Sonu başından belli olan bir kitap daha..
Eser, insanın ölümle ve hayatla olan hesaplaşmasını etkileyici bir şekilde anlatır ve okuyucuya yaşamın kıymetini ve kişisel değerlerin önemini hatırlatır.
Kitap, baş karakter İvan İLYİÇ'in ölüm döşeğindeki son günlerini ve onun bu süreçte yaşadığı içsel hesaplaşmayı konu alır.
Daima gerektiği gibi yaşamaya özen göstermiş, işini en iyi şekilde yapmaya çalışmış, hayatının büyük bir kısmını servet, saygınlık ve şöhret peşinde koşarak geçirmiştir.
Ancak ölüm döşeğindeyken, tüm bu değer verdiği şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu fark eder.
Tolstoy, her kitabında bir mesaj veriyor bizlere o mesajları anlayabilmek dileğiyle..
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202246bin okunma
Bayramın ne olduğunu idrak edemeyecek kadar küçüktüm o stüdyoda fotoğrafçıya bakarken. Anlamsız bir hüzün varmış yüzümde niyeyse...
Şimdi yıllar sonra bu fotoğrafa bakarken de hüzün doluyum. Bayramı bayram yapan sevdiklerim teker teker eksildiler bu kareden. Annem, babam, meleğim ablam 🥺
Her şeyim tam olsa da, bayramlarda ne kadar eksik olduğumu ve bu eksikliğin hiçbir şeyle dolmayacağını, dolduramacağımı bilmek canımı acıtıyor. Ellerini öpüp sarıldıklarımın toprağını sevmek boynumu büküyor.
Şimdi tıpkı şu fotoğraftaki 3 yaşındaki kız çocuğuyum. Kırılgan, zayıf ve bir o kadar da yetim, öksüz...
Sahiden iyi mi bayramlar? 🥺😢
Yunan trajedileriyle ilgilenmeyi çocukluğumdan beri sevmişimdir. Fakat ne zaman analiz etmeye veya incelemeye kalkışsam dilim bir türlü dönmüyor. Bana öyle geliyor ki Yunan trajedileri, esasen bu yazarların edebiyatlarından çıkardığımız anlamlardan çok daha farklı şeyler anlatmaya çalışıyorlar.
Tipik bir Yunan trajedisinde gerilim unsurları
İnancını yitirmiş Yahudi bir kadın hastamı çok iyi anımsıyorum. Olay, gördüğüm bir düşle başladı. Düşümde tanımadığım genç bir kadın muayenehaneme geldi. Bana durumunu anlatırken, “Dediğinden hiçbir şey anlamıyorum. Ne demek istiyor?” diye düşünüp dururken ansızın çok güçlü bir baba kompleksi olduğuna karar verdim. İşte düş böyleydi.
Ertesi gün
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum.
Tamam Tuna, bekliyorum.
Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana