İçinde 5 hikâye var ben en çok Beyaz Geceler, Haysiyetli Hırsız ve Yufya Yürekli hikâyelerini sevdim. Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu.
-SPOILER İÇERİR-
Kahramanımız Nastyenka’ya bankta görür ama yanına gitmez. Sonra kızı bir adam rahatsız eder kahramanımız da onu kurtarır. İkisi sohbet etmeye başlar ve bu sohbetler her gece Nastyenka’nın
George, zihinsel engelli arkadaşı Lennie ile birlikte çiftliğe çalışmak için gitmektedir.George, Lennie'yi korumaya çalışır. İkisi de birbirinden güç almaktadır.Bu durum kitapta ikisinin şu sözleriyle anlatılmıştır." Biz onlara benzemeyiz. Niye mi? Çünkü... çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin için de ben varım. Niyesi bu
"Bak başka türlü anlatayım sana demek istediğimi. Senin Gourge'un var. Onun geri döneceğini biliyorsun. Kimsen olmadığını düşün bir. Diyelim ki siyah olduğun için yatakhaneye gidip kâğıt oynayamıyorsun. Nasıl hissedersin kendini o zaman? Düşün ki bütün gün burada oturup kitap okumak zorundasın. Hava kararana kadar at nalı oynayabilirsin tabii ama sonra işte buraya gelip kitap okumaktan başka yapacak bir şeyin yok. Kitaplar işe yaramıyor. İnsanın yanında olacak birine ihtiyacı var." İnlemeyi andıran bir sesle devam etti: " İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değildir yeter ki yanında olsun." Ağlamaya başladı. " Sana bir şey diyeyim mi? İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır."
Senin George'un var.
Onun geri döneceğini biliyorsun. Kimsen olmadığını düşün bir. Diyelim ki siyah olduğun için yatakhaneye gidip kağıt oynayamıyorsun. Nasıl hissederdin kendini o zaman? Düşün ki bütün gün burada oturup kitap okumak zorundasın. Hava kararana kadar at nalı oynayabilirsin tabii, ama sonra işte buraya gelip kitap okumaktan başka yapacak bir şeyin yok. Kitaplar işe yaramıyor. İnsanın yanında olacak birine ihtiyacı var." İnlemeyi andıran bir sesle devam etti: "İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında olsun." Ağlamaya başladı. "Sana bir şey diyeyim mi?
İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır."
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, her hangi bir zamanda, her hangi bir yerde,biçiminin bir önemi yok..
Sorma hangi zaman dilimindesin
Yerimde hangi insan olsa dedim, delirir kesin
Yaşarken çürüyor olmanın bu içler acısı hali senin eserin
Bırak artık bileği kan karanlığın resimlesin
Hafızandan kurtul ve gülmeyi başar
Unutulan tüm mutluluklar hep fotoğraflarda yaşar
İstediğini yap git çabala uğraş en nihayetinde
Görmek istemem dediğin o sahneler bir gün gelir başa
Gönüle çak mezardan deş al beni çekip bu hoşça kal son olsun
Yol ver bana hayat dur geri çekil
Bir sevgi varsa kaynağında göz pınarları var aşkı sebebinin
Battığın adımdır intihar veyahut delicedir
Sabah akşam deme düşün yorul
Nasıl da gitti diyor bu şehrin yuhlamasını duyuyorum
İçimden ölmek gelse dahi olmuyor
Sorun şu ki
Mezarda tekrar nasıl ölünüyor bunu öğrenmeyi diliyorum.
*ALLAME*
Kimsen olmadığını düşün bir. Diyelim ki siyah olduğun için yatakhaneye gidip kağıt oynayamıyorsun. Nasıl hissederdin kendini o zaman? Düşün ki bütün gün burada oturup kitap okumak zorundasın. Hava kararana kadar at nalı oynayabilirsin tabii, ama sonra işte buraya gelip kitap okumaktan başka yapacak bir şeyin yok. Kitaplar işe yaramıyor. İnsanın yanında olacak birine ihtiyacı var. "İnsan yanında biri olmazsa delirir. Kim olduğu hiç önemli değil, yeter ki yanında olsun."
bir insana yapılabilecek en büyük işkencenin bir hiçliğin içine aniden itmek olduğunu anlattığı müthiş kitap. hiçliğin içinden nasıl sıyrılınır, böyle bir işkenceyi beyin nasıl mat eder ,zeka ile delilik nasıl dans eder, insan düşünürken mi delirir yoksa bir hiçliğin içinde düşünmezken mi ?
71 sayfa da ince ince işlenen bu zeka dolu kitap büyümüş de küçülmüş gibi sanki.. minik hazine kendisi
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,9bin okunma
Kitaba başladığımda, cinayetin çözülmesini bekleyerek masum masum okuyordum. Ama şimdi halime gülüyorum açıkçası. Bu bir cinayet, gizem kitabı değil. Bu bir yalnızlık, pişmanlık ve özgürlük kitabı.
Vesta Gül (soyadını açıklayınca bir an şaşırdım, Türk bir soyadı var ama Türk değil, sandım ki bir çeviri hatası ama öyle değil, kitapta kimse