824 syf.
·
Puan vermedi
İNSAN, TEVRAT, DİNLER, TANRILAR İLE İLGİLİ BİR İNCELEME Son yıllardaki din ve dindarlık perdesi altında yapılan yağma talanın arkasından gelen ahlaki ve ekonomik çöküşün sebeplerini anlamak amacıyla Sümer, Babil, Mısır tarihi ve tanrılarını, Gılgamış, Herodot Tarih’i, Homeros’un İlyada’sı, İncil ve Tevrat-Zebur’u okudum. Kuran, hadis kitapları
Tevrat
TevratKolektif · Dorlion Yayınevi · 2018882 okunma
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Reklam
SAĞLIK MI, ECEL Mİ?
Denedik Olmadı
Denedik Olmadı
Füsun Genç
Füsun Genç
Bir yazı okudum. Konusu insan ömrünün uzatılmasıydı. İnsanlar yeteri kadar sağlıklı olurlar ve herhangi bir kazaya uğramazlarsa çok uzun süre yaşayabilirler diyordu yazıda. Bütün düşüncelerim, duygularım karmakarışık oldu hatta beyin hücrelerimin bir kısmı yanmış bile olabilir. Bildiğiniz alt üst oldum. Ben kaderci biri olarak, her canlıya belirli bir süre ömür bahşedildiğine inanan; buna tutunarak yaşayan bir insandım. Ölüme dair düşüncelerimi “İnsanı eceli korur.” tespiti ile özetleyebiliyordum. Bana göre bir canlı ancak ölecekse ölürdü. Kendisine bahşedilen ömrü dolmuş birini yaşatmak imkânsızdı. Tıpkı eceli gelmediyse öldürmenin imkânsız olduğu gibi… Şimdi bütün inanç sistemim sarsıldı. Gerçekten böyle bir şey mümkün müdür? Biz bahşedilen ömür kadar değil de sağlığımız el verdiği ölçüde mi yaşıyoruz? Ömrü uzatmak mümkün mü? Eğer öyleyse brokoli falan yemeye başlayacağım. Lütfen biri beni aydınlatsın.
Eger her ferdin hayatı, yalnız bu âlemde geçirdiği ömürden ibaret kalacak ise, bir dine tâbi olmasında ne mânâ bulunur? Bu âlemde zulme ve sefalete duçar olan bir adam, diğer bir âlemde, adâlete ve saadete mazhar olmayacaksa, Cenâb-ı Hakk'a nasıl âdil ve rahîmdir demek caiz olur? Eğer Cenâb-ı Hak, âdil ve rahîm değilse, onu sevmeğe, onun emirlerine bağlanmağa bir sebep bulunur mu? O halde bu hayatın mânâsı ne? Bu kadar güzellikler ne için? "Vazife", "ahlâk"' ve "ukbâ" fikirleri yekdiğerinin tamamlayıcısıdir. Eğer fazilet bir mükâfat, kötülük bir mücâzât görmeyecekse, ne Allah'a muhabbet ve itaat, ne bir dine bağlılık ve hatta belki, ne de Allah'ı ikrar mümkün olur. Demek ki, bir dine hak diyebilmek için, o dinin herhangi bir şekilde "adâlet ve saâdeti temin ve ahlâkî fazileti kâfil ve zâmin" olması zaruridir. Bu şekillerin bir dinde mümkün olması ise ancak "Ba'sü ba'de'l mevt fikrinin kabulüne dayanmaktadır. Şu halde bir dine hak dedirtecek esas şartlardan birisi de: "Ba'sü ba'de'l-mevt [=Ölümden sonra dirilmek]" fikrini ihtiva etmesidir.
Sayfa 82
Başka şehirlerde, birbirimizden habersiz sever miyiz bir başkasını? Mümkün olur mu soluğumu kesen bu düşünce?
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.