"Uykusuz gecelerimin sessiz karanlığında, yıldızların arasında kaybolmuş bir ruh gibi dolaşıyorum. Gökyüzüne bakıyorum, yıldızların arasında kaybolan Plüton'u düşünüyorum, sonra aynı soruyu kendime soruyorum: "Plüton nereye ait? Ben nereye aitim?"
Gökyüzündeki yıldızlar arasında kaybolan Plüton gibi, ben de kendimi arayış içinde buluyorum. Bir grup içinde yer almak, bir topluluğa ait olmak istiyorum, ama nereye ait olduğumu bilemiyorum. Belki de ben de bir zamanlar ait olduğum yerden çıkarıldım, belki de kendi gerçeğimi bulmak için bu yolculuğa çıkmam gerekiyor.
Belirsizlik içinde dolaşırken, Plüton'un trajedisini anlamaya çalışıyorum. Belki de ait olduğu gruptan çıkarılması, onun gerçek doğasının anlaşılmadığı anlamına geliyordu. Aynı şekilde, ben de belki de gerçek kimliğimi bulamadığım için bir yerlere ait hissedemiyorum.
Belki de bu yıldızlar arası yolculuk, Plüton'un yoluyla kendi yolumu bulma çabamın bir yansımasıdır. Belki de bir gün, kaybolduğum yerde değil, kendi içimde bulacağım gerçek aidiyeti. Plüton gibi, ben de kendimi bulduğumda, belki de bir grup içinde olmanın değil, kendi benliğimle barışmanın ne kadar önemli olduğunu keşfedeceğim. Bu yolculuk belki de bana, kaybolduğum yerde değil, kendi içimde bir yuva bulmam gerektiğini öğretecek."