496 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Her şey bir varış hikâyesine dayanmakta. Martin Eden varılacak yolun ne kadar büyük zorluklarla çevrili olduğunu gösteren bir eser ve mantık açısından bakacak olursak Martin Eden sağduyunun eksikliğine karşı yükselen bir büyük çığlıktır. Yazar ve entelektüel olarak bir kişinin birey olabilme mücadelesi olarak da adlandırabileceğimiz eser, birçok
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201992,7bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
İrkilerek okuduğum bir bu kitap; Nazi Almanya'sında toplama kamplarına gönderilen bir entelektüelin, yaşadığı fiziksel ve psikolojik işkencelerin sebep ve sonuçlarını -belki de önce kendi için- insanlık adına anlamlandırma çabası. Ama o günden sonra dünyanın geldiği noktayı düşündüğümüzde beyhude bir çaba denebilir buna. Kitap beş başlık altında
Suç ve Kefaretin Ötesinde
Suç ve Kefaretin ÖtesindeJean Amery · Metis Yayınları · 201593 okunma
Reklam
111 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Birinin nesneli diğerinin özneli midir ?
”İyi misin, bir isteğin var mı ?” “Her şeyim var “ ”Haklı olma ihtiyacı sıradan insanlara özgüdür “ (Muhteşem:) “İnsanın eninde sonunda alışmayacağı hiç bir düşünce yoktur” ️”Değil mi ki yaşam bir yerde ölümle sonuçlanıyor , öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı ? “ “Bazı insanların sırf
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112,7bin okunma
Yukarıda metınlerin cansız varlıklar gibi nesne olduğunu söyledik. Diğer metinler değil de Kur’an söz konusu olduğunda onun nesneleşme ile karşı karşıya gelmesi söz konusudur. Kur’an da bir metin ise metni anlamak nesnel bir şey ise o halde ilim adamı Kur’an'ı başka hiçbir şeye bakmadan anlayabilir. İşte tam da burada Kur’an’ı metin dolayımında
Şu an gözde olan teorilerden bir tanesi Freud'un öğrencisi olan Melanie Klein'a aittir. Klein'a göre“!, insan yavrusunun doğduğundaki temel derdi hayatta kalmaktır; ne annesini bilir, ne de bir başkasını. Hayatta kalmak için ise bir tek şeye ihtiyacı vardır, bu da annesinin memesindeki süttür. Tüm enerjisini bu hayat damarına yapışmak için harcar, onu alabilmek için saldırır. Bebeğin dış dünya ile ilk ilişkisi de budur. Böylelikle bebeğin psikolojisi de bu temel ihtiyaca göre şekillenir. Eğer bu teori doğruysa, yani bebek annesinin memesindeki sütü istiyor ve o olmadan var olamayacağını şöyle ya da böyle hissediyorsa, kendinde olmayan ama başkasında bulunan bir şey bir insanda ne uyandırıyorsa bebek de böyle bir hissiyat içindedir. Bu temel duygu “haset”"tir. Bebek, onda olmayan bir şeye —anne sütüne--muhtaçtır, annesinde de bu ihtiyaç duyduğu şeyden ziyadesiyle vardır, dolayısıyla annesine haset eder. Elbette böyle bir teori, “anne sevgisi”yle dolu insanlar olarak bize ilk anda ters gelecek, “Yok canım, kimse annesine haset etmez,” diye düşünülecektir. Bunu ancak “Bizde olmayan bir şey başkasında varsa, üstelik biz o şeye kesinlikle muhtaçsak, bu şeye sahip olan kimseye karşı ne hissederiz?" sorusuna nesnel bir cevap arama cesareti gösterdiğimizde, kendimizi dilsiz bebeğin yerine koyduğumuzda anlayabiliriz. Bunu anlayabilirsek, erişkinlikte gösterdiğimiz haset davranışlarının kökenlerinin burada, bu ilksel (primordial) hasette olduğunu anlamamız artık çok kolaydır.
Sayfa 154Kitabı okudu
"ŞİA GERÇEĞİ ve İRAN... İhsan Şenocak'ın Kaleminden."
Büyük Yürüyüş Allah Rasulü “kuruluş”, sahabe ise “yükseliş” dönemidir. Risaletin bereketi ve sahabe olmanın feyziyle onlarca yıl, yıllara sığdı. Hicaz ve çevresi insanlığın diriliş havzası oldu. İslam önü alınamayan bir hızla yayıldı, şehirler, ülkeler İslam Devleti’ne katıldı. O günleri tahayyül edin. Sürekli yeni fetihler var. Mısır, İran ve
Reklam
307 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.