Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Cebimizdeki safiri denizde sektirebildiğimiz gün...
“Yaraların hissedilmesi için tanımlanmaya ihtiyaçları yoktur” der Amin Maalouf. Yaralarımız, varoluşumuzun kanıtı gibidir. Yara nerede açıldıysa bütün benliğimiz yüzünü o yana çevirir. Çünkü sancının konuştuğu yerde başka hiçbir sesi duyamazsınız… İşte
Resul Bulama
Resul Bulama
‘nın kaleminde hayat bulan
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme UstasıResul Bulama · 0151 okunma
Reklam
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
Gitmek cesaret ister ufaklık Gittinmi tam gideceksin Öyle beylik laflara gerek yok Hiçbir keşke kalmamalı dilinde Şüphe bırakmamalısın geriye Gelmez diyecekler Öyle bir gitti ki Yel esti ardından demeliler
240 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Her An Eylemdir!
Zaten severek takip ettiğim
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
ün yazarlık serüvenine katıldığını duyunca hem şaşırdım hem de tereddüt ettim. Açıkçası kitabının kötü olmasından ve takip ettiğim bir içerik denizinden mahrum kalmaktan korkmadım diyemem. Ancak merakıma yenilip aldım ve okumaya başladım. .
Kimlink
Kimlink
bir distopya ve yazarımızın ilk kitabı. İlk kitaba göre çok
Kimlink
KimlinkOğuz Aktürk · Aylak Adam Yayınları · 202398 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Deli Tarla-İnceleme
Birileri aracılığıyla tanıştığım yazarları ve kitapları seviyorum. Şermin Yaşar ile de komşum aracılığıyla tanıştım ve sevdim açıkçası hikayelerini, tarzını. Bu kitabına on değil de sekiz puan vermemin nedeni biraz fazla argo kelime vardı, tabii ki günümüz diliyle yazılmış normal sayılacak kelimeler belki ama bunları ben kullanmadığım için okumak rahatsız etti. Kısaca kitabın içeriğine gelirsek Deli Tarla kitabın içinde bulunan diğer 16 öyküden ilki. Sevdiğim öykülerin alıntılarını burada ara ara paylaştım zaten. Öykülerin her biri bence kendi içinde güzel ve mesajı olan öyküler bana en sıradan geleni ise Muazzez ve Yelkovan Çetesi oldu. Kitabın adını veren öykü olduğu için Deli Tarla'dan kısaca bahsetmek isterim, babalarının ölümü üzerine miras bölümü yapılan dört kardeş arasında deli tarlayı kimse almak istemiyor çünkü babaları sihirli mantar yeyip onun etkisiyle kafası gidiyor, kardeşler de o tarlanın neden olduğunu düşündüğü için istemiyor en küçük kardeş olan Kerim'e veriyor tabii gerçekler de Kerim'in ziraat mühendisi karısı sayesinde açığa çıkıyor. Diğer öyküleri de böyle kısa kısa diyebilirim. Yazar akıcı, tamamıyla günümüz diliyle yazdığı için okuması da zorlamıyor. Yazarın başka kitapları da var okumayı düşünüyorum okudukça yine paylaşacağım. Kitapla kalınız :)
Deli Tarla
Deli TarlaŞermin Yaşar · Doğan Kitap Yayınları · 20205,3bin okunma
Reklam
bırak o yüzüğü hıyar
Bir hıyarağası elini tutup evlenme önerisinde bulunacak... Sana bunu öğrettiler değil mi? Düş yoksunu bir hıyarağası... Belki seni sevdiğini de söyler... Neden söylemesin ki? Yalan olduktan sonra. Çünkü sevdiği sen değilsindir, el değmemişliğindir olsa olsa. Bilmem, anlatabiliyor muyum?
Sayfa 31 - Değirmen öyküsü.Erol, Lale’ye
Ağzımdan dökülen kanları gören bir grup cümle defterin arasından çıkarak ayaklarımın altında gezinmeye başladı. Diğerleri de aynı şekilde çıkmak için kıpırdanıyor. Zihnimde yeniye dair hiçbir şey kalmadı. Düşünmem lazım. Bunu kendim için olmasa bile onun için yapmalıyım. Ve neden bilmiyorum, bir an en çıplak duvara bakmak aklıma geliyor. Çünkü hiçbir duvar bu kadar çıplak olamazdı. Daha dikkatli bakınca da üzerinde bir saat beliriyor. Ama bir sorun var. Akrep, Yelkovan ve Saniye duvarın farklı noktalarında duruyor. Onları bir türlü bir araya getiremiyorum. Ayrıca Saniye kendinden geçmiş bir şekilde dönerken Yelkovan kendi keyfine göre ilerliyor. Akrep'inse hiçbir şey umurunda değil gibi öylece duruyor. Üçünü bir araya getirmek için zihnimi biraz daha zorluyorum. Bir işe yaramıyor.
:D
“Hap mı yuttu? Neden? Dişi mi ağrıyordu?” “Sanmam. Öyle kibar karıların dişleri falan ağrımaz. Hiçbir yerleri ağrımaz. Yalnızca sinirleri bozulur.
Sayfa 44 - Bozacıda öyküsü.Reşit.
Vuslat mı? Belki dedi... Yelkovan akrebi yakaldığında neden olmasın.
Reklam
Yeğenim (4 yaşında) Bayramda görüntülü konuştuğumuz yerde burçlardan konu açıldı aslında akrep burcu, senin burcun ne dedim yelkovan dedi neden dedim sen normalde akrep burcusun dedim çünkü ben büyüdüm diyor anlatacaklarım bu kadar 😂😂
🌿 Damıtılmış fikirler Gecelerde çekilmiş çilesi Kıvranırken akrep yelkovan Sabahın doğum sancısı Neden ki ferahlatır yüreğimi Razıydım ve razıydı zihnim Kolayda ki zorun yalnızlığına O sıra gönül sessiz Hissetiği önemsiz Haşa önemsiz derken Nasıl yani değersiz mi Oysa ki âlem kalpten ibâretken Yazmadım ben zaten Hele siz hiç okumadınız
Yaşananlar Bilimsel Değil!
Cilası atmış sandalyemin içten rahatsızlığına gıpta ederek Bir o kadar da çekingen oturdum. Hesabımın âmâ eller tarafından görüleceği çok belli. Yelkovan, akrebin saldırısına uğramış gün sonunda defalarca. Bu şartlar altında zamanın beraatini istemem ahmakça ve Nasıl denir? Pek adil değil. Zaman yosmalığını kabul etse bir nebze şansımız
"..Duvardaki saate bakınca donup kalıyorum; ne akrep ne yelkovan ne de karga başı var. Kendi saatime bakıyorum; boş bir kadran. Şaşkınlığım iyice artıyor. "Saate ne oldu Vahit Abi? Neden hiçbir şey göremiyorum?" Vahit önce duvardaki, sonra kolundaki saate bakıyor. Başını kaşıyor. Onun da bir şey anlamadığı ortada. Omuzlarını kaldırıp boş boş bakıyor yüzüme. Tek başına oturan adam "Saat yok," diyor, "zamanı kaybettik." "Nasıl kaybettik?" "Ben ne bileyim işte," diyor, "kaybettik." Birden paniğe kapılıyorum."
Sayfa 42 - Can YayınlarıKitabı okudu
Vuslat mı? Belki dedi... Yelkovan akrebi yakaladığında neden olmasın.
Sayfa 108Kitabı okudu
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.