Tahta kılıçlarla harbeden, ejder öldüren, bir avuç mürid ile ordular yenen, kale alan, din yayan Türk dervişleri ile tekkelerde münzevi bir hayat geçiren Arap ve Acem mutasavvıfları arasında çok fark vardır.
“Kimim ben ? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.”
“ Bir adamı tanımak için, düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını… bilmemiz lâzım hiç değilse.”
“Yaşamak için kendime bir dünya inşa etmek zorundayım.”
“Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
Senin gözlerin dram; oysa ağlatan benim
Ben dilenci; sen sultan; sevgi dağıtan benimSen ışık; ben karanlık ve aydınlatan benim
Ben ölümüm; sen hayat; cana can katan benimSabah sende oluyor; güneşi tutan benim
Soran ben; sorulan sen; hüznü damıtan benimÖldüren ben; ölen sen; kabirde yatan benim
Sen sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi
Saklıyorum içimde seni bir tûfan gibi
“Piron da Sokrates gibi hiçbir eser yazmamıştır. Ayrıca Sokrates’ten farklı olarak insanlarla birlikte bulunmaktan, onlarla konuşup tartışmaktan hoşlanan biri de değildir. Onun toplumdan uzak, münzevi bir hayat sürmeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır.”