Yarıda kalan aşkınızın devamını getirmesi için neler yapmak isterdiniz? Geri dönüşü olmayan bir zaman tünelinde kaybedilen aşkınızı geri kazanmak veyahut da daha güzel yaşamak için hayatı ve yaşayışı değiştirmek için hiç hayaliniz oldu mu, neler yapardınız?
Yapraklarını döken sonbahar mevsimi gibi olan Hazan, hüzün sardığı yaş döneminden çıkıp
"Bir insanı sırf güzelliği için sevmek mümkün mü? Bu bir heykeli sevmek gibi bir şey olmaz mı?" diye sorar Tolstoy.
Victor Hugo da onu şöyle destekler: "sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık. Ölüm her şeyi yok edecek; ruhları sevmeyi deneyin."
(wessen Namen nahms auf/vor dem meinen?: Hangi adı taşıyordu benimkinden önce?): Çevrilmesi mümkün olmayan ses faire yinelemesiyle oluşturulan benimkinden önce karşılanımış isim, Namen nahms auf, konukseverliği (aufnehmen), başkasına sunulan kabulü çağrıştırır. Soru işareti, başkasının kimliği üzerine soru, benden önce gelmiş olan ve kendisiyle isteyeyim ya da istemeyeyim, bileyim ya da bilmeyeyim bu defterin tuhaf/yabancı ortaklığında, tuhaf soy- kütüğünde bağlandığım, yeniden bağlandığım başkasının adı üzerine yakıcı soru. Başkasının adı söz konusu oldu mu hissedilen bir kaygı ya da endişe vardır, hani şu gözlerim bağlı, edilgin biçimde teslim olduğum başkası söz konusu olunca, ben imzalasam da, başkası benden önce imzalamıştır ve benim imzamı önceden işaretlemiştir,üstüne işaret koymuştur, benim imzamı önceden kendine mal etmiştir, sanki ben bu durumda hep benim yerime de imzalayan başkasının adına imzalıyormuşum, tasdik imzası (contresigner) atıyormuşum ya da o bana tasdik imzası atıyormuş, benim kendi imzamı tasdik ediyormuş gibi, bağış ve bağışlama vuku bulmuş ya da bulmamış, ben hiç karar bile vermeden vuku bulmuş ve iptal edilmiş, çekip sürüklenmiş gibi.
..Kim diyor ki kadın şimdi, eskisi gibi yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor?
Ya boya örtüleri?
Bunların altında hakiki çehreyi hiç görmek mümkün mü ?
Boyalar olmasa bilmem kadın ne yapardı?...
Az katlı, iki renk sıvılı, duvarlarından soba borulari çıkan ve birbirine hem çok benzeyen, hem de hiç benzemeyen o kiremit çatılı evleri unutabilmek mümkün mü?
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve