körü körüne toplam 3 milyon tl dolandırılmak. ahh ahh.
"Tarık yıldızı beni simgeliyor" Sevgi S. , artık hayatındaki olağan gelişmeleri bile Yılmaz'ın kerametine yoruyordu. Yılmaz'ın emirlerine yerine getirmediğinde Allah'ın gazabına uğramaktan korkuyordu. Para göndermek istemediğinde Yılmaz, "Günaha mı girmek istiyorsun! Allah'ın emirlerine itiraz mı ediyorsun !
Sayfa 26 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
"Karanlık bu akşam ne hoş," dedi Zackarina. "Karanlık, sen ne yaparsan o olur," dedi Kumkurdu. Yeni ay gibi hafifçe ışıdı. "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Zackarina. "Demek istediğim, karanlıktan korkarsan tehlikeli olur," dedi Kumkurdu. "Ama sevmeye cesaret edersen, o da seni sever."
Sayfa 96 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İbrahim Bin Ethem'in hikayesine benziyor.
"Bir zamanlar Bağdat'ta kendi halinde yaşayan bir adam varmış. Sağlığı yerinde, varsıl, mutlu bir evlilik süren bir adam. Tek dileği bir evladının olmasıymış. Ama bir türlü çocuğu olmuyormuş. Doktorlara gitmiş, büyücülere taşınmış, adaklar adamış, yok, zavallı adamcağızın hanımı bir türlü hamile kalamıyormuş. Tam umudunu kestiği sırada gezgin
Sayfa 409Kitabı okudu
Sevgili Midem Bu Saatte Yemek Yemek Zararlı Olmasın
Hadi sabah kahvaltıdan vazgeçtik ama akşam yemek yemeden olmuyor. Sevgili midem! Sen de hiç durumdan anlamıyorsun; bu kadın yoruluyor demiyorsun. Ne aç gözlü bir şeysin sen ya ... Ne yollasak öğütüyor, bir daha istiyorsun.
"Karanlık bu akşam ne de hoş," dedi Zackarina. "Sen ne istersen o olur karanlık," dedi Kumkurdu. Yeni doğan ay gibi hafifçe ışıdı. "Ne demek istiyorsun?" dedi Zackarina. "Demek istediğim, eğer karanlıktan korkarsan," dedi Kumkurdu. "İşte o zaman tehlikeli olur. Ama sevmeye cesaret edersen, o da seni sever."
Sayfa 102 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Trajikomik halimiz
Merak etmeyin, ne kadar gizlemeye çalışsanız da benden bir tık yukarıda olduğunuz belli oluyor. Asgari ücret benimkisi, bir de yemek fişimiz var. Kendimiz temizliyoruz masamızı hem de; neyse, bizim işimiz bu sonuçta, istemiyorsan yapma derler, işsiz kalırız. Yapacak insan çook. Hepimiz sekiz saatten fazla çalışıyoruz, bazen on iki, bazen on beş saat. Fazla mesai ücreti aldığımız tek bir ay bile olmadı. Son iş yerimden bu yüzden atıldım zaten. Bir masadan yemek artıklarını toplarken kulak misafiri olmuştum iki tane janti adama. Avukatlıktan falan konuşuyorlardı. Hazır bedava avukat bulmuşken sorasım geldi: “Fazla mesai ücreti için dava açmak istesem ne yapmam gerekir?” diye de sordum. Jantiler de bana anlattılar kısaca. Akşam mesai sonrası birim şefimiz Cevat Bey (Kel Cevat) aldı beni karşısına, “Fazla mesai için dava mı açmak istiyorsun?” diye sordu. “O da nerden çıktı?” diye yanıtladım. “AVM’nin avukatlarına sormuşsun,” dedi. “Şansıma da, senin ağzına da sıçayım,” dedim. İçimden söylediğimi sanıyordum, öyle değilmiş. “Yemek fişlerini bırak, eşyalarını topla, defol!” dedi. “Yüzüme tükürüp çıktı,” demiş arkamdan. Birinin arkasından konuşmak çok ayıptır, o kişi yüzünüze tükürmüş olsa bile yapmayacaksın bunu.
Sayfa 77 - İletişim Yayınları, 1.Basım Nisan 2019, İstanbulKitabı okudu
Reklam
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.