İlk sıralarda, fesin ipek püskülü biraz kalabalıkça imiş ve yağmur yağınca, yapışır, birbirine karışırmış. İstanbul sokaklarında, on paraya fesin püsküllerini tarayan açıkgöz Musevi çocuklar peydah olmuş.
Zamanın, koruyucu bazı kişileri ona "püsküllü bela' demişler.