Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mehmet Akif ne kendisini sevenlerce, ne de kendisinden tiskinenlerce anlaşılabilmiş bir şahsiyettir. Cepheden ikisi de, mümkün olduğu kadar kaba ve sığ bir intiba; ister müspet, ister menfi, son derece basit bir infial planındadır. Onu sevenler, Müslümanlığa karşı ya kendilerine göre bağlılıkları bulunan, yahut hiçbir aykırıkları bulunmayan; ve şahsiyet, halisiyet, asliyet cevherlerini, üzerlerinde hiçbir murakebe ve çile geçirmeksizin insiyaki olarak benimseyen ve umumiyetle (kolay) ve (ucuz)a hayran olan iyi niyetli kimselerdir. Onu sevmeyenlerse, sevenlerin (kolay) ve (ucuz)undan namütehani aşağı bir (kolay) ve (ucuz)la Yirminci Asır moda yobazlarından herhangi birine mensup ve sadece Müslümanlığa olan hınçlarından Akif'e gerilik, eskilik, adilik ve küçüklük isnat eden kötü niyetli zavallılar...
Sayfa 59 - Büyük Doğu 6. Basım 2015Kitabı okudu
"..."iki anı, birbirine eşit olan aldanmıştır, zarara uğramıştır."(Hadis-i Şerif) (...) Çünkü bunlar hayatlarının her anında daha ileri adım atmak için uğraşırlar. Ve aldanmış, zarara uğramış olmaktan korunmak için daima nefislerini murakebe eder, daima kendilerini hesaba çekerler ve hayatlarının her anında, bir öncekinden daha olgun ve daha ileri olmaya çalışırlar..."
Sayfa 90 - Bedir Yayınevi(Eser 1912'lerde te'lif edilmiştir.)Kitabı okudu
Reklam
Bu kafa, Avrupalı kafası değil, Avrupalının Türk aydınında görmek istediği, her türlü murakebe ve muhasebe gücünden yoksun, taklitçi şebek kafasıdır.
Sayfa 221 - Büyük doğu yayınlarıKitabı okudu
Asıl inkılâp, cüce ve yarım olmuş devirlerini kapayıp kendimize dönmek ve dört asırdır kaybettiğimiz kendi kendimizi yirmibirinci asrın eşiğinde ve onun icapları önünde yeniden murakebe ve keşfetme olacaktır.
Sayfa 422 - Büyük doğu yayınlarıKitabı okudu
İnsandaki hayvani arzuların çığırından çıkıp insan denen varlığın bataklığa yuvarlandığı; kendisini murakebe edecek bir gözün, düştüğü bataklıktan çekip kurtaracak bir elin bulunmadığı zamanlarda bu iman, ayıplayıcı bir nefis,şiddetli bir vicdan azabı ve manalı bir hayal oluyordu.
Sayfa 124Kitabı okudu
...tasavvuf, insanla alem arasındaki savaşın düğümünü çözme, insanı alem içinde huzursuz eden derin sebepleri bulduktan sonra onu bir iç muhasebe ve murakebe ile yavaş yavaş bu sebeplerden uzaklaştırma, ona kendi iç hakikatini buldurma; başka bir tabirle onu alemden ayrıldıktan sonra (urûc) tekrar döndürme (nüzûl) yoludur.
119 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.