Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
Nevruz, dirilmeydi Hafize Hanım'a göre, yıkık devletlerin ayağa kalkması, yitik ikballerin parlaması.
Reklam
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hepimiz ara ara silkinmeye, sarsılmaya ihtiyaç duyarız. Kitap o hissiyatı fazlasıyla veriyor. İsmi kitabın ilk yazısının adı. Yoksa kitap içerisinde farklı konulara, farklı yaralarımıza değiniyor. Kitap sadece fikir kitabı değil. Okurken bilgi anlamında da bir çok şey öğretiyor. Çakma sufi kadirov'dan, İsrail siyonizmine karşı savaşan İzzeddin Kasım'a, Nevruz'un gerçek anlamından, Osmanlı dönemi huzur derslerine, Bayrakların ne söylediğinden, ille de Kudüs 'e bir çok mevzuya açıklık getiriyor. Kendisi İlmi Araştırmalar merkezinde hoca olduğu için, kitapta ilim talebeleri için bir çok güzel öğüt var. Hikaye var. Olay var. Yazar net, sade bir dille davası bildiği İslamı ve o yolda ilerlemeye çalışan kardeşlerine haklı bir serzenişte bulunuyor. Ben tek nefeste okudum. Eğer gündeminiz; Alemi İslamsa, ümmeti dert ediyorsanız, ilim yolunda ilerlemeye çalışıyorsanız, bu kitap size çok iyi gelecek. Tavsiye ediyorum.
Allah-u Ekber Yıkılsın Hayber
Allah-u Ekber Yıkılsın HayberSelim Seyhan · Hüküm Kitap · 201797 okunma
416 syf.
3/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitap genel olarak standart bir kurguya sahip. Bir süre sonra sıkılabiliyorsunuz. Kitapta ise en çok hoşuma giden sonundaki Yunanca sözlük kısmıydı. Kitap sayesinde Yunanistan'a ve yunancaya ilgim oluştu diyebilirim.
İki Ada Bir Kadın
İki Ada Bir KadınArlin Nevruz · Olimpos Yayınları · 201617 okunma
279 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaşayan Doğu Dilleri Bölümü Kürt Seksiyonu Başkanı Joyce Blau Mem ü Zin yapıtı için " Fars yazarı Firdevsi ve Yunanlı Homeros gibi Ehmede Xane'yi ölümsüzleştiren bir eserdir der.Bu yönüyle Kürt edebiyatının en önemli eseridir .Aynı zamanda Ehmede Xane de Kürt edebiyatının en büyük yazarıdır dersek hata etmiş olmayız. Mem ü Zin bir aşk romanı, mistik bir şiir olmasının yanı sıra 17. yy Kürt coğrafyası ve halkının güçlü ve trajik bir destanıdır aynı zamanda. Kitap aynı Allah'a övgü, Peygamber'e naad il başlayıp, gerçek ve mecazi aşkın tanımından, efsanenin geçtiği coğrafya üzerinden Mem ü Zin efsanesine ulaşıyor. Kürt yazın sanatının bütün inceliklerini bu eserde görmek ve öğrenmek mümkün.Kürt edebiyatı, Kürt dili, Kürt kültürü, deyimler,kelime anlamları, söz sanatları ve Mitolojik bir çok bilginin dipnot şeklinde verilmesi okurun işini kolaylaştırıyor ama zaman zaman zaman konsantrasyonu dağıtıyor.Çok yüzeysel bir bilgiye sahip olduğum Nevruz ile ilgili özel bölümden çok istifade etmekle birlikte büyük keyif aldım. Hikaye için ise söylenecek çok söz var da 'denmiyor ki diyesin' Mutlak okumanız ve istifade etmeniz dileği ile.
Mem û Zîn
Mem û ZînEhmedê Xanî · Yeryüzü Yayınevi · 20042,212 okunma
NEVRUZ'A
İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz? Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek. Lâfı bol, karnı geniş soyları taklid etme; Sözü sağlam, özü sağlam adam ol, ırkına çek. Hilvan, 15 Teşrinisani 1348(15 Kasım 1932)
Sayfa 466 - Fide yayınları
Reklam
Milli Bayramlarımızdan Korkan İnsanlık Düşmanları
Türkiye Cumhuriyetinin Millî Bayramları, bu ülkede yaşayan herkesin gerçek insan onuruna kavuşmasının merhalelerini hatırlatan önemli günlerin ve o günlerde cereyan etmiş olan olayların milletçe tekrar hatırlama ve tekrar o günlerde cereyan eden olaylara sevinme vesileleridir. Ama her şeyden önce bu bayramlar ve onların kutlanması bizlerin insan
NE KALDI
Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a Hesap etsin yaz ayına ne kaldı Nevruz biter sümbül biter gül biter Top top edip dermemize ne kaldı Seçin ağalar da kötüyü seçin Yiğitin üstüne kemhalar biçin Yavuz at besleyen el malı için Bölük bölük bölmemize ne kaldı Ulam ulam olmuş galan yazılar Ceren avlar gök boncuklu tazılar Altı, Arap atlı şahbaz gaziler Cıda vurup binmemize ne kaldı Babına da Dadaloğlu'm babına Koç yiğitler sığmaz oldu kabına Kamalağın kar'ardıcın dibine Silah çatıp yatmamıza ne kaldı
NE KALDI
Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a Hesap etsin yaz ayına ne kaldı Nevruz biter sümbül biter gül biter Top top edip dermemize ne kaldı Seçin ağalar da kötüyü seçin Yiğidin üstüne kemhalar biçin Yavuz at besleyen el malı için Bölük bölük bölmemize ne kaldı Ulam ulam olmuş galan yazılar Ceren avlar gök boncuklu tazılar Altı, Arap atlı şahbaz gaziler Cıda vurup binmemize ne kaldı Babına da Dadaloğlu'm babına Koç yiğitler sığmaz oldu kabına Kamalağın kar'ardıcın dibine Silah çatıp yatmamıza ne kaldı Avşarlar, Yozgat-Bozok yöresinde sürgündeyken Tecirliler ile Ceritler, Reyhanlı oymağının hayvanlarını sürüp kaçırıyorlar. Reyhanlı ileri gelenleri Tecirliler'den ve Ceritler'den hayvanlarını geri istiyorlarsa da onlar: "Hayvanlarınızı sürüp kaçıranlar biz değiliz, Avşarlar'dır" diyorlar. Bunun üzerine Reyhanlı beylerinden Arap adlı bir bey, Avşarlar'a atıp tutuyor: "Yaz gelince Avşarlar'dan öcümüzü alacağız, onlar hazır olsunlar" diye bu tarafa haber gönderiyor. Ve işte Dadaloğlu’da bu şiirle, “sürgünden dönmelerine ve hesap sormalarına az kaldığını” ifade etmek istiyor, Arap'a cevap veriyor:
NE KALDI
Selam söylen Reyhanlı'da Arap'a Hesap etsin yaz ayına ne kaldı Nevruz biter sümbül biter gül biter Top top edip dermemize ne kaldı Seçin ağalar da kötüyü seçin Yiğidin üstüne kemhalar biçin Yavuz at besleyen el malı için Bölük bölük bölmemize ne kaldı Ulam ulam olmuş galan yazılar Ceren avlar gök boncuklu tazılar Altı, Arap atlı şahbaz gaziler Cıda vurup binmemize ne kaldı Babına da Dadaloğlu'm babına Koç yiğitler sığmaz oldu kabına Kamalağın kar'ardıcın dibine Silah çatıp yatmamıza ne kaldı Avşarlar, Yozgat-Bozok yöresinde sürgündeyken Tecirliler ile Ceritler, Reyhanlı oymağının hayvanlarını sürüp kaçırıyorlar. Reyhanlı ileri gelenleri Tecirliler'den ve Ceritler'den hayvanlarını geri istiyorlarsa da onlar: "Hayvanlarınızı sürüp kaçıranlar biz değiliz, Avşarlar'dır" diyorlar. Bunun üzerine Reyhanlı beylerinden Arap adlı bir bey, Avşarlar'a atıp tutuyor: "Yaz gelince Avşarlar'dan öcümüzü alacağız, onlar hazır olsunlar" diye bu tarafa haber gönderiyor. Ve işte Dadaloğlu’da bu şiirle, “sürgünden dönmelerine ve hesap sormalarına az kaldığını” ifade etmek istiyor, Arap'a cevap veriyor:
Reklam
Vardılar Deliyar'a, uçurumun ağzına. Güneş bilemişti kayaların keskin ağzını. Her yanı çiçek basmıştı. Nevruz günleriydi. Sordular birbirlerine, gözleriyle: Sordular: "Hazır mısın?" diye. Sonra her ikisi de bıraktılar kendilerini uçurumdan aşağıya. Uçurum kendi kendine yankı verdi. Ses verdi. "Azer ! Azer ! Azer!" "Yadigar! Yadigar! Yadigar !" İkisi uçurumdan aşağıya doğru süzülürken nerden bilinmez her ikisinin arasına keskin bir kılıç düştü. O gün, bu gün o yankı sürer uçurumun ağzında. Uçurumun başına gidenler hala duyarlar o yankıyı, o sesi. Başka adlara lal olmuştur Deliyar. Ancak Azer, der. Yadigar, der.
KERİM DEDE 17-18.YÜZYIL Kerim Dede gitmek ister Toros'a Alaydan ayrılmış ördeği yüze Biz de niyaz ettik Sultan Nevruz'a Uyan Ali'm uyan, zamanın geldi
Tabiat sevgimizin en dibinde, kökünde Kamlık geleneğimiz yatar. Kurşun dökmekten nazar boncuğuna, derviş semahından Alevi semahına, içinde 'Ay' geçen bütün kız adlarımızdan, 'Su'yla ilgili bütün inançlarımıza, kırk sayısından Hıdırellez ve Nevruz'a kadar...
Sayfa 61 - Everet YayınlarıKitabı okudu
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.