Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Bandırma

Mustafa Bandırma
@mustafabandirma
Ah bir kedi olsam nasıl severdin beni
Reklam
İnsan canına kıymayı düşündüğünde neden artık kendini kendisi için değil de başkaları için ölü olarak tasarlar?
Sayfa 144Kitabı okudu
Eylemin anısı, kaygı verici, açıklanamaz bir düş gibi kalır içimizde eğer ondan geriye bir şey kalırsa.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hep ayakta durmak, demek istediğim yalnızca iki ayak üstünde durmaktan yoruluyordu insan.
Başkalarının bende, benim bildiğim ben olmayan birini, ancak dışarıdan bakarak tanıyabilecekleri birini gördükleri düşüncesi; benim içimde olduğundan, onlara göre benim olduğundan, benim olmayan, bana kendi gözümden yabancı kalmaya yazgılı bir görünüş veren gözlerle. Yalnız onlara göre benim olduğundan içine giremeyeceğim bir yaşam düşüncesi rahat huzur bırakmadı bende.
Reklam
İnsan yaşamının yalnızca bir düş olduğunu başkaları da daha önce düşünmüştür ; bu duygu benim de peşimi bırakmıyor.
Şu anda bütün dünyada sizden daha mutsuz hiç kimse yoktur!
Sayfa 514Kitabı okudu
"Ben bir insan öldürmedim, bir ilkeyi öldürdüm! Evet, bir ilkeyi öldürdüm, ama üstünden aşıp ötesine geçemedim, bu yanda kaldım..."
Sayfa 342Kitabı okudu
Hastalık mı suçu doğruyordu , yoksa suç mu kendi yapısına uygun , hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu?
"Ve eğer sizi yirmi yıldır seviyor olsaydım, bu halimden daha güçlü sevemezdim!"
Reklam
Bugün can sıkıntısı ve hüzünden başka bir şey hissetmiyorum. Böyle bir gün işte. Hoşça kalın.
Ağladığıma bakmayın, önemi yok; neden boyuna ağladığımı ben de bilmiyorum. Hastalık derecesinde duyguluyum; çevreden edindiğim izlenimler bana acı veriyor. Dünkü bulutsuz, solgun gök, gurup, akşamın sessizliği; bilmem neden ruhumda derin bir acı etki uyandırdı. İçim doldu, ağlamadan edemedim. Ama size bunu ne diye yazıyorum sanki?
İster tatlı, ister acı olsun, anılar insana acı verir. Hiç değilse bu benim için böyle. Ama bu acının da kendine göre bir tadı var. İçim sıkıldıkça, keder bastıkça anıların sıcak bir günde güneşten kavrulmuş çiçeğe, akşam çiğinin düşmesinin verdiği serinliğe benzeyen ferahlatıcı etkisini arıyorum.
Sayfa 34 - VarlıkKitabı okudu
Biraz bir şeyler biliyorum tabii; ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam, onu kaybediyorum.
Sayfa 11 - İletişimKitabı okudu
Kitap okurum : içinde sen varsın, şarkı dinlerim : içinde sen. Oturdum ekmeğimi yerim : karşımda sen oturursun, çalışırım : karşımda sen. Sen ki, her yerde «hâzırı nâzır»ımsın, konuşamayız seninle, duyamayız sesini birbirimizin : sen benim sekiz yıldır dul karımsın...
Yaşamdan sıkıldığımı söylüyorum. Bunu söylemek, daha doğrusu bunu söylemeye hak kazanmak için otuz kırk yılın geçmesini bekleyemem - sıkıldım işte... Yapacak hiçbir şeyim yok.
Reklam
Duvarı delmeye gücüm yetmiyorsa, "ille deleceğim" diye yırtınmam elbette; ama önümde yıkmaya gücümün yetmediği bir taş duvar bulunmasına da razı olamam.
Sayfa 18 - Adam yayıncılık
Berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi. "Ne gibi? " "Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... Öyle bir haliniz var ki..." "Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım... Küçükten beri..."
Sayfa 86 - CanKitabı okudu