Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Akagündüz

Hüseyin Akagündüz
@murathanl
25 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Erol Güngör İçin
Erol Güngör, zekâsı ve teorik bilgi birikimiyle Türkiye gerçeğine böylesine nüfuz edebiliyor, onu bu denli derinlemesine kavrayabiliyordu. Çünkü Türkiye'yi çok seviyordu, ama çok! İşte, sevdiği içindir ki, algılıyor, öğreniyor, anlıyor, açıklıyor ve aydınlatabiliyordu. Türk insanının küçücük günlük meselelerinden mûsikîsine kadar, toplumumuzun yapısından bu yapının din ve kültür tarafından şekillenmesine, köy topluluklarından kentleşmeye, oradan da sosyal değişmeye kadar Türkiye'nin hiç bir meselesi, Türkiye'ye ait hiç bir konu yoktur ki Erol Güngör yabancısı olsun. Doc. Dr. Nur Vergin ( İkinci Baskıya Önsöz'den) Dünden Bugünden Tarih-Kültür-Milliyetçilik Erol Güngör, 1987, İstanbul
Reklam
Rus Şairi Puşkin ve Osmanlı Paşası
Rus şairi Puşkin, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan savaşa az bilinen diyarları görmek ve tanık olmak gayesiyle bir sivil olarak orduya katılır. Moskova'dan Tiflis'e, buradan Kars ve Erzurum'a kadar olan yolculuğu boyunca birbirinden farklı yerleşim alanları, milletler, kültürler, gelenek ve görenekler hakkında tesbitlerde bulunur. Erzurum'un teslim alınma sahnesi, buranın en yetkili komutanının sarayı hakkındaki izlenimleri ve geri dönüşü hakkında epey bilgi verir. Burada teslim olan Serasker Paşa ile tanıştırlır. Puşkin'in şair olduğunun söylenmesiyle burada bulunan Türk paşalardan birisi kendisine yakınlık gösterir ve şu güzel tesbiti yapar: "Bir şairle karşılaşmak her zaman hayırlıdır. Şair, dervişin kardeşidir. Onun ne vatanı vardır, ne de dünya nimetlerinde gözü. Biz zavallılar şan, iktidar ve para peşinde koşarken o, yeryüzünün hükümdarlarıyla aynı sırada durur ve herkes onun karşısında saygıyla eğilir." Kitaplarla Söyleşi 1 , Oğuzhan Saygılı, İstanbul, Sayfa: 165
Beş Şehir'den...
ÖLÜMÜN MİMARÎSÎ Şark için "Ölümün sırrına sahiptir!" derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususî bir çehre veren, her türlü lâubalilikten sakınmaka beraber, onu ehlileştiren başka millet pek yoktur. Ve bunu ne kadar basit unsurlarla yaparız: Sade mimarili bir türbe çok defa tahtadan sırasına göre oymalı ve zarif,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Naat'tten...
Bulutlar kanat, rüzgar kanat; Hızır kanat, Cibril kanat, Nisan kanat, bahar kanat; Ayetlerini ezber bilen Yapraklar kanat.. Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat! Çöllere dökülsün yıldızlar; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilal-i Habeşi sustuysa Ezanlarını Davut okusun! Konsun-yine-pervazlara Güvercinler; "Hu hu"lara karışsın Aminler.. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!
Bir kasedir alev dolu gönlüm yana yana Men ta senin yanında dahi hasretem sana
Reklam
Payın sadası gelse de sen hiç gelmesen Men dinlesem kıyamate dek, vuslat istemen Bulsam izinle semtini, ol semte ermesem Aşsam zamanı hasretin encamı gelmeden
Yahya Kemal'den seçmeler...
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbîr'i Ne kadar saf idi sîmâsı bu mü'min neferin! Kimdi? Bânisi mi, mîmârı mı ulvî eserin? Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu, Yüzü dünyâda yiğit yüzlerinin en güzeli, Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli; Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz; Vatanın hem yaşayan vârisi hem sâhibi o, Görünür halka bu günlerde teselli gibi o, Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde, Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
Necip Fazıl'dan Seçmeler
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Yahya Kemal'den seçmeler...
Gönlüm aydınlanırken her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniyede Güneşin doğmaya yüz tuttuğu andan beridir Duyulan gökte kanat yerde ayak sesleridir
Geri16
99 öğeden 91 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.