Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz Ali' den muazzam tesbit
Öyle bir devir gelecek ki; mal cimrilerin, kılıç korkakların ve kalem cahillerin elinde olacak.
Ne güzel ve ne muazzam bir tesbit.
Müminin iftiharı Rabbi iledir, şerefi de dini iledir. O, Allah’ın kulu olmakla övünür, dinine sahip çıkmakla şeref duyar. Münafığın da iftiharı nesebiyledir, şerefi de malı iledir. O, soyu-sopu ile övünür, malı ile şeref duyar.
Reklam
Hitler’in emir subayı hava albayı Von Below, sığınağı 30 Nisan gününün ilk çeyrek saatinde terketti. Von Below sekiz yıldan beri Hitler’in yakınında bulunuyordu. Bu sebepledir ki, Hitler’le Eva Braun’un evlenmelerinden sonra düzenlenen merasime davet edilmiş ve Hitler’in özel vasiyetnamesini de şahit sıfatıyla imzalamıştı. Hitler’den şahsî
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||| Modern tıp, insan bedenini, branşlara ayırarak incelediği, bu muazzam sisteme ve işleyişe bütünsel bir gözle bakmadığı için ne hastalığı doğru teşhis edebilmekte, ne hastalığın sebebini tesbit edebilmekte, ne de tedavi edebilmektedir. Halbuki insan yaratılış kanunlarını anladığı ölçüde sağlıklı ve doğru yaşama imkanı bulur. |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muazzam Tesbit
İbn Arabi, yüce Allah ın zatı açısından herhangi bir şeye ihtiyacı olmadığını ancak sıfatları açısından mahlukata muhtaç olduğunu dile getirmiştir. Ona göre yüce Allahın zatı hiçbir şeye muhtaç değildir. Ancak yaratma sıfatı yaratılanlara muhtaçtır, affedici vasfı günah işleyen sonra da af dileyen insanlara muhtaçtır.
M. T. T. Birliği'nin İç Anadolu Seyahatine Ait Notlar
M. T. T. B, yeni sene çalışma şeklini tayin i‐çin Halk evinde bir toplantı yaptı. Bu toplantıya Pr.lerini, T. cemiyeti liderlerini ve gençlik muhiplerini istifade için davet etti. Birçok davetliler bu mevzudaki görüşlerini uzun uzadıya anlattılar. Bu meyanda Mühendis talebe cemiyeti reisi Tevfİk Bey: "Köylerimizin sıhhî, içtimaî, bediî,
Reklam
TEK CÜMLEDE MUAZZAM ve MUHTEŞEM TASVİR...
Gerçek ve derin Müslüman, dünya ve insan kadrosunun bütün iş ve fikir muhasebesini muvazeneleştirmiş, zimmet ve matlup sütunlarını tam bir sıhhat ve mutabakatla karşılıklı mizâna sokmuş, yapılacak ve yapılmayacak her şeyi tesbit etmiş, bütün istikametleri keşfetmiş ve işaretlemiş, bu hayatın yaşanmak zahmetine değer bütün kıymetlerini tablolaştırmış, en uzak buğday başağının ucundaki taneden güneşin kalbine kadar nabız dinleme âletlerini her noktaya dikmiş ve her unsurun gâye ve memuriyet sırrına ermiş, yeryüzüne ve madde âlemine insan tahakkümünü ve bunun muazzam cihazını âzamî istismar haddine yükseltmiş, idrak ve tekevvün çilesini nihaî hassasiyetle doldurmuş, frenklerin (sajes) dediği nihaî vecd, zarafet, huzur ve sükûna varmış; kısaca, insan başını sümüklüböcek kafasından ayıran tek haysiyetle varlık sırrının bütün şubelerini kahramanca kucaklamış, plânlaştırmış ve bunun insan cemiyetini teşkilatlandırmış kâmil insan örneğidir...
Sayfa 164 - 165, 6 Beklediğimiz İnkılâp, Derin ve Gerçek Müslüman, 6.Baskı, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hitler’in oku! hayatındaki başarısızlığı bütün hayatı boyunca, içinde bir acı olarak kalmıştır. Bu yüzden, okumuş aydın “Sayın Baylar” la, bu bayların unvanlarıyla, diplomalarıyla ve ders verici tavırlarıyla boyuna alay ederdi. Hayatının son üç yılında, Ordu Yüksek Komutanlığında, askerî strateji, taktik ve komuta ayrıntılarıyla uğraştığı sıralarda bile, arada dinlenmek için eski kafadar arkadaşlarından sağ kalanlarla buluştuğu akşamlar, gençliğinde karşılaştığı öğretmenlerin budalalıklarını anlatır dururdu. O sıralarda Volga’dan Manş’a kadar uzanan muazzam orduları kendi başına yöneten ve bu dev orduların Başbuğu olan bu deli dâhinin bu konuda söylediği sözler tesbit edilmiş bulunmaktadır: «Öğretmenlerimi düşündüğüm zaman hepsinin de biraz deli olduğunu anlıyorum. îyi Öğretmen sayılacak insanlar çok azdır. Bunların, bir gencin gücünü önlemeye çalıştıklarını düşünmek facia. 3 Mart 1942 (...) Anlaşılıyor ki Hitler kendisine kırık not veren öğretmenlerini öleceği güne kadar hiç affetmemiş, unutmamıştır. Onları gülünç hale getirmekten çekinmemiştir.
Hz Ali’nin Mısır valisi Malik’e gönderdiği emirnamenin bir kısmı
Bilmiş ol, ey Mâlik, ben seni öyle memleketlere gönderiyorum ki senden evvel birçok hükümetler oralarda adalet sürdü ve zulmetti. Sen vaktiyle nasıl evvelki valilerin icraatını gözden geçirdiysen, halk da şimdi senin icraatını öyle gözetecek. O zaman senin onlar hakkında söylediklerini, halk da şimdi senin hakkında söyleyecek. Kimlerin salih olup
Sayfa 86
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.