Bu kitabı, bu gerçekliği, bu utancı yorumlamamaya karar verdim okurken.
Hikayenin, karakterlerin, mekanların gerçek ve/veya kurgu olması hiç önemli değil!
Bu kitabı okurken lanetler okudum tekrar tekrar... Çok tuhaftı... Kitap başladı ve ben sanki çok normal bir roman/hikaye okuyormuşçasına rahat rahat okumaya devam ettim. Sonra birden bire gözlerim doldu!
Bize bu hikayeleri olağanmış gibi karşılamamıza sebep olan sisteme, insanlara, düzene, vs. aklınıza ne gelirse ona lanetler okudum.
Bizim dünyanın bir ucunda yaşananları tabiri caiz ise "lay lay lom" alıp okumamıza lanet ettim.
Yanı başımızda, komşumuzda, mahallemizde, ülkemizde, dünyamızda kadınlara yapılan her tür tacize, işkenceye, dayağa, şiddete lanet ettim.
Kadınları köle olarak gören, kendileri için her şeyin mümkün olduğunu sanan, para ile ve para için her şeyi yapan/satan/alan her şeye lanet ettim.
Aslında o kadar da zor değil insanca yaşamak ve yaşatmak, yeter ki kadınlar eğitilsin. Kadınlar eğitilsin ki çocuklarını eğitebilsinler ve bu böyle el vere vere... Başka yolu yok bu romanların sadece kurgu olarak kalabilmesinin tek yolu bu!
İşte bu yüzden çok önemli bir roman/gerçek/kurgu "Bin Muhteşem Güneş"...