Nermin Yıldırım’ın ifadesiyle bu roman, “Masumiyetin katledildiği bir coğrafyada süren sancılı bir ‘adalet’ arayışının hikâyesidir.” Bu minvalden hareketle
Agafya Matveyevna’ya gittikçe artan bir yakınlık duyması sevgiyle ilgisi olmayan, sadece bir insanın ateş karşısında yavaş yavaş ısınması gibi bir şeydi.
Günah öyle bir şeydir ki adamın alnından okunur. Saklanamaz. "gizli kusurlar" diye bir şeyden söz ederler. Yoktur öyle şey. Zavallı bir adamın kötü bir huyu varsa ağzının çizgilerinden göz kapaklarından ellerinin biçiminden bile belli olur.