Orada geçirdiğiniz her dakika, her saat düşünüp hayal edebileceğiniz, bütün ayrıntılarıyla hesap edebileceğiniz tek bir şey var. Sizi hayatta tutan tek bir düşünce. Size güç veren tek bir amaç. Nasıl olsa siz de bulursunuz. Bulup üzerinde düşünürsünüz ve sonra, siz de benim gibiyseniz eğer, bir yere bırakmazsınız bunu.
İntikam.
Ama siz yine de ne dilediğinize dikkat edin. Özellikle de, tabut büyüklüğündeki bir kutunun içine hapsolmuş aptal bir kızsanız.
"Şimdi size 'Özgürlük ne?' diye sorsam hepiniz birkaç saniye düşünürsünüz.Yalnızca mahrum olanlar özgürlüğün müziğini duyabilirler. Var olmak sevilmekle, sevmekle mümkün olabilir ancak.
.
Yeteneğin ne olduğunu biliyor musun ?
Beklentinin laneti. Çocukken bununla başa çıkmalısın, bir şekilde yenmelisin. Yazabiliyorsanız, Tanrı'nın sizi Shakespeare'i uçurmak için yeryüzüne koyduğunu düşünürsünüz.
.
Kendinizi çirkin bulduğunuzu hayal edin. Ömrünüz boyunca buna inandığınızı düşünün. Hatta birkaç defa bunu çevrenizdeki insanlar da onayladı, hatta dile getirenler bile oldu. Şimdi farz edin ki bekarsınız ve sosyal bir ortamdasınız. Belki bir iş partisinde, belki bir doğum gününde. Çok etkileyici biri içeriye giriyor ve size baktığını fark ediyorsunuz. Sonra size doğru yürüyor. Yanınıza geliyor ve sizinle konuşmaya başlıyor.Tepkiniz ne olur? Unutmayın, kalbinizin derinliklerinde çirkin olduğunuza dair bir inanç var. Ne hissedersiniz? Ne düşünürsünüz? Bu kişinin sizden etkilendiğini mi? Bunun bir şaka olduğunu mu? Bu kişinin başka bir niyetinin olduğunu ve sizden bir şey istediğini mi? Size sadece arkadaşlık kurmak için yanaştığını mı? İçeriye çok çekici başka bir kadın veya erkek girdiğinde size duyduğu ilginin anında biteceğini mi?