Bir hakim 30 yıllık meslek hayatını kitaba yazmış ve orada şöyle bir tesbitte bulunmuş .
Hakim diyor ki.!! 30 yıllık meslek hayatımda şunu gördüm kii ; tüm cinayetler, ve benzeri öldürme ve yaralama olayları insanların ,
Bir olay karşısında ilk 10 veya 20 veya,
30 saniye kadar akıllarına mukayyed olamamaları yüzünden işlenmiştir.
Oysa çok az bir zaman,
minnacık bir zaman akletseler,
YA ÖLMEZLER, YA ÖLDÜRMEZLER,
ya SAKAT KALMAZLAR,
ya da CİNAYET IŞLEYIP 30 -40 yıl hapis yemezler.
Ömrüm boyunca baktığım ağır ceza davaları,
Yazikki birinin bu sabri göstermemesinin bedeli olarak boyunlarına dolanmıştır , diyor hâkim bey...
Bu anekdot bana Peygamberimizin şu sözünü hatırlattı: Öfkelendiğiniz zaman ayakta iseniz oturun, oturuyorsanız yatın"
Ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyorum...
Kitabı elime alırken farklı bir heyecanla aldım elime...
Kitap ince olmasına rağmen içinde 
Mehmet Akif Ersoy ile ilgili bilmediğimiz o kadar çok şey var ki. İçim buruk bir şekilde okudum. 17 yıllık eğitim hayatım boyunca bize tek öğrettikleri şey İstiklal Marşımızı yazması ve ödülü hayır kurumuna bağışlaması. Bunlar bile tam manasıyla açıklamamışlardı bile. Bu güne kadar böyle bir şahsiyeti nasıl araştırmadım diye üzülüyorum. Herşey elimizin altındayken herşeyden uzağız ne yazıkki. Öğrenilip kitapları okunması gereken o kadar çok şahsiyet varki...
Kitapta beni en çok etkileyen kısım ise;, "istiklal marşımızı yazarken elinde sadece iki kağıdı varmış. Birini temize çekmek için ayırıyor diğerine yazmaya başlıyor. Kağıda sadece sekiz kıta sığıyor. Son iki kıtayıda bu gece yazmazsam bir daha bunları yazamam unuturum diyip son iki kıtayı duvara yazıyor"
Tarihimizi hep başkalarından dinledik bu bizim en büyük yanılgımızdı.
Tarihimizin hakikatini okuyarak araştırarak öğrenebiliriz. Başka türlüsü bize hikaye olarak anlatılır. Hikayelerle uyutuluruz ne yazık ki...
Kadın bir enstıramandır ama ne yazıkki her erkek nota bilmez
oku,oku,oku!
Merhabalar, konusu 'kadın,hayvan ve bitki" olan bişiler karaladım bu serüvende. Belki önceki çizimlerim kadar müthiş değildir ama biliyorumki konusu önceki çizimlerimin bir çoğunun konusunu arkada bırakabilir bir çizim. Uzun zamandır bilindiği üzere bu ülkede kadına,hayvana ve bitkiye yer yok. Kadınlarımız defalarca şikayet edilmesine rağmen,sapığı tarafından öldürülüyor,ülkede genel durum bu. Yada cani kocası tarafından yemek beğenilmedi gerekçesiyle çocukların gözü önünde öldürülüyor. Evet bu olaylara şahit olduk ne yazıkki. Ormanlarımız,bitkilerimiz kontrolsüz yangın sonucu küle döndü. Unutmamalıki her bir ağar günde 3 insanın oksijenini üretmekte. Yani orda sadece ağaç ölmüş olmuyor(!). O masumlara ne demeli? O hayvanlar ? Onların bize ne zararı vardıki? İnsanların verdiği zararları görmezden gelip ,orda havlıyor diye yada ormanda yürüyüp birinin dışkısına bastınız diye onları öldürmek zorunda mısınız? Şiddet ve yokketme eylemi ahlak seviyesi düşük insanlar için her zaman çekici gelmiştir. Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, insanlara ,hayvanlara, bitkilere olan davranış biçimi ile değerlendirilir. Sanatımla beraber bişeyler ifade etme çabama ortak olup paylaşırsanız ülke bir adım dahada gelişir. Unutmayın;Sanat paylaşıkdıkça güzeldir.
resimyukle.io/r/5WvBc50XgS
Şimdilik hepiniz sanatla kalın🌼
Ne acı ne yazıkki :((((
Toplumuzda kızlar, kendi kişiliklerini ve kimliklerini özgürce yaşamak yerine, kocalarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak amacıyla yetiştiriliyorlar. Bir kadın, erkeğin ihtiyaçlarını karşıladığı oranda iyi görülebiliyor.
Sayfa 208Kitabı okudu
“Yani biliyorum bana gerek olduğunu, vazgeçilmez olduğumu ve insanların saçmalıklarına kulak asmamak gerektiğini. Ama ne yazıkki müsvedde diyerek bir benzerlik buluyorlar! Tam da bu müsvedde lazım size, bu müsvedde işinize yarıyor, bu müsvedde sayesinde işler yolunda gidiyor, bu müsveddeye ikramiye vermeniz lazım; müsvedde olsa bile!”
Sayfa 77 - Can YayınlarıKitabı okudu
