Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hêstirê xwînê, ser sê biskê dişê Hinarê rûka bibarînim... De bajo emrê dilê pê re... (Kanlı gözyaşlarımı nar yanaklarından dökeceğim... Haydi sür, yaralı yüreğim de ardından...)
Dilo lo... Vê sibekê xelkê min î delal çû welatê xerîbîyê... Kesek li mala tu nîn e, w'ezê sebra dilê pê bînim... Derdê dilê min pir in, şevê kanuna şevine dirêj in... Ezê rabim lêwik li dergûş xînim... Ji derdê dılê xwe re rebenê, bilorînim, bilorînim, bilorînim... Hêstirê xwînê, ser sê bizkê dişê Hinarê rûka bibarînim... De bajo emrê dilê pê re... (Yüreğim hey... bu seher vakti sevdiklerim gurbet ellere düştü... kimse kalmadı buralarda, yalnızlığıma yar olacak... yüreğimin yaraları çok, kış geceleri uzun... kalkıp bebeği beşiğe yatıracağım ona ninniler söyleyeceğim. Kara bahtım için oturup ağlayacağım, ağlayacağım, ağıtlar yakacağım... Kanlı gözyaşlarımı nar yanaklardan dökeceğim... Haydi sür, yaralı yüreğim de ardından...)
Sayfa 248 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nar kuyusu
bu defa yenilgiden dönüyorum ne bir kanaviçede kuşum ne bir örtüde çiçek boşluğa söylediğim türkünün yankısıyım. nuh-u nebi’den beri dinmedi tufanım otuz iki kere yağmalandı ruhum orantısız kestiğim saçlarım ellerimi yaktı, can acımsın. çok katlı binalardan geçip geldiğim bu yerde ruhumu dağlayan ateşi nara çaldım sönmedi dağımı delip geçen
Dilo lo... Vê sibekê xelkê min î delal çû welatê xerîbiyê... Kesek li mala tu nîn e, w'ezê sebra dilê pê bînim... Derdê dilê min pir in, şevê kanuna şevine dirêj in... Ezê rabim lêwik li dergüş xînim... Ji derdê xwe re rebenê, bilorînim, bilorînim, bilorînim... Hêstirê xwînê, ser sê biskê dişê Hinarê rûka bibarînim... De bajo emrê dilê pê re... (Yüreğim hey... Bu seher vakti sevdiklerim gurbet ellere düştü... Kimse kalmadı buralarda, yanlızlığıma yar olacak... Yüreğimin yaraları çok, kış geceleri uzun... Kalkıp bebeği beşiğe yatıracağım Ona niniler söyleyeceğim. Kara bahtım için oturup ağlayacağım, ağlayacağım, ağıtlar yakacağım... Kanlı gözyaşlarımı nar yanaklardan dökeceğim... Haydi sür, yaralı yüreğim de ardından...)
Sayfa 248
Nereye gitti bu kocaman Hayatlar
Avlusunda su kuyusu bulunan evler vardı . İncir Nâr Ayva Erik Dut Kiraz Asma Üzüm Tavuk ve civciv olmazsa olmaz bir zenginlikti bir çok evde . Komşular ve ahbaplar vardı. Birbirimizin ağzından yerdik ve her derdimizi bilirdik birbirimizin. Misket Yakar top Ebelemece Saklambaç Kızlı erkekli oynanan evcilik oyunları vardı. Kimin kapısında acıkırsak orada doyardı karnımız. Sabah evden çıkar gece 12' de ismimiz çığlık atılınca eve döner , niye duymuyorsun diye ince bir fırça atılırdı , hepsi buydu. Mis gibi hayattı kısacası herkes için. Anneler hafif , çocuklar özgürdü. Yaşıyorduk bu hayatı . Ağaçlar meyveler birer birer azaldıkça özgürlüğümüzden de çalındı sanki . Sahi ya. Nereye gitti bu kocaman hayatlar . 6 inç bir ekrana sığdı hayatlarımız . Yan yana oturduğumuz insanın gözüne bakmadan günler harcayıp oh ne güvenli bir yaşam diye yuttuk bunu . Çocuklarımız adına ne büyük kayıp. Nasıl bir fakirlik bu tarifi yok ...
Son Alıntı
Dilo lo... Vê sibekê xelkê min î delal çû welatê xerîbiyê... Kesek li mala tu nîn  e, w'ezê sebra dilê pê bînim... Derdê dilê min pir in, şevê kanuna şevine dirêj in... Ezê rabim lêwik li dergûş xînim... Ji Derdê dilê xwe re rebenê, bilorînim, bilorînim, bilorînim... Hinarê rûka bibarînim... De bajo  emrê dilê pê re... (yüreğim hey... Bu seher vakti sevdiklerim gurbet ellere düştü.... Kimse kalmadı buralarda, yalnızlığıma yar olacak... Yüreğimin yaraları çok, kış geceleri uzun... Kalkıp bebeği beşiğe yatıracağım Ona ninniler söyleyeceğim. Kara bahtım için oturup ağlayacağım, ağlayacağım, ağıtlar yakacağım... Kanlı gözyaşlarımı nar yanaklardan dökeceğim... Haydi sür, yaralı yüreğim de ardından...)
Sayfa 248 - Bîra Qederê / İthaki Yayınları :429 ~Türkçe Çeviri :Muhsin Kızılkaya, 2006
Reklam
Mehmed Uzun Kimdir?
Mehmed Uzun
Mehmed Uzun
1953 yılında, Viranşehir kökenli bir aşiret ailesinin çocuğu olarak Siverek'te doğdu. Anne tarafı Zaza, baba tarafı Kürt kökenlidir. Babası koyun tüccarı olan Mehmed'in, beş kardeşi daha vardı. Küçük yaşlarında ailesinden duyduğu sözlü anlatım örnekleri, edebi sanatının temelini oluşturmuştur. İleride yazacağı romanların kökü, bu çocukluk
... Suyu arayan adam değil Suyun aradığı adam ol sen de Sen doğu olursan güneş sana gelecektir Sen kuşluk olursan kuş sende ötecektir Sen kuyuda oturacak bir ders taşı bulursan Bir kabri dışından oyan yontan değil İçinden insan biçiminde kışkırtan olacaksın Her lambanın bir kuyusu vardır Ordan aldığıyla aydınlanır Kuyusuz Bedir Bedir midir Bir
Nar kuyusu
hiç değilse hırkandaki sökük olsaydım kuşatma altındaki kalbime işlerdim oya gibi gölgesi yüzüne muştu diye düşen kirpiklerini . . . kaburga kemiğindeki o kırık ben miyim ki narın suresini inkar etmeyen kalbin beni neden görmüyor? | Liyâ Zerya
Nar sebepsiz değildir, nar içinden dışına doğru binlerce sebep taşır ki , birini bile elden düşürseniz nar kırılır. Narın kabuğunu bakıp da sağlamlığına aldanmamak gerekir.Kabuğu serttir, içi hicran kuyusu.İçlidir nar, sevinçlidir, kırılır kederlenir.
Reklam
124 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Haydar Ergülen kelimeleri ilmek ilmek şiirlerine işlemiş. Kelimelerin içinde kaybolup o ruha giriyorsunuz. Şiirleri okurken duyguların yoğunluğu buram buram ruhunuza işliyor. "Kimse gecesinden bir aşk bağışlamaz kimsenin kelimeler kuyusu olan kalbinden de toplanmaz aşk kimsenin kederinden çalınmaz ve ödünç de alınmaz kimsenin
Üzgün Kediler Gazeli
Üzgün Kediler GazeliHaydar Ergülen · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20202,795 okunma
Gecen Yusuf kuyusu olsun....Nar'a düşme yar'a düş...
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ve Yine Bir Mehmed Uzun Klasiği
Nereden başlayacağımı bilemiyorum.. Mehmed Uzun ile tanışıklığımız Kader Kuyusu kitabına dayanır.Okuduğum her kitabıyla ona duyduğum yakınlık kat kat arttı ve bu okuduğum kitabı Yaşlı Rindin Ölümü ile birlikte Nar Çiçekleri kitabı ,beni,ister istemez ,kendime hakim olamayıp okumaya sürüklüyor.Yazdığı kitapların dili o kadar berrak ve yalın ve bir o kadar da etkileyici ki cümleler,paragraflar zihnimin bir köşesine yerleşip zaman zaman anılmak istercesine ağzımdan dökülüveriyor. Yaşlı Rindin Ölümü kitabına gelince; Yukarıda da belirttiğim gibi yazarın dili yalın ve duru.Bunun sebebi herhalde ,yazar,kendi yaşamını anlattığı içindir ki Mehmed Uzun’un hayatını okuyan okur-yazarlar bilirler ,yazar hayatını memleket özlemiyle sürgünde geçirdiğini.Kitap ,Serdar’ın ülkeden zorunlu sebeplerle bir dostuyla birlikte(dostu ona eşlik etmiştir)bilinmeyen bir ülkenin sınırında İsveçe geçmek için son molasını bir sınır köyünde verip Yaşlı Rind ile tanışmasıyla başlar.Hikayesi ve kim olduğu bilinmeyen bu yaşlı adam Serdar’da çok büyük merak uyandırmıştır.Serdar,Yaşlı Rind’i tanıya tanıya hem kendisini ve hem de okuyucuya değişik duygular tattırıp kah üzülen kah sevindiren kah ağlatan kah tebessüm ettiren bir okuma yaşatıyor. Mehmed Uzunun hem bu kitabını hem de diğer kitaplarını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar:)
Yaşlı Rind'in Ölümü
Yaşlı Rind'in ÖlümüMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20174,207 okunma
Hêstirê xwînê, ser sê biskê dişê Hinarê rûka bibarînim... De bajo emrê dilê pê re... (Kanlı gözyaşlarımı nar yanaklarından dökeceğim... Haydi sür, yaralı yüreğim de ardından...)
Sayfa 248 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gecen Yusuf kuyusu olsun....Nar'a düşme yar'a düş...
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.