Bazı kitaplar vardır, tek solukta biterler. Bunlar, tek solukluk yazarlardır. Yani gereksiz yazarlardır, çünkü gerçekten de kaliteli hiçbir kitabı tek solukta bitiremezsiniz. Bitirseniz bile anlayamazsınız. Kısacası akıcılığı
olan şeylerin, genelde kalıcılığı yoktur. Bazı yazarlar vardır. Okuyucudaki domuzluğu hissederler. Yani okuyucuya ne
Onur Yürüyüşü'nde öpüşen çiftlerden rahatsız olup ahlakının bozulduğunu söyleyenler, bugün iki çocuğun taciz edilişini resimlerle anlattığını öğrendiniz, dava sonucu çıkan kararı da gördünüz "mükemmel ahlak" kavramınız üstüne oturup düşündünüz mü acaba? Çok ahlaklı bir toplumuz ya hani, ahlakımız birbirini seven iki insan öpüşünce bozuluyor ya hani. Bir düşünün lütfen.
Satranç, kendinden kaçan bir adamdan ziyade kendini bulmaya çalışan bir adamın hikayesi. Satranç'ı tek kelime ile tanımlamamı isteseydeniz, herhalde o kelime "ÇILDIRIŞ" olurdu. Hiçliğin ortasında satranç oynadınız mı? Zweig bunu yapmış hem de mükemmel bir şekilde başarmış.
Tartışmasız Zweig'ın en şiirsel, en yerinde duramadığım, en
ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, KARDEŞLİK YA DA ÖLÜM CUMHURİYETİ
İnceleme hazırlamakta en çok zorlandığım eser diyebilirim. Ne yapmam gerek ne söylemeliyim... söylenecek olan her şey söylenmiş zaten; ama böyle bir şahesere dokunmadan geçmek, benim için oldukça üzücü olurdu.
İlmek ilmek örülmüş derin ağlarla, okuyucusunun yüreğine işleyen, heyacanı, aşkı, umudu, devrimi ve isyanı ve giyotini, intikamı ve ölümü
"İyi bir kitapta bitip tükenmek bilmeyen yiyecekler vardır. Onda vücudumuzun en mükemmel kısmı olan kafamız için bir ömür boyu yetecek kadar yiyecek vardır."