Halk İzmir'de neredeyse dalga dalga Fethi Beyin ayaklarına kapanır ve yalvarır: "-Kurtar bizi, kurtar!.." Bu tezahürat herkesi şaşırtır. Fethi Beyi bile. Mustafa Kemal Paşa ve adamları telaşlanır. Tabi Fethi Bey de. Fethi Bey nasıl telaşlanmasın ki? O dublör olarak çıktığı sahnede gerçek oyuncu gibi karşılanmıştır. Oysa ki hesaplar böyle yapılmamış, senaryo böyle yazılmamıştır. Polis halkın tezahüratını önlemek için kalabalığın üzerine ateş açar. Bu kurşunlar altında can veren bir yavrucağı kucağına alan yaralı baba, henüz kanları akan yavrusunu getirip Fethi Beyin ayakları önüne atar ve hıçkırıklar içinde şöyle haykırır: "- Bu İlk kurbanımız. Ama daha kurbanlar lazımsa vereceğiz. Fakat bizi kurtar!"(47)
Sayfa 722 - (47) Cumhuriyet, 5 Mart 1969.Kitabı okudu
"Demek istediğim, sadece bir ip var yeniden sahnede ve yine, iki cambaz aynı ipte oynuyor. İlk raundu Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları kazandı ama emin ol ötekiler de kolay pes etmez. Benim bildiğim kadar Paşa da bilir bunu ve önlemlerini ona göre almaya başladı işte."
Reklam
Atatürk, 1920 tarihindeki konuşmasında şöyle diyordu: "Dünyada her şey için maddiyat ve maneviyat için ve muvaffakiyet için en hakiki mürşit bilimdir; fendir. Bilim ve fenden başka kılavuz aramak gaflettir; bilgisizliktir; doğru yoldan sapmadır." Atatürk bu sözleriyle başarıya giden tek yolun bilim ve teknikte belli aşamalar kaydetmek suretiyle gerçekleşebileceğine işaret etmektedir. dan mahrum edilmiş, metalaştırılmıştır. Bu "kaybediş" hikâyesi 19. yüzyıla kadar böyle devam etmiş, kadınların büyük bir çoğunluğu eğitimsiz, yasal olarak her daim erkeğin boyunduruğu altında bırakılmıştır. Artık kaçınılmaz olan Tanzimat ve diğer reformist hareketlerle beraber, kadın birdenbire belli haklara kavuşmuş, eğitim imkânlarından yararlanma şansına erişmiştir. Bu dönem mücadelemizin başlangıcıdır. Cumhuriyetin ilanıyla beraber kadının adı konmuştur. Kadın, yüzyıllar boyunca görünmez bir varlıkken perdenin arkasından çıkmış, Meclis'te, üniversitede, şantiyede, sahnede, uçakta, ameliyatta yerini almış, meydanları doldurmuştur. Mustafa Kemal'in ifade ettiği gibi, cumhuriyetin temeli kültür iken, bu temeli sağlayacak olan kadın ve erkek eşit değilse, bu medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir. Bugün biz, ülkemizde oy alıp verebiliyorsak, kanun nezdinde eşit, tek ve hür yaşayabiliyorsak cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren verilen amansız mücadelenin sayesindedir.
Sayfa 92 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
Mustafa Kemal Sahnede
Bir tarihi şahsiyetin belirişi, onun kendi vasıfları ve müdahaleleri ile , milletine , kavmine veya çağına şekil veren, yön tayin eden bir şahsiyetin, karar ve hareket sahasına çıkışıdır...
"Tanzimat ve diğer reformist hareketlerle beraber, kadın birdenbire belli haklara kavuşmuş, eğitim imkanlarından yararlanma şansına erişmiştir.Bu dönem mücadelemizin başlangıcıdır. Cumhuriyetin ilanı ile beraber kadının adı konmuştur. Kadın yüzyıllar boyunca görünmez bir varlıkken perdenin arkasından çıkmış; Meclis'te, üniversitede, şantiyede, sahnede, uçakta, ameliyatta yerini almış meydanları doldurmuştur. Mustafa Kemal'in ifade ettiği gibi "Cumhuriyetin temeli kültür iken, bu temeli sağlayacak olan kadın ve erkek eşit değilse bu medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir." Bugün biz ülkemizde oy alıp verebiliyorsak,kanun nezdinde eşit, tek ve hür yaşayabiliyorsak cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren verilen amansız mücadelenin sayesindedir. Hiçbir hak gümüş tepsi üzerinde, kolay bir şekilde kazanılmamıştır."
iktidarlar, bayrak, din ya da kahramanlanmız gibi ortak değerlerimizin arkasına gizlenip, özgürlüklerimizi kısıtlayarak rejimlerini ayakta tutar. Türkiye'de askerle el ele verip darbeyle 9 Mart'ta iktidar olmak isteyenler Mustafa Kemal'in kalpaklı fotoğrafını kullanırken, onlara karşı darbeyle devleti ele geçiren 12 Mart Cuntası, Atatürk'ün mareşel üniformalı fotoğrafım simgeleştirmişti. Derken başka bir cuntanın başı, Kenan Evren, Amerika'nın sola karşı lslam'ı kullanma projesinde yerini alıp elinde Kuran, memleketi turlayıp Atatürk'ün dinine bağlılığı üstüne nutuk atar oldu. Bugün de, bir yanda Atatürk'ü laikliğin kalkanı olarak kullananlar, diğer yanda Atatürk'ün dev portreleri altında poz veren İslamcı bilinen iktidar sahnede. Her halükarda, kanunla da korunan simge kutsallaştırıldığından karikatürü bile yapılamıyor. Simgelerin rejimle bütünleşmesi özgürlük yanlılarını da aldatır, hedef şaşırtır.
Reklam
36 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.