Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
.. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım..
İsmet İnönü'nün bir düzen ve kanun rejimi adamı olduğu söz götürmez. Fakat İnönü zaferleri üzerindeki emir ve komuta payı üzerinde anlaşmazlık büyüktür. Kendi kurmay başkanı Tevfik Bıyıklı'nın, "İnönü zaferlerini İsmet Paşa mı kazanmıştı?" başlıklı uzun bir tenkit yazısı harp tarihi dosyaları içinde bulunsa gerek. Bir kopyası
Sayfa 342 - Pozitif
Reklam
510 numaralı üçüncü mevki vagon. Birinci bölme. Konuşuyor jandarmalarla mahkûmlar. Mahkûm Melahat sordu jandarma Haydar'a: « Çocukları sever misin?» « Sevilmez mi. Allahtan büyük ne var, demişler çocuk var, demiş. Öyle ya çocuk Allah korkusunu bilebilir mi? Bilemez. Kim kimden korkmazsa, o ondan büyüktür. Senin çocuğun var mı abla?» « Var. Annemin yanında bıraktım. Üç yaşına yeni bastı. Gelecek yıl getireceğim.» « Mahpushaneye mi?» « Evet» « Olur. Çocuk için hepsi bir. Bir çocuk için, bir de kediler için, ha mapushane ha cenneti âlâ...
Sayfa 90 - Cem yayınevi II
O Gün AŞK Öldü
Piraye öldü aşkından , yine de dönmedi Nazım'a. "Senin adını saatimin kayışına kazıdım Piraye " diyen Nazım'ın kol saatinde Vera yazıyordu. O gün aşk öldü. Sana değer veren birinden uzak durmak, aklının eksikliğidir. Senden uzak birine değer vermek ise, nefsinin düşkünlüğüdür. Hz. Ali
Kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarım. Alev bilekli süvariler kamçılıyor şahlanan atlarım! A k ı n v a r G ü n e ş e a k ı n ! G ü n e ş i z a a a p t e d e c e ğ i z G ü n e ş i n z a p t ı y a k ı n !
Piraye öldü aşkından, yine de dönmedi Nazım'a. Çünkü;
“Senin adını kol saatimin kayışına yazdım Piraye.” diyen Nazım'ın saatinde "Vera" yazıyordu. O gün aşk öldü…
Reklam
Oburluk kötü hastalıklardandır, Valide Sultan bu hastalığa yakalanmış bir kere, sömürmek pek hoş bir tabir değil, ama Safiye Sultan'a yakışmadığını söyleyebilir miyiz? Hemen suyunu çıkarabileceği her maddeyi sıkan, meyve düşürebileceği her ağacı sallayan bir insan olmuştu. Şöyle bir hayal âlemine dalıp, 1563 senesine, Venedik'ten Korfu'ya giden gemiye kendini atabilse... O küçük, masum, güzel Bafa'dan böyle bir kadının nasıl hâsıl olduğunu kendisi de anlayamaz.
Bunun mânasını iyi anlamak lâzım; Safiye Sultan'ın onaylamadığı bir işin olması neredeyse imkânsız. O hâlde, Ferhat Paşa'nın idami niye engellenemedi? İster istemez, şeytanın fısıltısına kulak kabartmak zorunda kalınıyor; Ferhat aleyhine hareket edenler Valide Sultan'a karşı daha mı eli açık davranmıştı acaba?
"İmge sistemi kurmuş şair deyince ne anladığımı belirtmek için, isterseniz örnek vereyim; Dranas böyle bir şairdir, Nâzım böyle bir şairdir, Dağlarca böyle bir şairdir, Necatigil böyle bir şairdir, vs. İmge sistemlerini tutarsınız tutmazsınız, ayrı bahis, bu özgün imge sistemi kurdukları gerçeğini gölgelemez. Hepsi kurdukları sistemi yeterince geliştirebilmiş midir? Elbette, hayır! Çünkü, Türk sanatçılarının başına bela olan üç faktör, aralarından bazılarını, olumsuz yönde etkileyebilmiştir: a. Alkolizm, b. Kültürsüzlük, c. Siyasal baskı! Aynı üç faktörün, hele öteki şairlerdeki 'tahribatını' anlata anlata bitiremeyiz."
Piraye öldü aşkından, yine de dönmedi Nazım'a. Çünkü; "Senin adını saatimin kayışına kazıdım Piraye" diyen Nazım'ın kol saatinde Vera yazıyordu. O gün "aşk" öldü.
Reklam
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
112 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Varlık'ta yayımlanan ilk şiirlerinde Mehmet Ali Sel, bazı çevirilerinde Adil Hanlı imzasını kullandı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şeflerinden Bando Heyeti Başkanı Mehmet Veli Kanık'ın oğlu. Yazar Adnan Veli Kanık kardeşidir. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir semtlerinde geçti. Galatasaray Lisesi'nde yatılı olarak
Sakın Şaşırma
Sakın ŞaşırmaOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20235,4bin okunma
"Karıma 2 nci Mektubumdur" 33-11-11 Bursa Hapisane. Bir tanem! Son mektubunda : "Başım sızlıyor, yüreğim sersem!" diyorsun. "Seni asarlarsa seni kaybedersem" diyorsun "yaşayamam!" Yaşarsın karıcığım! Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda! Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı! En fazla bir yıl sürer
Ah...
Nâzım'a göndereceği kopyayı zarfa koymadan bir kez daha okudu, gözleri doldu: "Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma..."
Sayfa 118 - DestekKitabı okudu
"Bütün büyük sanatçılar geleneği değiştirenlerdir. Örneğin şiirde Nâzım, Muhip, Orhan Veli. Yaşar Kemal’in yaptığı da gelenekle ilgili değildir. Yukarda söylediğim bir konuya değineyim: Örneğin Veysel, şimdilerde dikkatimizi çekmeyen bir sürü şiirinde geleneği yinelediği için o şiirler unutulup gitmiştir. Daha da unutulur. Ama Toprak, Sazıma, Güzelliğin On Para Etmez, Yeni Mektup Aldım Gül Yüzlü Yardan, vb. gibi birkaç şiirinde geleneğe arkasını döndüğü için, bu yapıtlarıyla ölümsüz olmuştur. İçtenlikle belirteyim, ben Veysel’i halk şairi saymam. O bizler gibi bir şairdir." Cahit Külebi’nin özellikle belirttiği “geleneği yinelemek” sözü ilgimizi çekmelidir. Yaratıcı olmadan, geleneği değiştirmeden, türkü ağızlarda dolaşmış bir sakızı yeniden çiğner gibi, eskilerin söylediğini yinelemek, o şiire yeni bir güç kazandırmıyor.
Sayfa 14 - YKY
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.