"Şeb-i Yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir
Mübtelâyı gâma sor kim geceler kaç vakit"
(Yılın en uzun gecesinin hangi gece olduğunu müneccimler ile takvim düzenleyenler asla bilemezler.Onun hangisi olduğunu ancak gama müptela olmuş aşık bilir.)
Saate bakıyorum; gözlerim bende değil
Demirci körüğü içimde zaman
Yürüyebilir miyiz söndürüp lambaları
Yürüyebilir miyiz umutların dikenli
Karanlığa müptela yorgun avuçlarında
...........
Her sabah gemilerle açılıyorum sana
Her akşam parça parça dönüyorum sahile
Sanki çağırıyorsun zihnimi ufuklardan
Çığ gibi iniyorsun dağ yamaçlarından
Dokundukça yanıyor , yandıkça dokunuyor
Küllerimi rüzgara veriyorum sessizce
Yine de ayaktayım karşında , bende değil
Gözlerim bende değil, yüreğim bende değil ⚘🌿
Geceler mi uzadı bu karanlık ne
Buz tutuyor zihnim…
Ağrılı, acılı, sancılı çırpınışlarım
ne kadar kanasa da
tuz basıyor aklım yarama...
çığlıklarımı içime büküyorum
Müptelâ; bir şeye kendini kaptıran, tutulan, bağımlı demektir. İptilâ ise bağımlılık. İki sözcük de Arapça “wbl” kökünden.
“Okumak tutkudur, tutkunlara selam olsun.”
"Çok İstiğfar eden, hangi derde müptela ise kurtulur."
Böyle buyurmuş dedem Gazalî
Biz de sevilmemek derdinin müptelası olmuşuz
Elimizde tesbih, dilimizde istiğfar
Bundan böyle
Aşkta kazanamadık, sevap kazanalım bari
Küfür, hadisi şerifin ifadesiyle, tek millet olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ümmet de, yine hadisi şerifte ifade edilen vehn hastalığına müptela olarak, bir kez daha sınıfta kaldı.
Salat ve selam Sana ve Âline olsun ya Resulallah...
Sana koşuyorum,
Hemde ne biçim...
Kalbimi saldım öne bütün her şeyi desin,
Hemde ne biçim vurgunum,
Suyunu çıkarırım diye yorulmuşum.
Sana kalbimle bir dünya meşk oluyorum,
Kendimden geçe geçe cosutuyorum.