Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yol, şüphesiz gaye değil vasıtadır. Asıl gaye varılmak istenen hedeftir. Gerçek yollarla, yani somut yollarla hedefe varılır veya varıldığı zannedilir. Aslında belki hedef dediğimiz de başka bir yolun başlangıcıdır. Yolun mecazî kullanışlarında zaten hedefe hiç varılmaz. O, Eflatun'un yıldızı gibi hep ufkumuzda kalmaya devam eder. Ama biz hep yolda oluruz: "Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece'den çok önce, Üsküdar'dan yola çıkan karıncayı hatırlıyoruz. "Hicaza gidiyorum" deyince "Bu bacaklarla Hicaz'a nasıl varırsın?" diye soranlara "Varamasam da yolunda ölü- rüm ya!" cevabı ne kadar düşündürücüdür. Galiba bu yol düşüncesi buradan başlar. Biz hep, varmasak da yolunda ölenlerden oluyoruz. Rabia Hatun'un içinde yol kelimesi geçmeyen fakat kavram olarak yol'dan da başka bir şey bulunmayan şu kıtası insanın zaten hedefi istemediğini ve hep yolda olmayı arzu ettiğini göstermiyor mu?
E-Titreşimli Diğerleri Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada Soru: Ben bu ruhsal enerjiyi bilinçli olarak barındırmasam bile, sırf onu barındırmak yeterli midir? Grup: Bazılarınız bu enerjiyi bilinçli olarak yazıya aktaracaksı­ nız. Bazılarınız konuşmalar yapacak, kitaplar yazacak, dersler vereceksiniz. Bazılarınız da sadece enerjiyi
Reklam
Osmanlı geçmişinden Türk Ocakları'na, Meclis konuşmalarından program açıklamalarına, Kemalist tarih tezinden entelektüellerin yapıtlarına, ortada erken Cumhuriyet döneminde milliyetçiliğin din ikamesi kılınmak arzusunu gösteren büyük bir malzeme yığını durmaktadır. Bu malzemeden 1920'ler boyunca bir sivil din oluşturulmuş, telifçi tezlerin de varlığına müsaade edildiği bu zaman zarfında devlet, sivil dinin oluşumunu etkin bir biçimde desteklemiştir. 1930'lar boyunca ise, dinin kategorik dışlanması, sivil toplumun devlette eritilmesi ve nihayet parti ile devletin bütünleşmeleri vuku bulmuş, rejim otoriterlikten totaliterliğe doğru evrildikçe sivil din de siyasal dine dönüşmeye başlamıştır. Böylece İslâm'ın bıraktığı boşluk, bilim ve medeniyet ile de uyum içerisinde kutsallaşan bir Türklük ile doldurulmak istenmiştir. Peki bu seküler dinin önderi, tüm bu projeye gerçekten de inanmakta mıdır? Daha önce bahsi geçtiği gibi Kemalist elitin önemli simalarının bu anlatının tümüne inanmaktan ziyade onun kullanışlılığına odaklandığı savlanabilirse de Atatürk'ün bunlara gerçekte inanmadığına dair elimizde herhangi bir veri bulunmuyor. Zaten eğer öyle olmasaydı, bilimsellik görüntüsüne ve Batılıların yargılarına karşı son derece hassas olan Atatürk'ün, bu iki sahada da kendisinin epey başını ağrıtması muhtemel şeylerle, mesela Kayıp Mu Kıtası ile böylesine alakadar olmasını açıklamak mümkün olmazdı.
Sayfa 221Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
Eski Dünya Kitasi
Üniversite yıllarında okuduğum ve Mu Kıtası hakkında engin bilgi denizine kendimi bıraktığım kitap. James Churcward'in bulmuş olduğu tabletlerden yola çıkarak yazmış olduğu kitapların özeti ve Atatürk'ün Güneş Dil Teorisi ni desteklemesine sebep olan bakış açısı. Okunur, okutulur efendim.
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ve Kayıp Kıta MuSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 20191,061 okunma
960 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok uzun zaman önce küle dönen bir ülkede, krallığını çok seven genç bir prenses yaşarmış..” Harika bir seriye daha veda ettim.Hala bittiğine inanamıyorum ve çook uzun bir süre aklımdan çıkmayacak.Nerden nasıl başlayacağımı bilmiyorum çünkü ne söylersem söyleyeyim kelimeler yetersiz kalacak.Bu inceleme
Kül Krallığı
Kül KrallığıSarah J. Maas · Dex Kitap · 2020816 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarın daha önce iki kitabını daha okumuştum gerçekten hayran kalmıştım. Alevilikle ilgili kimsenin bilmediği asıl aleviliği anlatan güzel kitaplardı. Bu kitabı da diğer kitapları gibi çok iyiydi. Bazı yazarların kitapları birbirini tekrar eder fakat bu yazarın bu yazdığı kitap diğer kitaplarına göre yine farklı bilgiler veriyordu gayet de ilgi
Aleviliğin Kökleri - Abdal Musa'nın Sırrı
Aleviliğin Kökleri - Abdal Musa'nın SırrıErdoğan Çınar · Kalkedon Yayıncılık · 200836 okunma
Reklam
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yeniden Diriliş ve İntikamın Kitabı
Mu kıtasının yok olmasından yüzlerce yıl sonra yaşayan son Mu Kıtalılılardan Börükan ve Atahan oğuşlarının karanlık güçlerle mücadelesini ve Atalarını yok eden Atlantislilerden intikamı konu alıyor. Mu Kıtasının yok olmasından sonra acundaki tüm güçleri elinde toplayan Atlantislilerle mücadele eden Börü Han Atlantis Kıtasını yok edebilme pahasına kendi canından vazgeçiyor. Atahanlıların lideri Cerdukay Kağan ise Uzak Doğu'da bulunan kötülük yuvası Di sarayını yerle bir ediyor. Börü Han'dan sonra acun Kurt ve Aslanın adaletiyle yönetiliyor. Kitap aslında serinin ilki ama Mu Kıtası kitabı Börü Serinden önce okunmalı çünkü bu kitapla bağlantılıdır. Yazarın tüm kitapları Türk Mitolojisinden esinlenerek Kurgulanmıştır. Yazar Kitabı tarihten ve mitolojiden yararlanarak fantastik bir dünya oluşturmuştur..
Börü
BörüÇağlayan Yılmaz · Panama Yayıncılık · 20172,910 okunma
Biraz akıl oyunları...
Mu eski dillerde su demek, Arapça'ya da, MA olarak geçiyor zaten. Su ve yağmur Kur'an'da çok sık geçmekle birlikte rahmeti temsil eder. İbn-i Muhyittin el arabi'ye göre de, şuura bırakılan "idraki bilinç" olarak kayda geçer. Şimdi buraya dikkat edin. (Mu)sa, sudan gelen demek, su burada Kur'an'a göre
554 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.