Hz. Ömer, cami yaptırmak için bir Yahudi’nin arsasını zorla kamulaştıran, yakın dostu Şam Valisi Sad b. Ebi Vakkas’a adaleti tek cümlelik mesajla anlattı. Valiyi titreten mesajın hikayesi ise çok çarpıcı…
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir
"Ben, Malala Yusufzay
Eğitim Hakkını Savunduğu İçin Taliban Tarafından Vurulan Kız"
•Kitabın kapağını görünce bile insan mutlaka okumalıyım diyor. Yani en azından bana öyle olmuştu.
Kitaptan bir kaç alıntıyla başlamak istiyorum:
"Haksızlığa maruz kalan ve sonra da susturulan bütün kızlar...Sesimizi birlikte
Tarih profesörü Müştak'ın 21 yıldır görmediği takıntılı eski sevgilisi Nüzhet'in ölümü sonrası girdiği sanrıları, çılgın rüyaları, olayı kendince çözümlemeleri ve diğer karakterlerin konu ile bağlantıları anlatıyor. Sahneye başkomiser Nevzat girince kitap biraz okunur hale geliyor diyebilirim.
Yazarın karakter çözümlemeleri her
şehrime gel, ruhumu tırtıkla. adımla sokaklarımı, seyralışının sürekliliğini ellerimde ikame et. “istanbul bir şiir”, demiştin. terennüm et usulca, aldırma sesin yüksekmiş yahut kısılmış. dilersen kaç sohbetimden ama benimle konuş mutlaka. bak birazdan kargalar uyanacak, kahvemi yudumlayana kadar sabret almanca hikâyeler bile anlatırım.
beklerken sakın sessiz kalma. günün erken saatlerindeki şamatanı anlat, öğleyinki yorgunluğunu... gizlediğin aşkından, sıradan bir ân’ındaki ayrıntılardan bahset bana. kimsenin dinlemediği görüşlerini, kimsenin önemsemediği deneyimlerini anlat. yanlış anlaşılmak korkusuyla sakındığın şeyler, belki kitaplar ya da.
sevgilim bilirsin ses bir bakıma sükûnettir ve insan insanın meskenidir. buna getirdiğin ontolojik delilleri unuttum affet.
beyin tümörü biyolojisi üzerine yazdığım makaleyi ciddiyetle okuduğun gündü çünki, anlamıştım- neden birbirimizin yazgısıysak birbirimizin varoluşunu ayakta tutmayalım? hem bakarsın konuşmaya hiç ihtiyaç duymayız. zahirde zıt kutupların bâtında meğer iç içe olduğunu öyle güzel susuşundan öğrenmiştim misal. gördüğümün anlamlanacağı güne dek ağır aksak cümlelerime şefkatle bak. boşver.
şehrime muhakkak gel, merhamet et boynuma.
Bir okurun kitabı incelemesinde kitaba methiyeler dizmesi ve her fırsatta mutlaka okuyun demesi üzerine kitabı büyük bir hevesle aldım ve yine büyük bir hevesle okumaya başladım. İlk yirmi beş sayfasında sanki süt zannederek içtiğim ayran tadını verdi. Bu durumu başka şekilde tanımlayamazdım, tam olarak böyle. Büyük bir sabırla devam ettim ama
-Çocuklara sonuna kadar bir şeyler anlat, ama mutlaka daha fazlasını sorarlar: Peki, neden?
- Çocuklar yegâne cesur filozoflardır ve cesur filozoflar mutlaka tıpkı çocuklar gibi her zaman daha fazlasını sormalıdır.