Eskiden çocuk gelişimi konusunda uzmanlara pek ihtiyaç yoktu. Zaten çocukların da bugünkü türden problemleri yoktu. Misal:
-Sabahtan akşamlara kadar tablette oyun oynamak.
-7/24 kulaklıkla dolaşıp, etrafa az önce uzaydan gelmiş de "Nerdeyim ben!?" der gibi bakınmak.
- Filmlerde izlediği ya da kitaplarda okuduğu zombi, cadı, testereli psikopat, büyücü vs. gibi karakterlere büyük hayranlık duymak.
-Eski zamanlarda yaşayan bir çocuğun yanında bahsedildiğinde bile gece tuvalete kalkınca korkup annesini babasını çağırtan hortlaklı, çirkinli ne kadar suret varsa odasının duvarına asmak.
-Ne diyorsanız tersini yapmak ve bunu da özgüven sanmak.
Bayram günleri kendimi, sebepsizce bir boşlukta bulurum. Sanırsınız rüzgarlı bir havada atılmış bir poşetim, hiç hükmüm yok. Sanırsınız denize atılmış bir taşım, derin bir yerdeyim ama nerdeyim bilmiyorum. Sanırsınız bayramda kapıyı çalan çocuklara verilen şeker gibiyim, nereye gittiğimi bilmiyorum. Bayramın gelmesini bundan dolayı pek heyecanla
youtu.be/JV4QSc58nH8
SENDE KALMIŞ
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Gazzeliler ölmüyor!
Zira ayet var:
“onlara ölüler demeyiniz”…
Bu gece insanlık ölüyor, bu gece kimliğinde “müslüman” yazıp da hala suya sabuna bulaşmaktan ödü kopanların vicdanı ölüyor, bu gece içimizdeki rehavet ölüyor
ve yeniden diriliyoruz!
Olan ve olacak olması gereken bu!
Dirileceğiz!
İslam devleti liderlerinin durumu, Arapların sessizliği
Sende Kalmış
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende