Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kur'an'da bahsedilen Nuh Tufanı'nda, kimi insanlar basit tahtadan teknelere binerek dahi, bu büyük felâketi atlatabilmişlerdir. Bu büyük doğal afetlerde bilindiği gibi önce Pasifik Okyanusu'ndaki Mu Kıtası daha sonra da Atlantik Okyanusu'ndaki Adantis Kıtası parçalanarak hemen hemen tamamen sulara gömülmüşler, diğer kıtalarda ise kısmi parçalanmalar ve büyük su baskınları meydana gelmiştir. Marmara Denizi ile Karadenizi birleştiren İstanbul Boğazı bu dönemde açılmış ve iki denizi büyük bir selle birlikte birleştirmiştir. (Bu konuyla ilgili yapılan bir bilimsel araştırmanın sonuçlan geçtiğimiz yıl Discovery kanalında yayınlanmıştır.Meydana gelen tüm bu büyük doğal afetlerin sonucunda Dünya üzerinde yokolmaktan kurtulabilen tüm uygarlıklarda büyük bir gerileme kaçınılmaz olmuştur. Dünya'nın büyük bir bölümünde kelimenin tam anlamıyla, korkunç bir gerileme yaşanmıştır. Kurtulabilenler boş alanlara yerleşmişler ve her türlü teknolojik imkândan bir anda yoksun kalıvermişlerdir.
Bir zamanlar yaşanan ve Dünya'nın birçok bölgesini etkileyen iki büyük doğal afetten söz etmeyen ulus ya da kavim yok gibidir. Dünya üzerinde birbirlerinden çok farklı bölgelerde yaşamış olan tüm eski ulusların mitolojilerinde ve dinlerinde bu trajedik anıya yer verilmiştir. Yaşanan bu felâketler, dinlerde (özellikle de son üç dinde)
Reklam
Müller, Atalara Tapınma adlı kitabında şöyle yazar: "Atalara tapınma, ilkel insanların ölümden sonra insanın sorumluluğunun devam ettiğine dair inancından dolayı ortaya çıktı. İbadetin bu şekli, gelişimin belli dönemlerinde tüm insanlık arasında neredeyse evrensel gibi görünüyor. Dünyanın her yerinde bunun izine rastlanır. Yahudilerin dini inançları atalara tapmanın izlerini gösteriyor. Yahudi atalarının özel tanrısı olan, İbrahim peygamberin söyleştiği ve kişisel ilişkiler kurduğu, İbrahim'in ailesinin tanrısının soydan gelen bir tanrısallığa sahip olduğuna dair güçlü belirtiler vardır. Bazı antik metinleri okuduktan sonra, atalara tapmanın Mu'nun yıkımından dolayı ortaya çıktığı kanısına vardım. Atalara tapma ya da atalara gösterilen derin saygı Mu kıtası atalarının ana temayı verdikleri Mısırlıların kutsal tören ve seremonilerinde oldukça belirgin bir şekilde görülüyor. Bu aynı zamanda bazı Maya yapıları üzerinde bulunan yazıtlarda ve yunan alfabesinde de dile getiriliyor.
Sayfa 271 - 15 - Eski Dinsel KavramlarKitabı okudu
Mu Kıtası, Batı Kıtası, Kui Kıtası ve kutsal kitaplardaki Cennet Bahçesi aynı yerdir.
Sayfa 135 - 8 - Basit SembollerKitabı okudu
Atlantis adaya veda eden isim oldu.
Sais tapınağının başrahibi Sanches, Solon'a Atlantis'in 11.500 yıl önce battığını ve bu büyük ülkenin batışından dolayı Atlantis ötesindeki ülkenin afetlerle yıkılarak geçilmez hale gelip batı kıtasının geçidinin kapandığını söyledi. Bu durum açıkça Atlantis'in Mu kıtası ya da batı kıtası olması olasılığını elemektedir.
Sayfa 55 - 3 - İnsanın Yeryüzünde İlk Ortaya Çıktığı TopraklarKitabı okudu
Ben dünyanın halini bilmiyorum fakat Avrupa'da istilakârane hükmeden ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilasına karşı Risale-i Nur hakikatleri bir kale olduğu gibi; âlem-i İslâm'ın ve Asya Kıtası'nın hal-i hazırdaki itiraz ve ittihamını izale ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeye vesile olan bir mu'cize-i Kur'aniyedir. Bu memleketin vatan-perver siyasîleri çabuk aklını başına alıp Risale-i Nur'u tabederek resmî neşretmeleri lâzımdır ki bu iki belaya karşı siper olsun. (Sikke-i Tasdiki Gaybî 213.sh - Risale-i Nur)
Enver NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Bulunamayan kitaplar
Mu kıtası ve osiris dini isimli kitap basımı kalmamış, hiçbiryerde bulamıyorum, sadece bir yerde buldum o da pahalı. Ayrıca göktengricilik hakkında bilgi alabileceğim bir kaynak arıyorum, sayın kitapsever arkadaşlarımdan bu iki kitap hakkında tavsiye istiyorum.
240 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Öncesinde
Kayıp Kıta Mu
Kayıp Kıta Mu
okumuştum iyi ki öyle yapmışım. Mu kıtası belki hala bir efsane… Ancak kitap Atatürk’ün hayatına verdiği detaylar nedeniyle okumaya değer.
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ve Kayıp Kıta MuSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 20191,056 okunma
Yol, şüphesiz gaye değil vasıtadır. Asıl gaye varılmak istenen hedeftir. Gerçek yollarla, yani somut yollarla hedefe varılır veya varıldığı zannedilir. Aslında belki hedef dediğimiz de başka bir yolun başlangıcıdır. Yolun mecazî kullanışlarında zaten hedefe hiç varılmaz. O, Eflatun'un yıldızı gibi hep ufkumuzda kalmaya devam eder. Ama biz hep yolda oluruz: "Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece'den çok önce, Üsküdar'dan yola çıkan karıncayı hatırlıyoruz. "Hicaza gidiyorum" deyince "Bu bacaklarla Hicaz'a nasıl varırsın?" diye soranlara "Varamasam da yolunda ölü- rüm ya!" cevabı ne kadar düşündürücüdür. Galiba bu yol düşüncesi buradan başlar. Biz hep, varmasak da yolunda ölenlerden oluyoruz. Rabia Hatun'un içinde yol kelimesi geçmeyen fakat kavram olarak yol'dan da başka bir şey bulunmayan şu kıtası insanın zaten hedefi istemediğini ve hep yolda olmayı arzu ettiğini göstermiyor mu?
E-Titreşimli Diğerleri Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada Soru: Ben bu ruhsal enerjiyi bilinçli olarak barındırmasam bile, sırf onu barındırmak yeterli midir? Grup: Bazılarınız bu enerjiyi bilinçli olarak yazıya aktaracaksı­ nız. Bazılarınız konuşmalar yapacak, kitaplar yazacak, dersler vereceksiniz. Bazılarınız da sadece enerjiyi
Reklam
Osmanlı geçmişinden Türk Ocakları'na, Meclis konuşmalarından program açıklamalarına, Kemalist tarih tezinden entelektüellerin yapıtlarına, ortada erken Cumhuriyet döneminde milliyetçiliğin din ikamesi kılınmak arzusunu gösteren büyük bir malzeme yığını durmaktadır. Bu malzemeden 1920'ler boyunca bir sivil din oluşturulmuş, telifçi tezlerin de varlığına müsaade edildiği bu zaman zarfında devlet, sivil dinin oluşumunu etkin bir biçimde desteklemiştir. 1930'lar boyunca ise, dinin kategorik dışlanması, sivil toplumun devlette eritilmesi ve nihayet parti ile devletin bütünleşmeleri vuku bulmuş, rejim otoriterlikten totaliterliğe doğru evrildikçe sivil din de siyasal dine dönüşmeye başlamıştır. Böylece İslâm'ın bıraktığı boşluk, bilim ve medeniyet ile de uyum içerisinde kutsallaşan bir Türklük ile doldurulmak istenmiştir. Peki bu seküler dinin önderi, tüm bu projeye gerçekten de inanmakta mıdır? Daha önce bahsi geçtiği gibi Kemalist elitin önemli simalarının bu anlatının tümüne inanmaktan ziyade onun kullanışlılığına odaklandığı savlanabilirse de Atatürk'ün bunlara gerçekte inanmadığına dair elimizde herhangi bir veri bulunmuyor. Zaten eğer öyle olmasaydı, bilimsellik görüntüsüne ve Batılıların yargılarına karşı son derece hassas olan Atatürk'ün, bu iki sahada da kendisinin epey başını ağrıtması muhtemel şeylerle, mesela Kayıp Mu Kıtası ile böylesine alakadar olmasını açıklamak mümkün olmazdı.
Sayfa 221Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
Eski Dünya Kitasi
Üniversite yıllarında okuduğum ve Mu Kıtası hakkında engin bilgi denizine kendimi bıraktığım kitap. James Churcward'in bulmuş olduğu tabletlerden yola çıkarak yazmış olduğu kitapların özeti ve Atatürk'ün Güneş Dil Teorisi ni desteklemesine sebep olan bakış açısı. Okunur, okutulur efendim.
Atatürk ve Kayıp Kıta Mu
Atatürk ve Kayıp Kıta MuSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 20191,056 okunma
554 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.