(...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün vermemiştir. Ama, o sıralarda, Necip Fazıl'ın Recep Peker ve CHP
HEP MERDİVENİN İLK BASAMAĞINDA BEKLETİLMİŞ ADAM
VECİHİ TİMUROĞLU
(...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün
Abdülhamîd'in tahta çıktığı günlerde Midhat Paşa ve Ziya Paşa'yla beraber vagon diye bağlanarak onun diktasiyle Mâbeyn'e sokulmayı gaye edindi. Emeline dilediği şekilde eremeyince de, hemen, diline, Arapça bir döviz doladı:
-Bir şey üç olmayınca tamamlanmaz!
Yani, Abdülâziz devrildi, peşinden Murad gitti, şimdi de sıra Abdülhamîd'e geldi. Demek istediği bu...
Bunu haber alan Abdülhamîd'in, şu sözü söylediği rivayet olunuyor.
-Beni, almaya alıştıkları bahşişlerden mi sanıyorlar ki, biri üçle tamamlamak istiyorlar?
«İttihad ve Terakki»nin şişirdiği pireden deveye çıkardığı ve dokunulmazlaştırdığı Nâmık Kemal, o sahte kahramandır ki, onu gerçekten tanımakla, bir gün gelmesi muhtemel gerçek kahramanların hakkı korunmuş olur.