Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ramazan, ruhen bize bir hilat giydirir; ama o hilat zamanla eskir. işte mübarek gün ve geceler O hilati değiştirme, yenileme, onarma zamanlarıdır. Ramazan gelince O eskiyen hilati terziye götürürüz ki terzi onu yenilesin, söküklerini diksin.Nasıl ki üzerimizdeki elbise eskiyorsa maneviyatımiz da eskir. Mübarek vakitler de üzerimizdeki takva elbisesini kirlerden arındırır, yeni bir elbise bahşeder insana. Ramazan-ı şerif ve bu mübarek ayda tutulan oruç hem bedeninizi hem de ruhunuzu biçimlendirir tıpkı çamura biçim veren bir heykeltraş gibi. O biçimi bir kere aldıktan sonra eski hâlinize dönemezsiniz. İnsan önce bedensel olarak Ramazan-ı şerifi yaşar, sonra o deneyim ruha ve kalbe intikal eder. Belli zaman diliminde Ramazan'ı yaşamak da aslında Allah'ın bir lütfudur. Bir yandan da O ruhî değişim tedrici olarak gerçekleşir, olgunlaşmak için bu ayı her sene yaşamak gerekir ki kemale erebilelim. İnsan, zaman ve mekânla mukayyettir, zaman ve mekânin etkisi altındadır. Dolayısıyla Ramazan' da da belli bir mekânın içinde bulunmak mecburiyetindeyiz. Bu dini bir mecburiyet değil; ama bana sorarsanız kültürel bir mecburiyettir. İçinde bulunduğunuz mekân sizi belli bir havanın içine çeker. Dolayısıyla zaman ve mekân şartlarını da göz önüne aldığımızda Ramazan ayı, sizi âdeta bir biçime, bir ruh hâline, bir maneviyata doğru sürüklüyor ve size kendi ruhundan bir espri, bir renk, bir biçim veriyor. Bu ibadet sabırla başlıyor. Saadettin Ökten
Amin..
Allahu Teâlâ mübarek geceler, mübarek aylar hürmetine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyâullah evliyâullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habib-i Edîbi hürmetine; Esmâ-i Hüsnâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten îkâz eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kâim kullar eylesin.
Reklam
Hayırlı bayramlar
Can bula Canan' ını, Bayram o bayram ola. Kul bula Sultan' ını Bayram o bayram ola. Hüzn ü keder def ola, Dilde hicab ref ola, Cümle günah af ola, Bayram o bayram ola. Tevhîd ede şevk ile, Hakkı seve şevk ile, Tasdik inerse dile, Bayram o bayram ola Dildeki Rahman olur, Dertlere derman olur, Azade ferman olur, Bayram o bayram ola Lütfiya lütf-ü Kerim, Erişe Rahm ü Rahîm Bermurad ede fehim, Bayram o bayram ola Alvarlı Efe Hz.
Aziz, mübarek kardeşlerim! Pek çok selâm... ■ Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlas-ı Şerif okurduk. ■ Ben şimdi bir gün evvel beşyüz ve arefede dahi beşyüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. ■ Ben gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, Fakat ben ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazan ismiyle sohbet ederim.
amin:)
Allahu Teala mübarek geceler, mübarek aylar hür- metine; sevgili kulları hürmetine; mübarek vakitler, mübarek yerler, mekânlar hürmetine; enbiyaullah evliyaullah hürmetine; Peygamber-i Zîşânımız hürmetine, Habib-i Edîb'i hürmetine; Esmâ-i Hüs- nâsı hürmetine, bizleri nevm-i gafletten muhafa- za eylesin. Yolunda dâim, zikrinde kaim kullar eylesin.
120 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Tüm kitapsever dostlarıma kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum. Regaip kandilimiz mübarek, üç aylarımız hayırlı olsun. Bu güzel günlerin kıymetine yakışır bir kitabın paylaşımı ile sizlerleyim Biz okurlarına 212 kısa mesajda çok şey anlatan cüssesi küçük ama içeriği dolu dolu bir kitap. Gerçek, Rabbimiz tarafından kabul görecek gerçek bir müslüman, mümin olabilmemiz için kalp ile tasdik, dil ile ikrarda bulunmamız gereken, bize çocukluğumuzdan itibaren "AMENTÜ" olarak öğretilen, imanın şartlarının detaylı ve anlaşılır şekilde anlatımıyla karşılaşıyoruz kitapta. İman ve inanç noktasında kendimizi değerlendirme, eksik ve kusurlarımızı görme imkanı sunuyor. Güzel, açıklayıcı millî, manevî ve dinî değerlerimize vurgu yapan bir önsözün ardından dört bölümden oluşuyor kitabımız. Yazar ilk bölümde okurlarına iman, İslam, amel, din, mü'min, ehl-i sünnet ve'l-cemaat kavramlarına vurgu yapan mesajlar veriyor. İkinci bölümde altı imanın şartına vurgu yapılıyor. Üçüncü bölümde diğer itikadi esaslara yer verilirken, dördüncü bölümde ise muasır sap.k fikirlerden ve bidat inançlardan bazılarına değiniliyor. Faydalı bir okuma oldu, sizlere de tavsiye ediyorum.
İslam İnanç Esasları
İslam İnanç EsaslarıÖmer Faruk Müderrisoğlu · Arifan Kitap · 202169 okunma
Reklam
Eskiden beri yalnızlığı seviyordum. Çevremin söylediklerini daha fazla duymamak ve kendi başıma karar vermek için sessiz bir ortama ihtiyacım vardı. Ve zaman zaman inzivaya çekilmek üzere gittiğim ormanda kendimle başbaşa günler geçirmeye başladım. Düşünce dünyasına kendimi kaptırdığım bazı vakitler yemek ve içmekten bile kesiliyordum. Ve bir gece harikulâde bir rüya gördüm. Rüyamda, çok susamış bir hâlde etrafta su arıyordum. Aradıkça susuzluğum artıyordu. Nihayet Peygamber Efendimiz bana su ikram etti. Suyu alıp kana kana içtim. Mahcubiyetimden, Peygamberimizin mübarek yüzüne bakamıyordum. Uyandığımda ise gönlüm mutmain olmuş bir şekilde İslâm dinine girmeye karar vermiştim. Elhamdülillah, hayatımda verdiğim en güzel karar, İslâm'a girmemdir.
Gayret Nisbetinde..
Zemzem hadisesini hepimiz biliriz. Fakat şöyle bir baktığımızda asıl olayı zannımca hepimiz görebiliyor muyuz diye tereddüt ediyorum.. Hz. İbrahim, Hacer Validemiz'i Mekke'ye bıraktıktan bir müddet sonra İsmâil (a.s) susamıştı.Hz. Hacer de çöl hayatını bilen biri olarak orada zaten su olmadığını biliyordu fakat buna rağmen etrafta su aramaya koyuldu. Safa ve Merve arasında tüm gayretiyle koşturup durdu.. bir, iki ve sonunda yedinci kez koştu...Yorulmadan, durmadan aşk ile koştu.. Sonucunda, Allah ona gayreti ve sebatı neticesinde su ihsan etti. Zem! Zem! (Dur dur !) denilse de kıyamete dek durmayacak mübarek bir su.. hem de evladının topukları altından.. Bazı vakitler, gün oluyor yoruluyor ve ümidimizi kaybediyoruz. nâmümkünler bizi çepeçevre sarmışken "ben bu hayatın neresindeyim?, istikametim vuslata acaba kapı mıdır ? Boşuna mı koşuyorum? emeklerim, gayretlerim zâyi oluyor" diye düşünüyor ve güçsüz düşüyoruz. İşte burda Hakikati kaçırıyoruz. Bize düşen; yolun sonuna ulaşmak değil koşmaktır. Kendi istikametimizde değil de Allah'ın belirlediği yolda tüm gayretimizle koşmak... Bir kere değil sayısınca, yedi, on belki otuz kere.. Vakfetmeden, beklemeden koşmak.. Allah zemzem'i ihsan edene dek tüm gayretle koşmak...
Sevgili Peygamberimizin kiminde müminlerin günahlarının bağışlanacağını müjdelediği," kiminde oruç tuttugu bu özel vakitler, sonraları kültürümüzde kandil geceleri, üç aylar, mübarek gün ve geceler olarak kendilerine yer edinmişlerdir. Şaban ayının on beşinci gecesi, Efendimizin duaların kabul edileceği müjdesini verdiği bu zaman dilimlerindendir. Berat Kandili olarak bildiğimiz bu gecede dua ve ibadetlerin ne kadar faziletli olduğu, Allah Resulü'nün şu ifadelerinden anlaşılmaktadır. "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete halkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya duçar olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?" buyurur "
176 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.