Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
104 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Dünyayı, hayatı iyi tanıyorlar ; hiç değilse iyi tanıdıklarına inanıyorlar. İnsanlarla sürekli alışverişte olmalarını sağlayan bir işleri var. Dahası, hayatı onlar kuruyor, dünyayı onlar yönetiyorlar. Erkekler... Köşe başlarını tutmuş ufacık devler. Bize, biz kadınlara onların el yordamıyla kurdukları hayatı kabullenmek, şu tuhaf dünyanın gidişine boyun eğmek düşüyor. Ses geçirmez duvarların ardında ne vaatler ne umutlar!..... Sessizlik her şeyi ağırlaştırıyor, çekilmez yükler oluşturuyor. Biz de oturup birtakım gereksiz düşler kuruyoruz; dünyadan, gerçek hayattan haberimiz yok.... .... "Biz kadınlar acaba neden ancak bir erkeğin yanıbaşında rahat hissediyoruz kendimizi? Hoş erkekler de öyle ya Evlenmek, - kabaca-bir karı almak yetmiyor. Gene annelerine koşuyorlar bir kadın yetmiyor. Bir karıları bir de anneleri olsun istiyorlar. Gücü yetenler ya da durumda ahlaka aykırı bir yan bulmayanlar başka kadınlar da olsun istiyorlar." Selçuk Baran bu öykü kitabında kadın erkek ilişkileri ön planda ama hepsinin ortak noktası, erkeklerin gölgesinden çıkmak isteyen, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen kadınların öyküleri. Öykülerin konusu hayattan, bizden tanıdık gelen diyaloglar... Selçuk Baran'ı okurken sanki çok başarılı bir çeviri okuyormuşum hissine kapıldım. Anlatımı çok farklı bir yandan da çok sade, akıcı. Öykü okuyamıyorum, beni sarmıyor diyenler, ya da farklı bir yazar tanımak istiyorsanız Selçuk Baran okunmaya değer bir yazar.
Yelkovan Yokuşu
Yelkovan YokuşuSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2020248 okunma
Bir hıyarağası elini tutup evlenme önerisinde bulunacak... Sana bunu öğrettiler değil mi? Düş yoksunu bir hıyarağası... Belki seni sevdiğini de söyler... Neden söylemesin ki? Yalan olduktan sonra. Çünkü sevdiği sen değilsindir, el değmemişliğindir olsa olsa. Bilmem, anlatabiliyor muyum?
Reklam
Bir hıyarağası elini tutup evlenme önerisinde bulunacak... Sana bunu öğrettiler değil mi? Düş yoksunu bir hıyarağası... Belki seni sevdiğini de söyler... Neden söylemesin ki? Yalan olduktan sonra. Çünkü sevdiği sen değilsindir, el değmemişliğindir olsa olsa. Bilmem, anlatabiliyor muyum?
Kent meydanındaki saatin rakamlarına ‘’Artık zamanı gelmiştir’’ deyip ateşböceklerini ve dahi kelebekleri oturttular. Hiç konuşmadan yürüyüp gittiler karanlığa doğru. Sonra, ateşböcekleri ve kelebekler seni gördüler, sana geldiler. Akrep-yelkovan bırakıp dönmeyi, tembelliğe durdular. Yatıverdiler sere serpe. Sessizlikten ürktüler. Karanlığı ve sessizliği delen akrep oldu. Akrep ile Yelkovan ’ın konuşmaları içre yazılandır: - Ne zamandır soracaktım, sahiden yel mi kovarsın ki, yelkovansın? - Merakımdır bağışla. Bunu neden sorarsın? Hiç sordum mu sana, neden akreptir adın? Hem kalma merakta, asıl adım Yelkokandır. -Sen de bilesin ki, bende merak ettim, akrepliğim nedir diye? Serkisoflu büyükdedemin diyesi ki, adım Rep’tir. Su gibi akayım, tez koşayım diye, Ak Rep demişler, olmuş adım. - Neden daha önce söylemedin? Korkup kaçmazdım senden bu kadar. -Bırakmadın ki... Bilirsin her rakam başında, her köşe başında oturup beklemişimdir seni. ... Konuştular, koklaştılar. Herşey durdu. Ve sonra, saat hep 12 oldu. Bir daha hiç dönmediler...
Belki seni sevdiğini söyler... Neden söylemesin ki? Yalan olduktan sonra.
Sayfa 31 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bilmez Miyim Hiç...
Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta Peki,
Reklam
Sen de kendini bulacaksın ve geçecek bunlar yakında ^^
"Sanki çark dönmüyordu, dişliler birbirine değip akmıyordu, akrep ve yelkovan birbirini takip etmiyordu, zaman ilerlemiyordu, hayat akmıyordu. Sanki hayat yolumdaki taşlar hep pürüzlüydü, her şey ben ilerlerken canımı yakmak üzerine kurgulanmıştı, üzerinden geçtiğim yollar beni yaralıyordu, bana giden yollar hep kapalıydı. Hayatım bana bunu neden yapıyordu? Sanki bu dünyava incitilmek icin gelmiştim."
Hay Tanrım, burada düş kuran kim? Düşten söz eden kim? Sana krallığımı sundum; sense dalga geçtiğimi sanıyorsun. Ne biçim konuşmalar beklediğini bilmez değilim. Bir hıyarağası elini tutup evlenme önerisinde bulunacak... Sana bunu öğrettiler değil mi? Düş yoksunu bir hıyarağası... Belki seni sevdiğini de söyler... Neden söylemesin ki? Yalan olduktan sonra. Çünkü sevdiği sen değilsindir, el değmemişliğindir olsa olsa.
Sayfa 31 - DeğirmenKitabı okudu
184 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.