Hakimlerinin hikmetlerini, ömürlerini, yaşayış tarzlarını, aralarındaki anlaşmazlıkların, Ehl-i kitabın birbirleri ile olan münazara ve münakaşalarını,kitablarından neler gizlediklerini, halka neleri açıklamadıklarını, Arab dillerinin tüm çeşitlerini, fesahat ve belağatlerini, tarihlerini, darb-ı mesellerini, hikmetli sözlerini, şiirlerini,șiirlerinin anlamlarını, efradını cami' ağyarını mani olan güzel ve son derece cazib sözleri ve buna benzer bütün özellikleri ona öğretmiştir.
İbni Sina'ya göre gerçeklerin net olarak ortaya çıkmasının yolu, hakkaniyet temelinde münazara ve münakaşadır.
Reklam
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Şunu iyi bil, kesinlikle inan ki galip gelmek, susturmak, böbürlenmek ve fazilet izhar etmek için yapılan münazara Allah katında bütün kötü ahlâkların membaı olduğu gibi Allah düşmanı İblis’in de güzel gördüğü huylardandır.
Münazaracı hakkı aramakta, kaybedilen bir şeyi tarif edip gösteren kimse gibi olmalı. Hak ister kendi elinde ister başkasının elinde açıklığa kavuşsun, fark etmez. Münazara yaptığı arkadaşını hasım değil, yardımcı görmeli; hatasını kendisine anlatıp hakkı açıkladığı zaman da ona teşekkür etmelidir.
"Rabbinin Hak yoluna -Allah'ın dinine, Şer'-i Şerife- gönüllere işleyecek hikmet dolu, yumuşak, vakarlı, latif bir üslub, güzelliklerle dolu misaller ve nasihatlerle davet et!... Muhaliflerinle, en güzel şekilde, zaman ve mekana uygun, bâtılı izâle edecek, Hakk'a yönelmeye vesile olacak bir üslûbla münâzara ve müzakerede bulun!.." (Nahl Sûresi, 14/125)
Sayfa 53
Reklam
Eğer hak üzere ve kendinden önceki Sünnet Ehli'nin yolunda sebât etmek istersen; kelamdan, kelamcılardan, cidâlden, tartışmadan, kıyastan ve din hususunda münazara yapmaktan uzak dur. Zira onların sözünü kabul etmesen bile onlara kulak vermen kalpte şüphe meydana getirir ki bu (batılı) kabul olarak yeter. Böylece helak olursun. Hangi zındıklık, hangi bidat, hangi heva, hangi dalâlet ortaya çıkmışsa mutlaka kelamdan, cidâlden, tartışmadan ve kıyastan kaynaklanmıştır. Bunlar bidatlere, şüphelere ve zındıklığa açılan kapılardır.
Sayfa 159
eger fikrinizi gozden gecirmeye hazir degilseniz, kimseyle hicbir konuda tartismaya girmeyin. sadece degisime acik insanlar gercek anlamiyla munazara edebilir. yoksa egolarimiz zihnimizi kapatir. illaki hakli olma arzusuyla konusanlar asla diyalog kuramazlar
“Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.”
Sayfa 211Kitabı okudu
Entelektüel bir tartışmaya girmek âşık olmak gibidir. Öyle ki bittiğinde değişirsiniz, başka bir insan olursunuz. Karşınızdaki kişi de değişir tabii. Eğer fikrinizi gözden geçirmeye hazır değilseniz, kimseyle hiçbir konuda tartışmaya girmeyin. Sadece değişime açık insanlar gerçek anlamıyla münazara edebilir. Yoksa egolarımız zihnimizi kapatır. İllaki haklı olma arzusuyla konuşanlar asla diyalog kuramazlar.
Reklam
Kelimeler de dünyanın tartışmakta olduğu şeyler hakkında dâhilî bir münazara yapıyor görünürler.
Bir konuyu münazara usulü içinde ele alıp çözümlemeye çalışmak, bize doğruyu buldurtmak şöyle dursun, belki ondan büsbütün uzaklaşmamıza yol açabilir.
-Gece ile Gündüzün Münazarası- Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle. Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir sergüzeşttir. Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler. Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti: Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı
Resim