoğun ders programı içinde koştururken bir de farklı derslerin birbirleriyle ilgisiz,bağlantısız konularına on dakikalık teneffüs aralarıyla maruz kalıyorlar.Türkçe dersinde bir metnin 5N1K sorularını yanitladiktan sonra ,matematik dersinde katlar problemi çözüp ardından girdikleri sosyal bilgiler dersinde Urartuların yaşamını dinliyorlar.Bu birbiri ile bağımsiz alımlanan konuların ,öğrencilerin zihninde istiflenip doğru çekmecelere sorunsuz olarak yerleşmelerini bekliuyoruz.Çok şey istemiyor muyuz?"
Sayfa 140Kitabı okudu
"Uyarıcı sesin niteliği ve şiddeti dersin verimliliği ile dogrudan ilintilidir.Yükselmeyen,alcalmayan,değişmeyen ses tonu dikkati de etkileyecek ve dersten kopmalar başlayacaktır. Sınifta dinlenilmek için sesi yükseltmek,öğretmenliğin ilk yıllarinda acemiliğin hataya dönüştüğü anlardir.Sınifta uğultu çoğaldıkça ögretmen sesini daha çok yükseltir.Uğultulu sesi bastıran ses olmak öğretmen için sınıfta hakimiyet kurmak haline geldiğinde köprüden önceki son çıkış kaçırılmış demektir."
Sayfa 108Kitabı okudu
"özel bir durum yoksa derste uyumanın tek bir nedeni vardır , o da derste öğretmen ritminin uyku moduna geçmesidir.Tekdüze bir ders anlatımı,seste garip bir aynılık,sınıfın havalandırılmaması ve git gide oksijenin azalması uykuya geçişi arttıran nedenlerdendir."
Sayfa 108Kitabı okudu
"Dinleme"ve "susma" emirleri ,kiraat ile alakalıdır.Kiraat ise bir kulun ihtiyarî bir fiilidir ki,akıllı ve konuşan bir insanın agzından belirli mahreclere dayanmak suretiyle çıkan , maksad ve anlayişına iktiran eden sesiyle yapılir. Binâenaleyh akıl sahibi olmayandan ve cansız şeylerden sâdır olan seslere kıraât denilemeyeceği gibi,sadâdan yani sesin aksinden hasil olan fiilr de kiraat denilemez.Bunun icindir ki fakihler,bir kiraatın aksinden meydana gelen aks-i sâdâya kırâat ve tilavet hükmü verilemeyecegini ve mesela tilavet secdesi lazım gelmeyeceğini beyan etmişlerdir. Şu halde Kur'an okuyan bir kimsenin sesini aksettiren gramofon,pikap,teyp ve radyodan gelen ses veya sadâ bir kiraat değil,bir kıraatın aksi ve hayalidir.Yani dinlenmesi , susulması vâcib olan Kur'an çalınan Kur'an degil ,kıraat olunan Kur'andır"
Sayfa 130
62 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.