Bu yılın başlarında bazı yazarların eserlerini okuma hedefi koymuştum, ilki Rasim Özdenören'di. Toplam 6 eserini hedeflemiştim. Şimdi bu okuma sürecinde nasıl bir yol izlediğimi paylaşmak istiyorum.
Ben kitapları okumadan önce hepsinin içindekiler kısmına bir göz attım. Yazarın kavramlara karşı duruşunu çözersem denemelerini daha iyi anlarım
Müslümanca düşünmek ve Müslümanca davranmak yaşadığımız hayat içinde engellerle dolu iki şey. İşte bu zorlukların üstesinden gelebilmek için her Müslümanın ferden ve kast-ı mahsusla alacağı bazı kararlar, uygulayacağı bazı usüller olmalı.
Eylem(fiil,hareket,amel) kelimeyi aşar.Kelimenin kısır ve yetersiz kaldığı yerde,söz eyleme düşer.Böyle düşünmek kelimenin değerini düşürmez.Kelimeyle Meram anlatmanın imkansız kaldığı yerde eyleme müracaat edilir.
Sezai hocam kitabında çok geniş bir sınır çizmiş ve bu sınırın kimi yerleri silik. Genel hatlarıyla ideal ve ütopik İslamî yaşamı anlatmış. Ben, aynı konudan bahseden Rasim Özdenören'in "Müslümanca düşünmek üzerine denemeler" kitabından daha çok istifade ettim.
Hay bin Yakzan ya da düşüncenin bir insanla birlikte oluşumu...
Küçükken babamın sayesinde Hay isminde bir çizgi film izlemiştim. O zaman için bir adaya sandıkla gelen , bir anne ceylan tarafından beslenip büyütülen içinde komik gelen bir koç sahnesi olan ve ceylanın ölümüyle gözümün yaşlarla dolmasına sebep olan bir çizgi filmdi.
İste o çizgi
Müslümanca düşünmek, insanın hayatının bir evresi olacaktır.. O'ndan sonrası ise kişinin hayattaki hareketine bağlıdır.. dolayısıyla insan kendini geliştirmekte eksik olmamalı..
Yedi güzel adamlardan biri olan Rasim Özdenören,
1940 yılında Maraş’ta doğmuş. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirmiş. Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman olarak çalışmış bir yazar. Türk öykücülüğünün ve deneme yazarlığının en usta kalemlerinden biri olarak iz bırakmış. Karaman Türk Dili ödülünde ‘’ Türkçeyi
Eylem (fiil, hareket, amel) kelimeyi aşar. Kelimenin kısır ve yetersiz kaldığı yerde, söz eyleme düşer. Böyle düşünmek, kelimenin değerini düşürmez. Kelimeyle meram anlatmanın imkansız kaldığı yerde eyleme müracaat edilir.
Eylem (fiil, hareket, amel), kelimeyi aşar. Kelimenin kısır ve yetersiz kaldığı yerde, söz eyleme düşer. Böyle düşünmek, kelimenin değerini düşürmez. Kelimeyle meram anlatmanın imkansız kaldığı yerde eyleme müracaat edilir.
İmam Şafii (r.h) Sünnete uygun biçimde nasıl yenileceğini öğrenmeden kavun yemekten kaçındığı söylenir.
Sünnete uymak hususunda böylesi bir titizliği tecrübe etme cihedine girişmeden İslâm'ın yaşanabileceğini düşünmek, Müslümanca yaşamanın doğasına aykırıdır..