Selamün aleyküm Ya Kitap ehli
İnsan inandığı gibi yaşamalı öyle değil mi? ya da biraz devrikleştirirsek inandığını yaşayana insan denir...
Bir sorumluluğunuz var, kısıtlı süreniz, dönüşü olmayan.
Elinizden geleni yapınca mesrur olacağınız ama gayretinizi esirgediğiniz de ise en bedbaht hâle düşeceğiniz...
Peki ya menfaatlere gelelim, sevgiyi
*Benliğimiz ( egomuzun) esiri olmuş haldeyiz.
*Korkularımız bizi zincire vurmuş; "Korkularını düşün!"
*Özgürlüğümüzün içinde sınırlı kalmışız; " Ne kadar özgür sanıyorsun kendini! " sanıyor musun yoksa özgür müsün ?
*Halinden memnun değilsin!
Bütün bunlar için birer "anahtar aramamız" için önümüzde bir engel yok.
Sahi hayat ne? Hayat kelimesini nasıl tarif eder insan?
Kendi varoluşumuz nasıl oldu? Biz kimiz? Neden yaşıyoruz, amaç ne?
Binbir sorularla karşılaşıp bi dalıyoruz düşüncelere sahi bizim bulduğumuz cevaplar geçerli midir?
İnsan ne olursa olsun her an düşünebilir yani bi kolay görünümden farklı anlamlar çıkartılabilir sadece kişiden kişiye
Dünya sahnesine hoş(!)geldiniz…
Umutlarınız nelerdi bilemiyorum ama beklentilerinizin ziyadesiyle karşılanmadığı kanaatindeyim.
Evet, maalesef memnuniyetsizliğiniz gözlerinizden okunuyor. Bilet için para vermemiş olmanız isabet olmuş sanırım, en azından paranız cebinizde kalmış.
Ah, ama size gelirken söylemeyi unutmuş olmalılar, buradan çıkış
Saat gecenin üçü. Gece dahi uykuya dalıp beklerken sabahı ve muhakkak ki biriktirirken ışığı, varlığım yağmur tanelerinin misafir olduğu bir pencerenin ardından dünyayı seyrediyor. Görebildiğimce ve gözlerimden ruhuma süzülebildiğince yaşamı…
Oysa ne çok tortu var, yağmurların bile aklayamadığı…
Oturduğunda pamuk tarlasına alabildiğine uzanma
21. Yüzyılda gençler bizler nasılız?
Üzerimize düşen görev ve sorumlulukların bilincinde miyiz? Farkında mıyız etrafimizda olan olayların, farkında olsak bu kadar rahat hareket edebilir miyiz? Göz yumuyoruz olanlara, bencilleşiyoruz. Oturun düşünün. Ülkemizde neler oluyor ? Islam coğrafyasında kardeşlerimiz katlediliyor. Neden görmezden
Video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz; youtu.be/ifillnvyU9A
Kitabı okumaya başladığınız ilk andan itibaren şunu diyorsunuz, neden geri kaldık? Geri kalmamıza sebep olan şey neydi? Neden bu haldeyiz ve toplumsal olarak neden hep sağ eğilimli olduğumuzun en net kanıtı kitap. Bununla birlikte Türkiye'nin ekonomisinin neden kırılgan olduğunu, aynı şekilde bugünkü sağ sol çatışmalarının nereden kaynaklandığını size kanıtlarıyla beraber sunuyor.
İkinci Dünya Savaşı sonundaki gelişmelere bağlı olarak demokratikleşme sürecini başlatmış olan Türkiye'yi ve Demokrat Parti'nin 1950'de yapılan seçimlerle iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye'deki sağ sol çatışmalarına değiniyor. Bununla birlikte arka arkaya yapılan üç seçimi de kazanan Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960'da yapılan askeri darbe ile iktidardan uzaklaştırılmıştır. Peki bunun sebebi neydi diye bakarsak en başta toplumun kutuplaştırılmasının sebep olduğunu bilmek lazım.
Burada yazdıklarımın en basit anlatımla olduğunu belirtmek isterim zira videoya tıkladığınız zaman daha sert ifadelerle karşılaşacaksınız..
Ne yazık ki Kadınsız Erkekler'i bitirdiğim bugünün sabahına yine bir kadın cinayeti haberiyle uyandık. Pınar Gültekin'in öldürülmesi yine içimizde giderilmesi mümkün olmayan yaralar açtı. İşin acı yanı ise bu artık bizim için bilindik bir his haline geldi. Kitabın kalan son öykülerini de okurken ister istemez Murakami'nin Kadınsız Erkekler'i ile