"Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
Evin içinde mayalanmayan bir İslam'ı, meydanlarda, camilerde tutmuş görmeyi beklemek beyhudedir.
Reklam
Evet kendimden alıntı yapacak kadar megalomanım
Televizyondaki zırvalıklar olayını biraz daha geniş bakış açısıyla ele alalım; Sabahın bir körü kalkıp işe giden ve akşama kadar it gibi çalışan, nihayetinde de hakkını alamayan, hakkını alamamakla beraberde kazandığı paranın tamamını geçim derdine harcayan bir adam düşünün. Etrafımızda milyonlarca olduğu için düşünmek zor olmasa gerek. Bu adam kafasında ay sonunu nasıl getireceğini, çocuğunun okul masraflarını, evin yeme içme giderini, faturaları falan düşünürken, eve geldiğinde televizyonu açıp kuantum teorisi ile ilgili programlar seyretmesini bekleyemezsiniz. Elbette ki seyrederken hiçbir şekilde üretken olmadığı, kendisine hiçbir artı katkısı olmayan, sadece ekrana boş boş bakıp sırıtmasını sağlayan tarzda programlar izler. Televizyondaki şeylerin neredeyse tamamı yani. İzler, kafayı boşaltır ve yatar uyur. Sabah kalkıp gene işe gider. Akşam gene izler. İzledikçe kafayı boşaltır. Ve bir gün o kafanın içinde hiçbir şey kalmaz. Sistem bu. Adamın da bir suçu yok. Eğer çok çalışmak zorunda kalmasaydı belki o da kendisini geliştireceği türde şeyleri tüketirdi. Ne bileyim kitap falan okurdu?
"Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
"Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
"Bir evin güzel olması için gösterişli eşyalara hacet yok. İçinde kütüphane olsun, yeter."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.