Mardin ve Muğla arasında geçen bir aşk hikayesi. O kadar zıt ki yaşam tarzları, kültürleri. Ama aşk işte, hiç bir şey engel olamıyor bir kere ele almaya görsün kalpleri.
Beril ve Toprak
Okulundan mezun olduktan sonra Beril memleketi Muğla’ya dönüş yapar. Daha önce başından bir nişan geçen Beril, babasının ölümünden sonra kendini iyiden iyiye tarıma verir. Memleketimizin verimli topraklarında ata tohumlarını ekip olabildiğince organik ürünler biçebilme peşindedir.
Arabasıyla gittiği yolda, önüne çıkan köpeğe çarpmamak için yaptığı kaza da tanışır Toprak ile. Tabi ki aurası oldukça yüksek olan Beril’in ilk görüşte yeşillerinden etkilenir Toprak
Beril ve yengesinin geleneksel kız kıza gecelerinde gittikleri mekanda, tesadüfen Toprak ile karşılaşırlar. Ve artık bu kadar tesadüf yeterli, kim olduğumu göstermemin zamanı geldi diyen Toprak, Beril ile tanışmak için müthiş bir giriş yapar.
Kitap o kadar soft o kadar naifti ki . Bu zamana kadar okuduğunuz bütün aşiret kitaplarını unutun. Sizi o kadar güzel bir yolculuğa çıkaracak ki karakterler kapağı kapattığınız da kendinizi bulutlarla hissedeceksiniz. Annem Mardin’li ben Ege’li olduğum için her iki şehir’e ve onların kültürlerine oldukça hakimim. Ve itiraf edeyim bu detaylar beni çok daha mutlu ediyor Kitapta ki her bir karaktere ayrı ayrı bayıldım ama favorim Beril’in yengesi vallahi öyle yengem olsa daha ne isterdim. Yazarın ilk okuduğum kitabıydı ama son olmayacak Kalbimi bıraktığım bir kitabı daha kitaplığıma ekledim
Üvey Anneye Övgü, 
Benim Hüzünlü Orospularım )
Ama burada bir kişiyle ilgili duygular vardı. Lolita da ise adam gerçekten pedofili...
Rahatsız oldum ama yasaklanmasını ya da okunmamasını isteyenlerden değilim.
