"Haydi, doğru oturup doğru konuşalım: Yaklaşık on yıldır Sovyetler Birliği'ndesin. Bir Sabahattin Ali hikayeler derlemesine önayak oldun, önsözünü yazdın. Bir de S.Üstüngel'in Savaş Yolu'nu gün ışığına çıkarttın Rusça. Ötesi? Hani, örneğin o dediğin iki arkadaşımızdan ne çıktı? Bir çağdaş Türk öyküleri derlemesinin ötesinde, hiç. Sayalım mı? Sait Faik yok daha. Yaşar Kemal de yok. Bir Aziz Nesin, gülmece yazarımız olarak içte-dışta yüz akımız adam, Sovyetlerde yeni-yeni duyuluyor daha, çoğu sosyalist ülkelerde henüz "kuvvetle meçhul". Bir Orhan Veli gibi. Neden? Çünkü desteklemiyorsunuz, en azın dan susuyorsunuz Nazım, eli yüzünde, epey sustuktan sonra sordu:
"Peki, imkan vardı da kullanmadık mı?"
"Ben imkânın hazırından söz etmiyorum ki. Aramak var imkânı, yaratmak var."